Kadına Şiddet Raporu: En Fazla Şiddet 35-44 Yaş Arasında
Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması 2024: Korkutucu Gerçekler Gün Yüzüne Çıktı

Yeni yayımlanan Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması 2024, çarpıcı verilerle ortaya çıktı. Araştırma kapsamında 15-59 yaş aralığında 18.275 kadın ile yüz yüze görüşmeler yapıldı. Sonuçlar, şiddetin farklı türlerinde yüksek oranların yanı sıra, özellikle belirli yaş gruplarında kadınların riskle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
En Fazla Fiziksel Şiddet, 35–44 Yaş Aralığında
Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri şu: Yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kalma oranı en yüksek %14,7 ile 35–44 yaş aralığındaki kadınlara ait. Bu yaş grubunu %14,3 ile 45–59 yaş grubu, %11,9 ile 25–34 yaş grubu takip ediyor.
Bu durum, orta yaş dönemindeki kadınların şiddet açısından en kırılgan grup olduğunu gösteriyor.
Psikolojik Şiddet: Boşanan Kadınlarda Yüzde 62,1 ile En Yüksek Oran
Psikolojik şiddet, araştırmada en yaygın görülen şiddet türü oldu:
Boşanan kadınların %62,1’i yaşamlarının herhangi bir döneminde psikolojik şiddete maruz kaldıklarını belirtiyor.
Aynı grup için ekonomik şiddet oranı %42,5, fiziksel şiddet oranı ise %41,5.
Evli kadınlar arasında durum biraz daha düşük: psikolojik şiddet %26,4, ekonomik şiddet %19,9, fiziksel şiddet %11,6.
Hiç evlenmemiş kadınlar içinse psikolojik şiddet oranı %25,7, dijital şiddet %14,2, ısrarlı takip %13,4 olarak saptandı.
Bu veriler, özellikle boşanmış kadınların şiddete karşı son derece yüksek düzeyde risk altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Dijital Şiddet ve Israrlı Takip: “Yabancı Biri” Ön Planda
Yeni şiddet biçimleri de araştırmada ilk kez kapsamlı şekilde ele alındı:
Dijital şiddet uygulayanlar arasında %62,3 ile “yabancı biri” ilk sırada yer alıyor. Eş ya da eski eş bu alanda %15,7 oranla ikinci sırada.
Israrlı takip mağdurlarında da %39,6 ile yine yabancı biri ilk sırada; ardından %32,1 ile eş/eski eş gelmekte.
Bu durum, şiddetin yalnızca ev içi değil, toplum genelinden gelebileceğini gösteriyor.
Eğitimle Azalan Ekonomik Şiddet
Eğitim düzeyi ile şiddet arasındaki ters orantılı ilişki dikkat çekici:
Ekonomik şiddete maruz kalma oranı, eğitim seviyesi düşük kadınlarda %31,8 gibi yüksek seviyelerdeyken, yükseköğretim mezunlarında %8,9 ile en düşük seviyelerde.
Bu sonuç, eğitimin kadınların ekonomik özgürlüğünü ve koruma mekanizmalarını güçlendirebileceğini düşündürüyor.
Son 12 Ayda Şiddet: Kent-Kır Farkı
Son 12 aylık dönemde şiddet deneyimi açısından bölgeler arasında belirgin farklar var:
Yoğun kentlerde yaşayan kadınların %12,2’si psikolojik, %4,2’si dijital, %3,4’ü ısrarlı takip gibi şiddet türlerine maruz kalmış.
Orta yoğun kentlerde psikolojik şiddet oranı %9,1, dijital şiddet %3,0, ekonomik şiddet %2,9.
Kırsalda yaşayan kadınlarda ise psikolojik şiddet %10,8, ekonomik şiddet %3,7, fiziksel şiddet %2,6 oranlarında gözlemlenmiş.
Bu farklar, şehirleşme derecesi ile şiddet türleri arasındaki ilişkiye işaret ediyor.
Araştırmanın Amacı & Metodolojisi
Bu araştırma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına, TÜBİTAK 1007 programı kapsamında Marmara Üniversitesi ile TÜİK iş birliği ile gerçekleştirildi. Programın hedefi; Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yaygınlığını, risk etkenlerini, etkilerini, mücadele yöntemlerini ve toplumdaki farkındalığı ortaya koymak.
Anketler, 18 Kasım 2024 – 31 Ocak 2025 tarihleri arasında TÜİK tarafından sahada uygulandı.
Görüşmeler, Türkiye genelinde 22.110 örnek hane üzerinden, 15-59 yaş arası 18.275 kadın ile yüz yüze yapıldı.
Şiddet soruları, yalnızca eş ya da eski eş kaynaklı olarak değil; sosyal çevre, aile bireyleri, yabancılar ve diğer kişiler tarafından uygulanan şiddeti de kapsıyordu.
Ne Anlamalıyız?
Orta yaşta (35–44) kadınların fiziksel şiddete en yüksek oranda maruz kalması, koruyucu mekanizmaların bu grupta yeterli olmadığını gösteriyor.
Boşanmış kadınlar, hem psikolojik hem ekonomik hem de fiziksel şiddet açısından en yüksek risk grubu.
Dijital şiddet ve ısrarlı takipte “yabancı biri” kaynaklı saldırılar ciddi boyutlara ulaşmış durumda — bu, şiddetin sınır ötesi karakterini ortaya koyuyor.
Eğitim seviyesi yükseldikçe ekonomik şiddet riski düşüyor; bu da eğitim politikalarının önemini vurguluyor.
Şehirleşme düzeyi ile şiddet türleri arasında bağlantılar mevcut; politikalar buna göre bölge ölçekli tasarlanmalı.