Yörüklerin İzinde, Leyleklerin Göçü: Bigadiç’te Yaşayan Bir Efsane
Yörükler göçtü, leylekler kaldı… Balıkesir Bigadiç’te doğayla iç içe yaşayan bir gelenek, zamana direnen kuşlarla hâlâ sürüyor.

Yörüklerin İzinde, Leyleklerin Göçü: Bigadiç’te Yaşayan Bir Efsane
Yörükler göçtü, leylekler kaldı… Balıkesir Bigadiç’te doğayla iç içe yaşayan bir gelenek, zamana direnen kuşlarla hâlâ sürüyor.
Balıkesir’in Bigadiç ilçesi, yüzyıllar öncesine dayanan Yörük kültürünün ve doğayla kurulan eşsiz bağın izlerini hâlâ taşıyor. Bir zamanlar mevsimle birlikte göç eden Yörükler, yaylalara çıktığında leylekler de aynı zamanda yurtlarına dönerdi. Bu denk geliş, halk arasında doğanın bir işareti olarak kabul edilirdi.
Yörüklerin çadırlarını kurduğu zamanlarda, leylekler de yuvalarını inşa ederdi. Yazı birlikte geçirir, güz geldiğinde birlikte göç ederlerdi. Ancak arada bir fark vardı: Leylekler, ardında yaşlı ya da hasta bir “bekçi leylek” bırakır, o yuvasını korur, sonra orada ölürdü. Yeni mevsimde leylekler geri döner, bazen aynı yuvaya, bazen yeni yuvalar yaparlardı.
Zamanla Yörükler yerleşik hayata geçti. Çadırların yerini beton duvarlar, göç yollarının yerini asfalt yollar aldı. Ama leylekler göç etmeye, yuvalarına dönmeye devam etti. Yörük hikâyeleri dursa da, leyleklerin gökyüzündeki yolculuğu hiç kesilmedi.
Bigadiç’te anlatılanlara göre, leyleklerin rengi de birer işarettir. 62 yaşındaki Emine Durangil ve Eşime Fatma Dursun “Beyaz leylek görülürse hava güneşli geçecek, kirli görünürse yağmur yağacaktır.” Hikayesini yaşlılarımızdan çok dinlerdik çocukken”dedi.
Bugün, leylekler hâlâ aynı çatılara, aynı direklere yuvalarını yapıyor. İnsanların terk ettiği hikâyeyi, onlar sürdürüyor.
Bigadiç’in göçmen kuşları, sadece bir doğal döngünün değil, unutulan bir kültürün yaşayan tanıkları…