Yüz yıldır İngiliz’in “Ali Cengiz” oyunları hiç bitmiyor. Bugünün tarihini iyi anlamak, İngiliz oyunlarını doğru kavramak istiyorsak, birinci dünya savaşının hemen öncesi ve sonrasının olaylarını iyi analiz etmemiz gerekiyor. O tarihi bilmiyorsak, bugünün coğrafyasında neler olduğunu asla anlayamayız. O dönemdeki askeri gelişimleri ve üleşimleri, jeopolitik ve stratejik hesapları, bu günle kıyaslayıp analiz etmemişsek, orta doğuda olanları katiyetle kavrayamayız. Askeri ve siyasi ataklarda bir adım öteye gidemeyiz ve orta doğudaki yanlış irdeleme ve değerlendirmeler, bize bir yüz yıla daha mal olur. Yer kürenin siyasi gelişimlerini bir yüz yıl daha geriden takip etmiş oluruz. Bütün siyasi oluşumların, bu “Ali Cengiz” oyunlarına iyi eğilmesi ve iyi analiz etmesi gerekmektedir.
Bir asır önce Çanakkale’de karşımıza kurulan ittifaklar, bugün hala, içerde ve dışarıda kurulmaya devam ediyor. Onların gözünde, Türkiye hala Osmanlı olarak duruyor. Bu gün Suriye’de, Irakta, Libya’da, Afrika’da, Bosna’da, Kafkasya’da, Karabağ’da devletimizin kurmaya çalıştığı ortaklık köprülerini yakanlarla, Çanakkale’de Altı Yüz Bin canı yakanlar ayni üst akıl dedikleri ittifak ülkeleridir. Türkiye’yi ve çevresindeki coğrafyayı, iç çatışmalarla tüketmeye çalışan üst akıl dedikleri ittifaklarda, dünde bugünde pek değişiklik yok. Bir varil petrol, BİN VARİL KAN parolası devam ediyor. Kısacası dostlar, batı cephesinde hiç bir değişiklik olmuyor. Eski Osmanlı şehirleri, Bağdat, Musul, Şam, Erbil, Amman, Kudüs, Hocalı, Batum, Kudüs, Hazar denizi üzerinde oynanan oyunlar, Türkiye’nin oralara el atıp, Osmanlı ruhunun tekrar ayağa kalkmasını sağlamasından korktukları içindir. Oralarda bulunan petrol ve doğal gaza el atıp işletmeye ortaklığımızdan dolayıdır.
18 Mart anma programlarında, Çanakkale’yi işgal etmek isteyen devletlerin, Irağı, Suriye’yi, Libya’yı, Gazze’yi, Filistin’i Afrika’yı da nasıl işgal etmek istediklerini hatırladık. Çanakkale’de, Bağdatlı, Musullu, Yemen’li, Libya’lı, Bosna’lı şehitlerin ruhlarını da yâd ederken, Çanakkale’de şehit yatan, Libyalı Teğmen Mevsufların manevi huzurunda, bugün oynanan oyunların tekrarını da gördük. O gün Çanakkale’nin savunmasını yapan orta doğu insanlarını, bugün bizler savunmak mecburiyetindeyiz. Kaleleri, surları, şehirleri, anıt mezarları oralarda buram buram Osmanlı kokuyor. Dün bizi ve ÇANAKKALE’Yİ Bağdat’tan Şam’dan, Kerkük’ten gelen kahramanlar nasıl savunmuşsa, bugün oralar, Çanakkale’den ayni ruhla savunulur diye karar alanlar doğru yoldadır.
Sayın okuyucularım; Dün Bağdat’ın, Gazze’nin, Şam’ın nasıl bombalandığını düşünün. Bu gün, üst akıl dedikleri ittifaklar, Kudüs içinde, Medine içinde, İstanbul, Erzurum, Antep , Bursa, İzmir içinde ayni hayali kurmakta olduklarını asla unutmamalıyız. Ülkemize, komşularımıza ve coğrafyamıza bu günkü tarihle ve oynanan oyunlara bu gözle bakmalıyız.
Unutmamamız gerekir ki, Birinci dünya savaşı daha bitmedi. O hesaplaşma değişik yöntemlerle hala devam ediyor. Dün o hesap Çanakkale’de verildi, bugün eski Osmanlı şehirlerinde ve Osmanlı izlerinde veriliyor. Edebimizi, ahlakımızı, tarzımızı, kısacası Osmanlı insanı olma hasletlerimizi alarak ve akıl kirliliği yaparak veriyorlar. Geçmiş tarihimize ve Osmanlı izlerine iyi bakmaz isek, bu hesaplaşmayı tekrar İstanbul önlerinde vermek zorunda kalabiliriz. Dün hedeflerinde, Bağdat Musul, Kerkük, Şam, Yemen ve Çanakkale vardı, bugünkü hedefleri ise tüm Türkiye ve Osmanlı coğrafyası. Bütün siyasi kuruluşların ve toplum oluşumlarının, gelişmelere bu gözle bakması kaçınılmaz hale geldi.
Sayın dostlar; Dün Osmanlıyı yıkmak için kurulan ittifaklar, bugün hem içerde, hem dışarıda, BÜYÜK TÜRKİYENİN önünü kesmek için kuruluyor. Onun için sizleri köyünüzde, kasabanızda ve kahvenizde, üst akıl dedikleri şer ittifaklarla mücadele bekliyor. Bu koalisyon ortakları ile mücadeleye, her zamanda ve her mekânda hazır olmalıyız. Yarın Çanakkale ve birinci cihan harbi öncesi Osmanlı üzerinde oynanan oyunların anlatımı ile devam edeceğiz inşallah. Hoşça kalın.