Köşe Yazıları

Hacc Yapılamayan Yıllar. ..

“Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.”Bakara, 196

 

İslam  tarihi boyunca hastalıklar, salgınlar, siyasi olaylar, felaketler, yol güvenliğin olmaması ve iktisâdi buhranlar, gibi bazı sebeplerle yaklaşık 40 defa hac ibadeti yapılamamıştır.

Fatımiler Devletinden ayrılan Şii Karmatiler Devleti’nin, (Hicri 317) Miladi 930 yılı öncesinde Mekke ve çevresinde  hac yollarında sürekli saldırılar düzenlesi üzerine Mekke’ye hacca gelenlerin sayısı her yıl azalmaya başlamıştır.

Bunun üzerine İslam alimleri miladi  930’da can ve mal güvenliğinin bulunmaması dolayısıyla hacca gitmemenin caiz olduğu yönünde fetva vermiştir .

Aynı yılda Karmatilerin lideri Ebu Tahir el-Karmati Mekke’ye baskın düzenleyerek Kabe’ye gelen yerli yabancı binlerce hacıyı öldürmüştür. Bir rivayete göre otuz bin kişiyi şehit etmiştir.

Tarihçiler, Karmatilerin cahiliye döneminden kalan ve putlara tapmak gibi bir adet olarak gördüğü haccı 10 yıldan fazla yasakladığını belirtiyor.

Şii Karmatiler Mekke’den ayrılmadan önce Kabe’nin kapısını ve Hacerü’l-Esved’i çalarak o dönem başkentleri olan Hecer’e(Suudi Arabistan’ın doğusundaki El-Katif kenti) götürdüler ve 20 yıl ellerinde kaldı. Abbasiler daha sonra Hicri 337’de 120 bin dinar ödeyerek bunları (Hacer’ül Esved ve Kabe kapısını) geri aldılar.

Böylece  Hac farizası ilk defa karâmitalar nedeniyle yapılmamıştır.

Ayrıca Vebâ salgını nedeniyle  hicri 357’de El-Mâşiri diye bilinen salgın sebebiyle hac yolculuğunda bir çok insan ve develeri susuzluktan ölmüş, Mekke’ye ulaşabilenlerin büyük çoğunluğu da haclarını eda ettikten sonra ölmüştür.

Yine kıtlık ve hayat pahalılığı yüzünden hicri 419’da meşrık veya Mısır Müslümanları   hacc edememiştir. Ülkemizde de 1946 yılına kadar toplu olarak hacca gidilememiş sadece ferdi olarak ikinci ülkeler üzerinden gidilmiştir. Nihayet 1947 yılında hacc için gidişlere izin verilmiştir.

Bazı yıllar yol güvenliği olmadığı için hatta hicri 429’da çoğu  islam coğrafyasında müslümanlar arasında karışıklığa sevkeden olaylar olmuş ve Mekke’ye gelememişlerdir.

Yine savaşlar nedeniyle hicri 654 ve 658’de hacı adayları Mekke’ye gelememiş ve sadece hicazlılar hacc ibadeti yapmışlardır . (Bakınız, Abdülkerim Özaydın , Abdülkadir Özcan,TDV  İslâm Ansiklopedisi XIV, İstanbul, 1996, 399-400,400-408)

Rabbimiz bizleri, inananları ve tüm insanlığı bu bela ve fitnelerden muhafaza eylesin. ..

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu