GündemEnder GÖKMENKöşe Yazıları

İklim değişikliğinden etkilenen 10 aile Avrupa Birliği’ne dava açıyor

İklim değişikliğinden etkilenen on aile, Avrupa Birliği’ne iklim hedeflerinin yeterince iddialı olmaması ve sorumsuzca davrandığı gerekçesiyle dava açıyor.

İklim değişikliğinin şiddetli etkileri, artık gelecekte veya uzak ülkelerde yaşanmasını beklediğimiz bir olgu değil, kendi coğrafyamızda ve hali hazırda deneyimlediğimiz gerçeklikler. Avrupa’da da pek çok ailenin geçim kaynaklarını şimdiden tahrip eden, önüne geçilmezse yakın gelecekte daha ciddi etkileri görülecek iklim değişikliği konusunda, hükümetler somut adımlar atarak yurttaşları korumak konusunda yasal olarak sorumluluk sahibi.
Tarihi iklim değişikliği davası; son yıllarda gençlerin, çocukların ve ailelerin dünyanın dört bir yanında iklim değişikliğinden sorumlu devlet, şirket, kurum ve kuruluşlara açtığı davaların devamı niteliğinde.

İnsan sağlığı, ekosistemler, ekonomi ve insanların refah seviyesi üzerine etkisi gittikçe gözle görünen iklim değişikliği etkileri, deniz seviyelerindeki yükselmeyle seller, şiddetli ve zamansız yağmur, dolu fırtınaları, aşırı sıcaklıkla önü alınamayan orman yangınları, kuraklık ve donla tahrip olan tarımsal ürünler ile kendisini göstermeye başladı bile. Devletler sorumluluk alıp iddialı iklim eylem planlarıyla bir an önce harekete geçmezlerse, hali hazırda gözlenen bu etkiler yakın gelecekte geri dönüşü olmayan felaketlere yol açabilir. Son yapılan araştırmalara göre Avrupalı gençler, iklim değişikliğini bu çağın en büyük tehlikesi olarak görüyor.

Bugünün çocuklarının ve gelecek nesillerinin hakkını koruyun!

Her geçen gün yurttaşlar iklim için harekete geçerken devletlerin de gerek sera gazı emisyonu azaltımı, gerekse Dünya’nın dört bir yanındaki yurttaşları, kırılganlığı yüksek olan gruplardan başlamak üzere, korumak için adaptasyon önlemleri alması için harekete geçmeye çağırıyor. Portekiz, Almanya, Fransa, İtalya, Romanya, Kenya ve Fiji’den aileler ile İsveç Sami Gençlik Birliği, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’ni, her ne kadar Türkiye dahil pek çok diğer ülkeden daha iddialı iklim taahhütleri olsa da, mevcut 2030 iklim hedeflerinin yetersiz olması nedeniyle ve dolayısıyla yurttaşlarını iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinde korumayı başaramadığı için dava ediyor.

Davacı aileler, Mahkeme’den iklim değişikliğinin bir insan hakları meselesi olduğunu ve AB’nin kendi haklarını, ayrıca bugünün çocuklarının ve gelecek nesillerin de hakkını korumakla yükümlü olduğunu kabul etmesini istiyorlar.

Sivil toplum kuruluşları ailelerin yanında

Avrupa’nın 30 ülkesinde 150’den fazla üye kuruluşla 1700’e yakın irili ufaklı sivil toplum kuruluşunu temsil eden Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), bu davayı destekliyor ve davacı ailelerin temel insan haklarının korunması için Avrupa Birliği’ni harekete geçmeye çağırıyor.

Türkiye’de ise çevre alanında çalışan on üç sivil toplum kuruluşunun iklim değişikliği konusunda çözüm önerileri getirmek üzere 2012’de kurduğu İklim Ağı, ailelerin iklim davasını destekleyerek, Paris Anlaşması etrafında tüm devletleri, iddialı iklim hedefleri ortaya koyarak bu hedefleri uygulamak için somut adımlar atmaya çağırıyor.
Kaynak: İklim Ağı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu