“Toprak Bastı” Vermeyen Damat Balıkesir Köyüne Giremez!
Balıkesir’in kırsal kültüründe yer alan “Toprak Bastı” geleneği, köy dışından gelen damatların cebini yoklayan ama köy gençlerini bir araya getiren eğlenceli ve rekabetçi bir ritüel olarak dikkat çekiyor.

“Toprak Bastı” Vermeyen Damat Balıkesir Köyüne Giremez!
Balıkesir’in bazı köylerinde hâlâ yaşatılan, duyanları şaşırtan eski bir gelenek var: Toprak Bastı. Bu gelenek öyle sıradan değil; köy dışından gelen damat adaylarını doğrudan ilgilendiriyor.
Başka Köyden mi Geliyorsun? O Zaman Parayı Hazırla!
Eğer bir erkek, Balıkesir’in köylerinden birinde yaşayan genç bir kadına talip olduysa ve kendisi başka bir köydense, evlilik sürecinde onu bekleyen ilginç bir aşama var: Toprak Bastı.
Bu gelenek, “yabancı damat” kabul edilen kişilerin, kızın köyüne ayak bastığında, köyün genç erkekleri tarafından durdurulmasıyla başlar.
Gençler Yolunu Keser, Pazarlık Başlar
Görüşme, nişan veya nikah işlemleri tamamlanmış olsa bile, damat adayı köye geldiğinde gençler bir araya gelir ve önünü keser. Ona, "toprak bastı" adı verilen bir miktar para istenir.
Başlangıçta istenen meblağ genellikle abartılıdır. Ancak bu, geleneğin en eğlenceli tarafıdır çünkü asıl mesele pazarlıkla makul bir fiyatta buluşmaktır.
Parayı vermeyen damatlar köyde hoş karşılanmaz, hatta geçmişte bazı köylerde bu yüzden düğünler iptal olma noktasına bile gelmiştir.
Amaç Eğlence, Kazanç Gençlerin Ortak Kasasına
Toprak bastı geleneğinin temelinde elbette şaka ve sembolik bir rekabet duygusu var. Kızlarını “el”e vermeye gönülsüz köy gençlerinin hem bir ritüel yaşatması, hem de biraz eğlenip para toplaması amaçlanır.
Toplanan para genellikle köy gençlerinin düğün eğlencesinde, saz çalanlara bahşiş verilmesinde veya toplu mangal gibi sosyal etkinliklerde kullanılır.
Bazı Köylerde Yumuşadı, Ama Bitmedi
Geçmişte bazı köylerde tartışma ve gerginliklere yol açan bu adet, zamanla yumuşamış olsa da hâlâ bazı köylerde sürüyor. Artık paralar sembolik tutuluyor, olay daha çok espriyle karşılanıyor. Ancak geleneğin ruhu hâlâ yaşatılıyor: “Köyümüzün toprağına ayak basan, hakkını da öder!”