Balıkesir’in 29 Ekim Kahramanları: Oyalı Mendilin Hikayesi
Balıkesirli kadın kahraman Halime Kocabıyık’ın anısına yapılan eser, bir aşkın ve mücadelenin hikâyesini yaşatıyor.
29 Ekim Cumhuriyet Sergisi, yalnızca bir dönemin zaferini değil, aynı zamanda isimsiz kahramanların yüreğinde yanan bağımsızlık ateşini de yeniden hatırlatıyor. Sergide yer alan mektuplar, görseller ve hikâyeler, cepheden yükselen sesleri bugüne taşıyor.
Bu yılın sergisinde, Balıkesirli kadın kahramanlardan Halime Kocabıyık ve “Oyalı Mendil” efsanesinin doğuşuna ilham veren bir aşk hikâyesi öne çıkıyor.
“Başkomutanın İzinde: Mustafa Kemal Atatürk’e Adanmış Bir Köşe”
Balıkesir’in 29 Ekim Cumhuriyet Sergisi, sadece kahraman kadınları değil, o kahramanların ilham kaynağını da unutmamış: Mustafa Kemal Atatürk. Serginin özel köşesinde yer alan “Başkomutan” panosu, cephelerden yükselen bir milletin bağımsızlık hayalini şekillendiren liderin vizyonuna adanmış.
Cepheden Gelen Satırlar: Kalemimle ve Yüreğimle Millî Mücadele’ye
Serginin dikkat çeken bölümlerinden biri, Halide Edip Adıvar’ın kaleminden yazılmış “Cepheden Mektup: Kalemim ve Yüreğimle Millî Mücadele’ye” başlıklı metin.
15 Teşrin-i Evvel (Ekim) 1922 tarihli mektupta Halide Edip, Türk milletine sesleniyor:
“Şu an, kalemimi tuttuğum bu masada, cephenin o yorgun, o şanlı tozunu ve dumanını hissediyoruz. Zira biz, yalnızca tüfeklerle değil, yüreklerimizle ve zihnimizle de bir cenk içerisindeyiz.”
Yazar, Millî Mücadele’nin yalnızca askerî bir zafer olmadığını, ruhen de yeniden doğuşun simgesi olduğunu vurguluyor. Kadınların ve erkeklerin omuz omuza yürüdüğü o zorlu yılları “ruhun ateşten gömleği” olarak tanımlıyor.
“Unutmayınız ki Millî Mücadele ruhu sadece bir askerî zaferden ibaret değildir; bir milletin yeniden doğuşudur,” diyor Halide Edip. “Hürriyet ve bağımsızlık bizim kanımızda, ruhumuzdadır.”
Oyalı Mendilin ve Altı Parmak Nuri’nin Hikayesi
Balıkesirli gazeteci Gülsüm Sönmez, sergide yer alan “oyalı mendil”in ardındaki hikâyeyi “Merhaba” muhabirine anlattı.
Sönmez, Balıkesirli kahraman Halime Kocabıyık’ın hatırasına ithaf edilen tabloyu şöyle anlattı:
“Altı Parmak Nuri derlermiş o zamanlar. Gönenli bir kızı sevmiş. O da ona bir oyalı mendil hediye etmiş. Nuri, cepheye giderken o mendili hep yanında taşımış. Bu hikâyeden etkilenerek ben de yaptığım tabloya ‘Oyalı Mendil’ adını verdim.”
Bu küçük mendil, Millî Mücadele’nin hem direnişi hem de sevdayı bir arada taşıyan simgelerinden biri olarak Balıkesir sergisinde yerini alıyor.
Bağımsızlık, yalnızca cephede değil, kalemde, mendilde, yürekte kazanılmıştır.
Bu sergi, geçmişin direnişini bugünün bilincine taşıyor. Kadın kahramanların hikâyeleriyle dolu panolar, ziyaretçilere sessiz ama güçlü bir mesaj bırakıyor:
Röportaj: Gülsüm Sönmez ile 29 Ekim Cumhuriyet Sergisi Üzerine
Balıkesir’de düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Sergisi, bu yıl geçmişin tozlu yollarında iz bırakmış kadın kahramanlara adandı. Sergideki en dikkat çekici çalışmalardan biri ise “Oyalı Mendil” adlı tablo. Eserin sahibi Balıkesirli sanatçı Gülsüm Sönmez, hem duygusal hem tarihsel kökleri olan bu eseri ve arkasındaki hikâyeyi “Merhaba” muhabirine anlattı.
işte sergideki başka resimler
Halime Çavuş’tan Gençlere Vasiyet
Bir diğer pano ise Balıkesirli kahraman Halime Çavuş (Halime Kocabıyık)’a ait. Kendisini “cepheden değil, o günlerin hatırasıyla dolu bir yürekle yazıyorum” diyerek tanıtan Halime Çavuş, genç nesillere şu satırlarla sesleniyor:
“Bizim zamanımızda vatan işgal altındaydı. Silahımız az, askerimiz yorgundu. Ama kalbimizdeki iman ve bağımsızlık aşkı her şeyden güçlüydü. ‘Gitme kızım’ diyen yüreklere rağmen bir an bile tereddüt etmedim.”
Kadın kahraman, Millî Mücadele’nin yalnızca cephede değil, yollarda cephane taşıyan ellerde, fedakârlıkta bulunan yüreklerde yaşadığını hatırlatıyor.
“Unutmayın; o yollar sadece cephane taşımadı, aynı zamanda bu milletin geleceğini, onurunu ve bağımsızlık yemini taşıdı,” diye yazıyor Halime Çavuş.
Gençlere bıraktığı vasiyet ise, bugün de yankılanıyor:
“Vatanınızı sevin, onu geliştirin. Biz size toprağı değil, o toprağın özgürlüğünü emanet ettik. En büyük savaş artık bilgi, bilim, sanat ve ekonomide verilecek.”