Hüseyin Yıldırım

IIbn Haldun, Timur Buluşması. ..

“Ey iman edenler! Size, “Meclislerde yer açın” denildiği zaman açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, “Kalkın”, denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”Mücadele, 11

Ibni Haldun 52 yaşında Mısır’a yerleşir.  Kahire’de 24 yıl yaşamış ve burada vefat etmiştir. Mısır’da iken  Memlük Sultanı Berkuk ve Sultan Berkuk’un büyük oğlu Ferec’ e yakın olmuştur. 1400 yılında  Timur’un Dimeşk’e (Şam)yapacağı saldırıyı durdurmak için yola çıkan Sultan Ferec’in  yanında yer alarak Mısır’dan Dimeşk’e gitmiştir. İbn Haldun et-Ta’rîf’de bilgi verir.

Timur Sivas’ı aldıktan sonra  Memlük topraklarına girmiş ve sırayla Halep, Hama ve Humus’u ele geçirmesinin ardından Dimeşk’e yönelmiştir. Bundan Sultan Ferec, İbn Haldun’un da içinde olduğu, ordusundaki  kalabalık bir alim heyetiyle Dimeşk’e varır. Sultan tarafından bu sefere davet edilen İbn Haldun ilk önce bu davete icabet etmek istemez; zira ikinci defa kendisine verilen yargıçlık görevinden, sarayda döndürülen kimi entrikalar sebebiyle uzaklaştırılmıştır ve bir süredir çekildiği köşesinde sadece okuma ve eser telifi ile ilgilenmektedir. Fakat sultan tarafından kendisine yapılan ısrar sonucu İbn Haldun da bu sefere iştirak eder. Timur’un Dimeşk’e varmasından evvel oraya gelen ve savaşa hazırlanan Sultan Ferec’in ordusu belli ki Timur’un gözünü korkutmuştu ki, İbn Haldun’un kendi tabiriyle, Emir Timur beldeye saldırmaktan ümidini kesmiş ve bir ay boyunca iki ordu birbirini gözlemişti.

İlgili Makaleler

Fakat, Timur’un parmağının olduğu düşünülen bir fitne  vuku bulmuş ve Sultan Ferec’in ordusunda kimi anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır.  Bu nedenle  komutanlardan bazıları Kahire’ye dönmüştür. . Çıkan karışıklıklar sebebiyle tahta bir başka ismin çıkarılabileceğinden endişe eden Sultan Ferec ordusuyla birlikte Dimeşk’ten ayrılarak  Mısır’a gitmek zorunda kalmıştır.  Artık Dimeşk, Timur’un karşısında yapayalnız kalmıştı. 

İbn Haldun ordu ile gitmeyi değil de Dimeşk’te kalmayı tercih etmişti. O, et-Ta’rîf’inde alim ve bürokratların kendisine geldiğini, onlarla birlikte el-Adiliyye Medresesi’nde toplandıklarını ve Timur’dan eman dileme konusunda fikir birliği yapıldığını söyler. Fakat bazıları buna karşı çıkar. . Timur’un katına eman dilemek için çıkan Kadı Burhanüddîn adlı kişi Timur’un huzurunda iken; İbn Haldun’un, Sultan Ferec’in ordusuyla Mısır’a mı gittiğini yoksa Dimeşk’te mı kaldığını merak eden Timur ona kendisinin durumunu sorar. Timur  Kadı Burhanüddîn’den İbn Haldun’un Dimeşk’te olduğu öğrenir , İbn Haldun ile görüşmek ister.Bu sırada Şam Kalesi’ndeki insanlar arasında çıkan tartışmanın sonuncunda, emanla teslim olan Sivas’ta Emir Timur’un nasıl kan döktüklerini bildiklerinden, kendisinin verdiği söze güvenilmemesi gerektiği yönünde ciddi fikir ayrılıkları meydana gelmiştir.

Ibni Haldun et-Ta’rîf’inde Timur’un kendisini çağırma haberini gece yarısı aldığını, başına bir bela gelmesinden korktuğunu  yazar. O da gizlice kaleden ayrılır ve kendisini bir binitle bekleyen Timur’un Şahmelik adındaki nâibi ile buluşarak Timur’un  bulunduğu çadıra gider.

İbn Haldun Timur’la tam dört görüşme yapar. Bunların içeriğini de otobiyografisi olan et-Ta’rîf’te tüm detaylarıyla nakleder. İbn Haldun’un Timur’la ilk buluşması hayli ilginçtir. Timur’un çadırına vardıklarında İbn Haldun, Timur’un kaldığı yerin yanındaki bir çadırda bekletilir. Kendisi Timur’un huzuruna girmek için çağırıldığında ise Mağribli Mâlikî yargıç şeklinde tanıtılır. Timur bu esnada İbn Haldun’un tasvir ettiği şekliyle dirseklerine dayanmış bir halde oturmaktadır.  Ibn Haldun Arapça, Timur Çağatayca konuşuyor olmasından dolayı aradaki irtibat Hanefî fukahasından Abdülcebbâr bin Nu’man vasıtasıyla sağlanır. Mütercim,  Timur’un yanıbaşına oturur ve onun vasıtasıyla ilk sorusunu yöneltir: “Mağrib’in neresinden ve niçin geldin?”

Hac etmek için Mısır’a deniz yoluyla geldiğini ve o sırada tahta Berkuk’un geçmesi dolayısıyla yapılan kutlamalardan bahseden İbn Haldun, Berkuk’un kendisine nasıl davrandığını soran Timur’a, karşısında övgüyle bahseder ve gıyabında dua eder. Mısır’da bulunurken yaptığı yargıçlığı ve çocuklarının nerede oldukları konusunda da sorular soran Timur, sonrasında ilginç bir biçimde Kuzey Afrika coğrafyasıyla alakalı İbn Haldun’dan iştahla bilgi ister. Sırayla Tanca’nın, Sebte’nin, Fas’ın, Sicilmâse’nin nerede kaldığı ve nasıl şehirler olduğu hakkında bilgi alan Timur, sonunda verilen bu bilgilerin kendisini ikna etmediğini söyler ve İbn Haldun’dan tüm detaylarıyla Mağrib diyarını, sanki oraları görüyormuş gibi yazmasını ister. Timur ile ilk görüşmesi biten İbn Haldun, otağdan  ayrılır.

Rabbimiz bizlere hakikî ilmî elde etmeyi ve ihlasla amel etmeyi nasip eylesin. .

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu