1071 Malazgirt zaferinden on yıl sonra, Türkler Marmara’ya eriştiler. İznik başkent olmak üzere Türkiye devleti kuruldu. Anadolu’da Türkiye devletinin kurulması, dünyanın en enerjik milletinin küçük Asya’yı ikinci bir anayurt haline getirmesi, Avrupa’yı dehşet ve korku içinde bıraktı. En büyük Hıristiyan devleti olan Bizans’ın da Türklerin eline geçeceği korkusu bütün Avrupa devletlerini sardı. Avrupa Hıristiyan devletleri, Türklerin Rumeli’ne geçmesini engellemek ve Ak Deniz kıyılarına yayılmasını durdurmak istiyorlardı. Böyle bir hareketi ancak bütün Avrupa ülkeleri bir araya gelirlerse başarabilirlerdi. Papa bu işe ön ayak oldu. Bizans dâhil bütün Avrupa devletlerini Türklere karşı birleştirerek HAÇLI orduları kurdular. Bu surette Türklere Müslüman dinini savunmak düşüyordu.
Sayın okuyucularım, böyle başlayan Haçlı Seferlerinin bir sebebi de iktisadidir. On Birinci asırda Avrupa çok fakir bir kıta idi. Hükümdar sarayları ve Papaz Konakları taş yığınından ibaret olup, Altın ve işlenmiş değerli madenler diğer doğu milletlerinin elinde bulunuyordu. Batılı halk karnını doyurmak için çırpınıyor ve hayatı sefildi. Ayrıca Avrupa’da İstanbul dışında (Konstantinopolis) nüfusu Yüz Binin üzerinde hiçbir şehir yoktu. Şehirleşme olamamış ve orta sınıf teşekkül edemediğinden halk dağlarda veya nehir kenarlarında geçimi için mücadele veriyordu. İlim, bilim ve teknik doğu ülkeleri olan Asya kıtası devletlerinin elindeydi ve her gün gelişiyordu. Avrupa devletlerinden nüfusu Milyonu geçen çok azdı.
Avrupa devletleri böyle perişan ve sefil bir durumda iken, halktan zorla asker toplayıp birleşerek bir haçlı devletleri ordusu kurdular. Amaçları Türkleri Anadolu’dan atmak ve Hatay üzeri Kudüs’ü ele geçirip, buralardaki halkı Hıristiyan yapmaktı. Böyle sefiller ordusunu Bizans (Konstantinopolis) Anadolu yakasına geçirip, Türklerin başkenti İznik’i almak üzere hareket etti. Malazgirt zaferinin üzerinden tam 25 yıl geçmişti. 1096 Eylülünde Türklerin ikinci hükümdarı olan Birinci Sultan Kılıç-Arslan tarafından kılıçtan geçirildi. Bu zavallı ordudan geri kalanlar esir edildi.
Fakat bu eğitimsiz sürü halindeki ordunun ardından, Avrupa devletlerinin, KONTLARINDAN, ŞOVELYELERİNDEN oluşan, 600 bin kişilik bir ordu geliyordu. Bu ordu karşısında Türkler geri çekilip, başkenti Konya’ya taşıdı. Sayıca çok üstün olan haçlılar karşısında, meydan muharebelerinden bir sonuç alamayacağını anlayan Sultan Kılıç-Arslan Haçlı orduları ile bir nevi gerilla savaşına başladı.
30 Haziran 1097 de Eskişehir yakınlarında, Türkler ve haçlılar karşı karşıya geldi. Beş Yüz bin civarındaki haçlılar sayıca çok üstün durumdaydılar. Sultan Kılıç-Arslan komutanlarını toplayarak şöyle dedi.
“Gördüğünüz gibi göz alabildiğine dağlar taşlar, tepeler, ovalar, vadiler haçlı sürüleri ile dolmuş. Fakat ordumuzu bu sürülerin elinden kurtaracağız. Sözümü dinler Allah için savaşırsanız toprağımızı da kurtarırız.” Bu suretle çok kanlı Eskişehir muharebeleri başladı. Haçlı ordusuna çok ağır kayıp verdirmesine rağmen yok edemediğinden geri Konya’ya doğru çekildi. Anadolu yaylalarında çok amansız kanlı bir savaş başladı. Vur kaç taktiği uygulayan Türkler düşmana büyük kayıplar verdiriyorlardı. İyice yıpranmış olan Haçlı orduları Üç Yüz Bin civarında kayıp vererek geri çekilmeye başladı. Yarın devam edelim inşallah.