Hayat, İnanmak Ve İstikamet Bulmaktır

Bu yolculukta zaman gelir tepeler, tümsekler karşımıza çıkar. Zaman gelir ayağımız tökezler, düşecek gibi oluruz.

Hayat, İnanmak Ve İstikamet Bulmaktır… Yolculuğumuzu sağ salim tamamlamak için bizlere iki şey gerekir: İnanmak ve hem fiziken hem de fikren ilahi konumdan(istikamet) ayrılmamaktır..
Zira Efendimiz:
“Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu.(Müslim, İmân 62)
–Bu bağlamda Kur’an’da üç âyette “yüzünü Mescid-i Haram’a döndür” (Bakara 144, 148, 150) buyuran Allah başka üç âyette (Yunus 105, Rum 30, 43)”Yüzün’ü dine döndür” buyurmuştur. Bu ayetler üzerinde iyice düşündüğümüzde şu hakikat karşımıza çıkmaktadır..
–Kıbleye dönmeyi emreden ayetlerde fiziksel dönüşü ifade eden “velli/ولي” kelimesi kullanılırken, dine dönmeyi emreden ayetlerde ruhen-kalben dönüşü ifade eden “eqim/اقم” kelimesi kullanılıyor.–Bundan pek çok sonuç çıkarmak mümkün ama ben kendi adıma şu iki sonucu önemsiyorum:

1. a) Namazın bir kıblesi olduğu gibi hayatın da bir kıblesi vardır. Müminin hayatı da namaz gibidir. Kıbleye dönmeden kılınan namaz makbul olmadığı gibi dine, Allah’a dönmeden yaşanan hayat da hayat değildir.
2. b) Namazda kıbleden başka yöne döndüğünüzde namazınız bozulur. Bu hayatta da özünüzü Allah’ın dininden başka şeylere döndürdüğünüzde, gönlünüzü Allah’ın rızasından başkasına odakladığınızda hayatınız bozulur. O hayat, düzen ve dikiş tutmaz, huzur kalmaz..

–Rabbim namazda yüzümüzü Kâbe’ye döndürmeyi, hayatımızda da özümüzü rızasına döndürmeyi böylece kıbleleri birlemeyi nasip eylesin, bizleri iki kıbleli olmaktan muhafaza eylesin, kalbi ve kalıbı, fikri ve fiziki istikametimizi kaybetmemede yardımcımız olsun… Zira huzursuzluğumuzun, mutsuzluğumuzun bugün en önemli sebebi işte budur:
“Kalbimizin kıblesinim başka yerde, kalıbımızın/bedenimizin kıblesinin başka tarafa olması. Yani tam bir savrulma hali” Mevlid-i Nebi haftamız, nebevî bir silkinişe, ve bir uyanışa vesile olması dileğimle….