İl Müftüsü Celal Sürgeç; “Ramazan Ayı Çok Kıymetli Bir Ay”

4 Vazifemiz Var Onlara Dikkat

İl Müftüsü Celal Sürgeç; “Ramazan Ayı Çok Kıymetli Bir Ay”

4 Vazifemiz Var Onlara Dikkat

Balıkesir 11 Ayın Sultanı Ramazan’a Hazırlanıyor. İl Müftüsü Celal Sürgeç islam aleminin içinde bulunduğu 3 aylar ve Ramazan ayına ilişkin önemli bilgiler verdi. Müftü Sürgeç, “Ramazan-ı şerif ayı gelmeden önce onun müjdecileri geliyor ”diyerek merak edilen sorulara yanıtlar verdi.

“Rabbim Bizlere Recep ve Şabanı Mübarek Kıl Ramazan’a Eriştir”

İl Müftüsü Celal Sürgeç, “ Recep Şaban ve Ramazan-ı Şerif Ayı. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bu aylar gelmeden önce hazırlıklar yapardı. Allah’u Teala bu aylarda biz müminlere manevi bir imkan tanıyor. Yani belki ibadetlerimizle, belki yaptıklarımızla Cenab-ı Hakkın tam istediği noktaya gelemeyen biz kullar için hani koşuda depar derler ya Allah-u Teala bize depar imkanı veriyor. İmkan veriyor, kapılar açıyor hatta Allah’u Teala “Yok mu af isteyen, onu affedeyim yok mu şifa isteyen ona şifa vereyim yok mu bir dileği olan onun dileğini kabul edeyim diye” Allah’u Teala nida eder. Tabii Recep ve Şaban Ayı daha sonra Ramazan Ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz (S.A.V) şu duayı muhakkak yapardı; Allah’ım Recep’i ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bereketli kıl, huzurlu kıl ve bizi Ramazan’a eriştir diye dua ederdi. Evet niye Ramazan’a eriştir? Çünkü aslında Recep’te Şaban’da Ramazan’ın müjdecisi, Ramazan’da Kur-an’ın doğum ayı olması hasebiyle Kur-an’ın müjdecisi. Dolayısıyla aslında hepsi büyük bir insanlık projesi dediğimiz büyük bir medeniyet projesi dediğimiz Kur’an-ı Kerim’in, Ramazan’ın 27. Gecesi Kadir Gecesin’de 610 tarihinde efendimize Hira’da teslim edilmesiyle başlayan bir süreç. Efendimize, Cebrail vasıtasıyla Allah’u Teala’nın indirdiği ve Kur-an’ın ilk ayeti ‘Oku’ suresiyle başlayan bir insanlık projesidir.”dedi.

“Ramazan Ayı Çok Kıymetli Bir Ay”

Müftü Celal Sürgeç, “ Recep ve Şaban’da Ramazan’ı müjdeliyor. Buradan şuna giriş yapabiliriz; Kur’an-ı Kerim’in indiği ay kıymetleniyor. Bakara Suresi’nde şöyle bir Ayet’i Kelime var; O Ramazan Ayı öyle bir aydır ki iyiyi kötüden hakkı batıldan doğruyu yanlıştan ayırt edici Kur’an o ayda indi. Demek ki aslında burada Ramazan Ayı değil de asıl vurgulanan Kur’an-ı Kerim’in kendisidir. Kur-an’ın indiği ay kıymetlendi. Yoksa Ramazan’ın diğer aylardan farkı yoktur yani. Zarf’dan daha çok içindeki Mazruf yani içindeki mesaj çok önemli. Ramazan’ın indiği ay kıymetleniyor. Şimdi gelelim Ramazan’ın indiği gece de kıymetleniyor ve bin geceden daha hayırlı oluyor. Yani Kadir Gecesi o kadar kıymetlidir ki bin aydan daha kıymetlidir 83 yıl yapar. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in indiği mekan da kıymetleniyor. Mekke’yi Mekke yapan aslında taşı toprağı değil Kur’an ve vahiy oraya indiğinden dolayı orayı kıymetlendiriyor. Mekke’yi mükerreme oluyor. 10 senede Medine’de indiğinden dolayı Medine münevvere oluyor yani ‘Nurlandırılmış şehir’. Mesela Kudüs’te de Hz. İsa’ya Hz. Musa’ya Hz. Süleyman’a vahiy inmiştir. Peki kıymetlendiren ne? Vahiy, Kur’an oraya iniyor ve 13 yıl vahiyle muhattap oluyor o topraklar. Medine 10 yıl vahiyle muhattap oluyor. Hatta Kudüs’e geldiğimiz zaman Hz. İbrahim evlatları, Hz. İsak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Musa bütün onlara ve bütün peygamberlere vahiy orada inmiştir. O yüzden biz Kudüs’e bundan dolayı ayrı bir önem veriyoruz. Sadece orası Kudüs bir toprak olarak değil Kudüs’e Mescid’i Aksa’ya ayrı bir önem veriyoruz.”

“Hatem’ül Embiya Son Peygamber”

Müftü Celal Sürgeç “Peygamberimiz Hatem’ül Embiya yani son Peygamber ve Hatem kelimesi en son manası yanı sıra mühür manasına da gelir. Pegamberlik mührünü en son Peygamberimiz vurmuştur. Artık Peygamberlik kapısı kapanmıştır ve bütün Peygamber’lerin ortak mesajı Kur’andır ve ortak mesajın ulaştırıcısı da Hz Peygamber’dir. Dolayısıyla Kudüs ve Mescid’i Aksa Kuran’ı Kerim’de İsra Suresi var; etrafını bereketlendiğimiz yer diyor. Etrafını çok mübarek kıldığımız yer diyor. Allah’u Teala’nın özel olarak oraya ayet göndermesi ve bütün Peygamber’lerin inmesi, yaşaması açısından biz ne yapıyoruz? Oraya sahip çıkıyoruz. Mesela Hz İsa denildiği zaman insanların peygamberi, Hz Musa Yahudilerin. Bak biz her akşam yatsı namazından sonra Bakara Suresi’nin son ayetlerini okuruz ve ‘Biz hiçbir Peygamber arasında ayrım yapmayız” deriz. Hz. İsa’da bizim Peygamberimiz, Hz. Musa’da bizim Peygamberimiz, Hz İbrahim’de bizim peygamberimiz, Hz Nuh ve Hz Muhammet Mustafa’da bizim Peygamberimiz ve dolayısıyla ayrım yapmayız. Onların mesajına onların hatırasına ve onların adımladığı yerlere herkesten çok biz sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. “

“Din Ortak Bağlayıcıdır”

“Bundan dolayı Kudüs’den Mescid’i Aksa’dan Gazze’den ve Filistin’den bize ne ? diyemeyiz. Çünkü din, ortak bir bağlayıcıdır bizim için. Peki soruyorum, Kur’an-ı Kerim’in indiği gönüller kıymetsiz olur mu? Olmaz. Allah, kıymet veriyor, değer veriyor. Kur’an-ın indiği zihinler, Kur’an-ın okunduğu anlaşıldığı evler çok kıymetleniyor. Bakın Peygamber Efendimiz diyor ki; bir topluluk, bir yerde ve bir aile fertleri otururlar ve ondan sonra Kur’an-ı Kerim’i okurlar Tilavet ederler. Tabii burada Allah’u Teala bizlerden ne istiyor? Yani onun üzerinde ders yaparlarsa ve çıkarımlarda bulunurlarsa; birincisi okurlar, ikincisi onun üzerinde anlamaya çalışırlar üçüncüsünde de onu yaşarlarsa üç tane hediye veriyor Allah’u Teala; 1-Melekler o evi kuşatır. Meleklerin o evi bile kuşatması onların kucağı içerisine düşüyoruz. 2- o eve sekinet, huzur iner. Bakın şu anda huzurdan uzaklaşıyoruz. Evlere bereket, kalplere sekinet çöker. 3- Allah’u Teala bu şekilde yapan kullarıyla, övünür. Şu kullarımı görüyor musunuz? Ey Melaike İkram der. Bak görüyor musunuz? Benim kitabımı okuyorlar, onu anlamaya çalışıyorlar.

Kuran Okunan Evler

“ Onun için yine efendimiz buyuruyor ki bir evde Kur’an-ı Kerim Tilavet edilir, okunur, yaşanırsa o evde hayır bereket çoğalır. Bir evin gündeminden Kur’an-ı Kerim kalkarsa o evde şer, kötülükler, huzursuzluk ve stres çoğalır diyor. Eskiden babaannelerimiz sabah erkenden kalkarlardı, namazlarını kılarlardı, o bembeyaz örtülerini örter gözlüklerini takar Kur’an-ı Kerim okurlardı. Dedelerimiz öyleydi ya camiye giderlerdi ve geldikleri zaman çorbaları hazır olurdu. O evde erken kalkmanın ve Kur’an okumanın neticesi olarak huzur, sekinet ve güven vardı.”

4 Vazifemiz Var Onlara Dikkat…

“Ramazan aslında Kur’an-ı Kerim’in doğum ayı olarak bilinir. Yani Kur’an-ı Kerim orada iniyor. Ondan dolayı çok kıymetli. Öyleyse birinci vazifemiz bu Allah’ın kitabıyla iyi bir tanışmamız lazım. Bugün İslam Alemi’nin en önemli meselesidir. Ya onun sözü bunun düşüncesi derken bir sürü düşünceler, fikirler şunlar bunlar ortaya çıkıyor ama Allah’ın sözü bakıyoruz ki geride kalmış. Kur’an-ı Kerim’i bu ayda ne yapacağız o raflardan o süslü kılıflardan indireceğiz. 4 vazifemiz var. Birincisi bu; Allah’ın kitabıdır. Benim için inmiş. Benim huzurum için inmiş. Ona inanacağız. İkinci görevimiz; onu okuyacağız. Üçüncü görevimiz; onu anlamaya çalışacağız. Dördüncü görevimiz de onu yaşamaya çalışacağız. Mesela Kur’an-ı Kerim ne diyor? Diyor ki; birbirinizin aleyhinde konuşmayın. İtibar suikastinde bulunmayın. İftira atmayın. Birbirinizin hak ve hukukuna dikkat edin ve her hak sahibine hakkını verin. Kur’an-ı Kerim ne der? Adaletli olun. Aleyhinize dahi olsa akrabalarınızın aleyhine dahi olsa gerek mahkemelerde gerek dışarıda adaletten asla ayrılmayın. Çünkü adalet mülkün temelidir.

Etkili Hutbe Okuma Semineri Balıkesir’de Tamamlandı

Haber Merkezi

ramazan balıkesir il müftülüğü celal sürgeç ramazan ayı Balıkesir İl Müftüsü Celal Sürgeç
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber