GündemHüseyin YıldırımKöşe Yazıları

İdareciler ve İlk Konuşmaları…..

“ Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’ a aittir.”Hacc,41

Hz. Ebû Bekir rh halife seçildiği zaman takip edeceği siyasetin temel prensiplerini açıklayıcı mahiyette veciz bir hitâbede bulunmuş .İbn Hişâm, IV, 311

“Ben sizin en hayırlınız olmadığım halde sizin başınıza halife seçildim. Ancak

Kur’an-ı Kerim nazil olmuş, Hz. Peygamberimiz sav dinin hükümlerini açıklamıştır. Sizin en zayıfınız, hakkı alınıncaya kadar benim yanımda kuvvetlidir. Ey insanlar! Ben ancak Hz.Peygamberimiz sav ’in yoluna uyarım. Kendiliğimden bir şey icad edici değilim. Eğer iyilik yaparsam bana yardımcı olun. Eğer sırat-ı müstakimden kayarsam beni düzeltiniz. Ben bu sözümü söyler, hem kendim için hem de sizler için Allâh’ın affını taleb ederim.”
Daha sonra ki bir hutbesinde Hz. Ebu Bekir rh Allâh’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurur “Ey insanlar! Ben de sizin gibi bir insanım. Bilmiyorum, belki Hz. Peygamberimiz sav’in yapabildiği şeyleri bana da teklif edeceksiniz. Halbuki Allâhü Te‘âlâ, Hz. Muhammed sav’i alemlerden üstün kılmış ve onu afetlerden korumuştu. Ben ise ancak Hz. Muhammed sav’e tabi olan birisiyim. Hz. Peygamberimiz sav vefât ederken, hiç kimsenin, onun üzerinde bir çöp kadar bile hakkı yoktu. Benimse, bir şeytanım vardır. Zaman zaman bana galebe çalar. Ey insanlar! Siz, ne zaman biteceğini bilmediğiniz bir ömür süresinde sabah ve akşamlarınızı geçiriyorsunuz. Eğer bu süreyi sâlih amellerle geçirebilirseniz, bunu yapın. Ecel gelmeden, elinizdeki fırsat kaçmadan, sâlih amel yapmakta acele ediniz. Çünkü ecelini unutan, amelini başkasına bırakan kimseler vardır. Sakın onlar gibi olmayın. Çok acele edin. Çünkü arkanızdan gelen ve size yetişmek isteyen bir şey vardır ki, o da çok hızlı gelen ecelinizdir. Ölümden korkun. Yaşayanlara değil, öldükten sonra arkada bırakacakları güzel şeylere gıpta edin.” Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatü’s-Sahâbe, III, 175-178.

Daha sonra üç halife Hz. Ömer rh. Hz. Osman rh. ve Hz. Ali rh. da hutbe okuma geleneğini sürdürmüşlerdir. Öte yandan ilk zamanlarda cuma hutbesini halife okur, namazı o kıldırırdı. Daha sonra hutbe ve namaz için görevliler tayin edilmeye başlanmış, hutbe sırasında hâkimiyet ve istiklâlin sembolü olarak halifenin ve sultanın ismi zikredilmeye başlanmıştır.

İbn Haldûn’un kaydettiğine göre halife adına ilk hutbe okuyan kişi Hz. Ali rh’nin Basra valisi Abdullah b. Abbas’tır. Hz. Ali rh ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasında ortaya çıkan anlaşmazlık sırasında Hz. Ali rh’nin adının hutbede okunması onun hilâfetinin bir alâmeti sayılmış, halkın da sükût ederek dinlemesi kendisine biat olarak kabul edilmiştir. İbni Haldun,Muķaddime, II, 712-713

Abbâsîler döneminde İslâm topraklarının genişlemesi, devlet teşkilâtında resmî meşguliyetlerin artması, halifelerin halktan uzak kalmalarına ve dolayısıyla cuma namazını bizzat kıldırma geleneğini terketmelerine yol açtı. Bunun yerine bir din âlimi hatip olarak tayin edildi ve Abbâsî devri boyunca hutbede halife adının anılarak kendisine dua edilmesi hilâfetin sembolü oldu. Bir halife başa geçtikten sonra hilâfet merkezinde ve ülkenin diğer yerlerinde adına hutbe okutur, ilk hutbede maiyetiyle birlikte camiye giderek hatibe hil‘at giydirir ve mükâfat verirdi. Özellikle camide veya sarayda halktan biat alma âdeti terkedilince umumi biatın yerini alan hutbenin önemi daha da arttı. Hutbede bir kimsenin adının halife olarak anılmasına halkın tepki göstermemesi bir onay kabul edilirdi. İkinci hutbede halifenin isim ve lakabı zikredilerek dua edilirdi. Ebu Hüseyin Hilal Muhassin b. İbrahim Sâbî, Rüsümü Dar’l Hilafe, 133

Zaman zaman halife ve sultanlar övgü dolu uzun ünvan ve vasıflarla anılırdı. Kur’an ve Sünnet’e bağlılığıyla tanınan Nûreddin Mahmud Zengî, hatiplere gönderdiği bir fermanda kendisinin hutbede lâyık olmadığı vasıflarla anılmamasını, hatiplerin övgüde aşırı gitmemesini emrederek kendi belirlediği sade dua cümlelerinin okunmasını istemiştir.Şihabeddin Ebû Şâme, Kitabu’r Razayetn fi Ahbari’d Devleteyn, 2, 30

Rabbimiz tüm ümmete birlik ve dirlik nasip eylesin….

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu