Balıkesir Üniversitesi'nden Böbrek Taşı Tanısında Radyasyonsuz Yöntem

Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Tıp Fakültesi akademisyenleri, acil servislerde böbrek taşı şüphesi olan hastalarda radyasyon maruziyetini azaltacak yeni bir tanı yöntemi geliştirdi. Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Kıyak'ın liderliğindeki ekibin bilgisayarlı tomografi (BT) yerine klinik skorlama sistemlerinin kullanılabileceğini gösteren araştırması, uluslararası Q2 seviye dergide yayımlandı.

Altı akademisyenin ortak çalışması

BAÜN Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Kıyak, Dr. Öğr. Üyesi Meliha Fındık, Doç. Dr. Bahadır Çağlar, Doç. Dr. Süha Serin, Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Taşkın ve Arş. Gör. Dr. Ahmet Buğra Önler'in imzasını taşıyan "Can Clinical Scores Reduce CT Use in Renal Colic? A Head-to-Head Comparison" başlıklı çalışma, "Tomography" dergisinde yayımlandı.

Araştırma, acil serviste renal kolik şüphesiyle başvuran hastalarda bilgisayarlı tomografi yerine CHOKAI, STONE ve Modified STONE gibi klinik skorlama sistemlerinin tanısal etkinliğini karşılaştırdı.

Bandırmalı Gazeteci Engin Arıcan Yaşamını Yitirdi!Balıkesir Son Dakika Ölüm Haberleri

Radyasyon maruziyeti ciddi sorun

Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Kıyak, bilgisayarlı tomografinin renal kolik tanısında halen altın standart kabul edilmesine rağmen, özellikle tekrarlayan görüntülemelerde artan radyasyon maruziyetinin ciddi sorun oluşturduğunu belirtti.

Yapılan analizlerde bulantı, hidronefroz ve önceki taş öyküsü gibi klinik parametrelerin taş varlığını öngörmede önemli rol oynadığını vurgulayan Dr. Kıyak, "Klinik skorlar, gereksiz radyasyon maruziyetini azaltmada anahtar rol oynayabilir" dedi.

Çok merkezli çalışmalarla desteklenmeli

Dr. Kıyak, çalışmanın sonuçlarının acil servislerde BT yerine klinik skorlara dayalı tanı yaklaşımlarının hem radyasyon maruziyetini azaltma hem de kaynakları daha etkin kullanma açısından önemli veriler sunduğunu ifade etti.

Araştırmalarının modern acil tıp uygulamalarında klinik karar destek sistemlerinin etkinliğini gösterdiğini belirten Dr. Kıyak, bu bulguların çok merkezli yeni çalışmalarla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu yaklaşımların hasta güvenliği ve sağlık hizmetlerinde sürdürülebilirlik açısından da önemli katkılar sağlayacağını söyledi.