GündemKöşe Yazıları

Hala Güvende Olduğunu Düşünüyor Musun?

Hala Güvende Olduğunu Düşünüyor Musun?

Her sabah uyandığımda “güvendeyim” diye başlayan olumlu kelimelerimi sıralarım peş peşe. Onlar, kendim için iyi dileklerim ve aynı zamanda gün boyu beni motive eden sihirli kelimelerimdir. Elbette zihnimden geçirdiğim ve dillendirdiğim için “aksini yaşamıyorum” diye de düşünülmesin. Yaşıyorum tabi ki, aynı toplumda bulunan sosyal bir varlık olarak. Hatta daha iki gün önce sanal dolandırıcılığa maruz kaldım ve birkaç arkadaşımı da, olan bitenden haberdar ettim temkinli olsunlar diye.

Haberi duyunca hemen arayan bir arkadaşıma yaşadığım olayı tekrarlarken, birden gülerek “Demet’ cim hala güvende olduğunu düşünüyor musun” diye sordu. Elbette neyi kastettiğini anladım çünkü o, sabah ritüelim için “saçmalık bu ya” derdi hep. Onun tezine göre olay komikti gerçekten. Çünkü “kendimi güvende olduğuma inandırdığım için temkini elden bırakıyormuşum” Belki de haklıydı nihayetinde bu da teknolojik bir saldırıydı ve ben ne kadar temkinliydim? İnsan başına gelmeden anlayamıyor ya da ders almıyor. Yine de “hak yolunu bulur” inancımın kaybolmadığına hatta “güven” duygumun hasar görmemiş olmasına seviniyordum. Elbette olay günü şok olmuş, üzülmüştüm ancak olay olmuştu ve bir an önce yapmam gerekenlere odaklanmalıydım. Aksi durumda belki de hayatım boyunca bu korku ile yaşamam söz konusu olabilirdi. Çünkü doğuştan itibaren güven duygusu arayışı içinde olduğumuzun bilincinde iken, duygumun örselenmesine izin vermem doğru olmazdı.

***

Temel güven duygusunun ne kadar önemli olduğunu ve bu duygu oluştukça kişiliğin kazanılmaya başlandığını duyuyoruz hep konunun uzmanlarından. Bu nedenle ben de, olumlu sonuçlanacağına inandığım kötü bir tecrübe yaşamış olmama rağmen, bunun bende geleceğe ait bir korku yaratması yerine daha temkinli olmam konusunda uyarıcı olmasına izin verdim.

Bu arada kişinin kendisine olan güveni ile başkalarına olan güvenini karıştırmamak gerekiyor elbette. Zira arkadaşımın “hala güvende olduğunu hissediyor musun?” diye sorduğu soru her ne kadar kinaye içerse de, kontrolüm dışında gelişen ve başkalarına karşı olan güvenimin sorgusuydu elbette. Çünkü insanın kendine olan güvenini kaybetmesinin daimi mutsuzluk olduğunu düşünürsek bu daha acı verici olabilir.

Güven sarsıcı olayların, ilişkilerin genelini etkilemesi ve şüpheci yaklaşımı destekliyor olması çok rahatsız edici bir durum. Bu nedenle güvensiz yaşamayı, boşlukta yaşamaya benzetiyorum. Zira insan güven duymadan ilişkilerini nasıl devam ettirebilir ki? O ilişki içinde nasıl “kendi” olabilir ki? Ya şüphe içinde yaşamanın getireceği psikolojik rahatsızlıklar ve geleceğe yönelik tedirgin adımların esareti?

Yaşama tutunmak için önemli olan güven; kendine güvenmek, güvenilir olmak ve başkalarına güvenmek olmak üzere üç temele dayanıyor. Bu nedenle de ancak bu üçünün dengede olması halinde “güvende olmak” düşüncesi gerçekçi olur inancındayım. O halde “olumlu düşüncelerin rehberliğinde kendine güven, ilişkilerinde güvenilir ol ve tecrübelerin doğrultusundaki seçicilikle hayatındaki insanlara güven” diyebiliriz.

Demet TOK

Şair/Yazar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu