Fahri Sağlık

İBADET AŞKIYLA KUTLU BELDEYE

Yüce Allah’a hamd, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya sonsuz salat ve selam olsun.

Allah’ın Misafirleri, Sevgili Kardeşlerim !

Umre, Allah (c.c.) ve Resulü’nün sevdasını yüreklerinde taşıyanlar için bir vuslattır.

İlgili Makaleler

Şimdi dua zamanı, tövbe zamanı, manevi dünyamıza yeni bir pencere açmak, hayatımızdaki olumlu gelişmelere itici bir güç katabilmek, çıktığımız bu kutsal yolculukta amacımıza ulaşabilmek için zihnen, fikren, kalben tevhid inancımıza yoğunlaşma zamanı, bu sayede yanlış yöneliş, duygu, düşünce ve davranışlardan arınma zamanı. İman, ibadet ve ahlaki değerlerimizi dilimizden gönlümüze, gönlümüzden beynimize, oradan da bütün iş ve davranışlarımıza aksettirebilme zamanı.

Değerli Kardeşlerim!

Allah’ın misafiri olma şerefine nail olduk. Bundan daha şerefli bir misafirlik olur mu? Bizler bu misafirliğe kabul edilmekle büyük bir nimete kavuşmuş bulunuyoruz. Bu büyük  nimetin kadrini, kıymetini iyi bilelim.

Çoğumuz bir ömür boyu bu kutsal yolculuğu bekledik. Daha önce belki defalarca gönlümüzü, kalbimizi o mukaddes mekanlara gönderdik. Hayalen de olsa tavaflar, sa’y ler yaptık. Ama şimdi Allah nasip etti kutlu beldenin yolunun yolcusuyuz. Günde beş vakit yöneldiğimiz Allah’ın evi, Kâbe’yi dünya gözüyle görmeye, onun etrafında pervaneler gibi dönmeye, kusurlarımızı yakıp kül etmeye, yeni doğmuşçasına tertemiz olmaya talibiz.

Bunun için yurdumuzdan, evimizden, işimizden, dost ve yakınlarımızdan ayrıldık. Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed’in çağrısına karşılık vermek için yola çıktık. Yıllardır bunun için hazırlık yaptık. Halis niyetimizi bir karara, kararımızı eyleme dönüştürdük. Sevgili Peygamberimizin manevi huzurunda arındık. O’nun ümmeti olmakla şeref duyduğumuzu arz ettik. Şefaatini istedik. Şimdiye kadar kıymet ölçüsü olarak bildiğimiz her şeyi üzerimizden sıyırıp attık. Kar beyazı ihram elbiselerinin altında daha iyi bir kul olabilme azmimizi yeniledik. Daha önce mubah olan birçok şeyi terk ettik.

Değerli Kardeşlerim!

“Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk…” “Geldim, buyurun Allah’ım” diyerek yola çıktınız.

Dudaklarınızda Allah’a teslimiyetin yankısı, gözlerinizde O’na hasretin pırıltılarını görüyorum. İnsanlık tarihi kadar eski bir merkeze, tevhid merkezine gidiyorsunuz. Bu gidiş size uzaklaşma değil yakınlaşma hissi uyandırmalı. Kabe size, siz Kabe’ye yabancı değilsiniz. Kabe’nin yüzü öylesine tanıdık, kokusu öylesine bildik, sıcaklığı öylesine kuşatıcı ki, eminim şimdiden o kokuyu alıyor, o sıcaklığı hissediyorsunuzdur.

Tam da “anlatılmaz, yaşanır” denilen türden bir duygu bu. Bu duyguyu herkes farklı düzeyde yaşar, bazıları yaşayamaz bile. Tıpkı bakıp ta görememek, gidip de varamamak gibi. Yüce Rabbim o kokuyu doyasıya teneffüs etmeyi, o sıcaklığı içimize sindirebilmeyi hepimize nasip etsin.

Allah’ın evi Kabe’yi solunuza alarak, kalbinizi ona vererek tavaf edeceksiniz. Safa ile Merve arasında Sa’y ederek kurutuluş suyunu içip, basamak basamak yükseleceksiniz.

Unutmayınız ki Şeytanın en çok uğraştığı hususlardan biri sizin bu mübarek yolculuğunuzu sıradan bir yolculuk haline dönüştürmek ve umre yolculuğunun içini boşaltmaktır. Umrenizin içi boşaltılmış bir yolculuğa dönüşmesine fırsat vermeyiniz.

Şairin ifadesiyle :

Mevlam bizi affede bayram o bayram olur,

Cürm’ü hatalar gide bayram o bayram olur.

 

 

 

 

Arınmış, temizlenmiş, şuurlanmış olarak yeni bir hayata başlayacaksınız. Ruhunuzu iman, ihsan, takva ve sabırla doldurulmuş, kalbinizi her türlü nifak ve günahların giremeyeceği bir harem bölgesi kılmış, örnek ve önder bir mü’min olarak salimen başta aile efradınız olmak üzere bütün sevdiklerinize kavuşmanızı diler, Yüce Allah’ın selam, rahmet ve bereketinin daima üzerinizde olmasını niyaz ederim.

 

Bu vesile ile sizlere kısa bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum;

 

  • Umre yolcusu, Hak yolcusudur. Rahmanın misafirleri olduğunuzu hiç unutmayınız.
  • Tavaf esnasında gözünüzü Kabe’den, gönlünüzü Kabe’nin Rabbinden ayırmayınız.
  • İhram, makamdan, mevkiden ve tüm imtiyazlardan soyunmanın simgesidir. Takva elbisesine bürünmektir. “Takva elbisesi daha hayırlıdır.” (A’raf suresi, 26)

Takva; Kulluk idrakini en üst noktaya çıkarmaktır. Sakınmaktır, korunmaktır, sevmektir, kalb-i selim’e sahip olmaktır.

  • Umreyi, sadece bir yasaklar manzumesi olarak algılamayınız ama, sakınılması gereken söz, fiil ve davranışlardan kendinizi koruyunuz.
  • Umre vesilesi ile, İman, İslam mertebelerini aşarak ihsan mertebesine ulaşmak idealleriniz arasında olsun. İhsan; “Sen O’nu görmesen de, O seni görür.” Şuuruna ermektir.
  • Kimsenin gönlünü kırmayın ki, gönlünüz kırılmasın.
  • Namazlarınız zaruret olmadıkça otel de kılmak yerine Mescid-i Haram da kılmaya gayret ediniz.
  • Umrenin aynı zaman da bir sabır eğitimi olduğunun idraki ile, bazı konularda haklı da olsanız sabrediniz. Kur’an’ın ifadesiyle “Mü’min öfkesini yutmalıdır.”
  • Umreci, Müslüman kardeşlerine karşı anlayışlı ve hoşgörülü olmalı, başkalarını hor, hakir görme gibi bir tavırdan şiddetle sakınmalıdır. Çünkü “Mü’minin kardeşini hakir görmesi, günah olarak kişiye yeter.”
  • Kul haklarına riayete ayrı bir özen gösteriniz. Herkesin eşit olduğu bir ortamda, kendisi için bir takım ayrıcalıklar istemek Umrenin ruhuyla bağdaşmaz.
  • Bayan umreciler Kabe’de mümkün mertebe hanımların namaz kıldığı yerleri kullanmalıdır.
  • Umre’de yüce milletimizi temsil açısından olumsuz imaj bırakılmamaya özen gösterilmelidir.

Şimdi Yüce Rabbimize hep birlikte dua edelim;

Ya Rabbi! Bize nasip ettiğin gibi, arzu eden bütün kardeşlerimize de umre yapmayı nasip eyle, Umremizi kolay kıl. Gayretlerimizi karşılıksız bırakma. Günahlarımızı bağışla. Umremizi makbul eyle. Bize dünya ve ahrette iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennetine koyuver. Hidayete erdikten sonra kalplerimizi saptırma. Bizi, annemizi-babamızı ve bütün Müslümanları bağışla.

Yüce milletimizi, cennet vatanımızı her türlü kötülükten, doğal afetlerden koru.

Bizi birbirimize düşürerek bölüp parçalamak isteyenlerin hain tuzakları karşısında bizlere basiret ihsan eyle. Birlik ve dirliğimizi daim eyle ya Rabbi.

Amin! Velhamdülillahi rabbi’l-alemin.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu