GündemKöşe Yazıları

İnternet Özgürlüğü

İnternet Özgürlüğü

 

Düşünce kuruluşu Freedom House, dünya genelinde internet özgürlüğünü değerlendirmiş ve rapor olarak yayımlamış. Yetmiş ülkeyi ve internet kullanıcılarının %88’ini kapsayan “İnternette Özgürlük 2021” raporuna göre Türkiye, 34 puanla internet erişiminin özgür olmadığı ülkeler arasında yer almış. Vatandaşlarının internet üzerindeki faaliyetlerini takip eden hükümetlerin sayısının ise şaşkınlık verecek derecede arttığına ve özgürlük kısıtlamalarının nedenlerine de yer verilmiş bu raporda.

J.S Mill “Özgürlük Üstüne” adlı eserinde, “Bir düşüncenin, ona her türlü itiraz olanağı varken çürütülememiş bulunmasından dolayı doğru olduğunu varsaymakla, onun çürütülmesine izin vermemek amacıyla onun doğruluğunu kabul etmek arasında çok büyük fark” olduğu vurgusunu yapıyor. Yani yanlışların tartışma ve deneme yoluyla düzeltilebilmesi yeteneğinin insani bir özellik olduğunu belirten Mill, yanlışı düzeltmek için tartışmanın zorunluluğuna dikkat çekiyor. Konuya yabancı bir kişinin ise mevcut durumu anlayabilmesi için o konuda fikri olanların söyleyeceklerini dinlemesi gerekliliğinden bahsederek bunu aynı zamanda bilge olmanın da önemli bir yolu olduğunu vurguluyor.

Zira insanın, farklılığını ortaya koyabilmesi ya da kendisi olabilmesi, ancak kendini ifade edebilmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu durumda ifade özgürlüğünün sınırı aynı zamanda internet özgürlüğünün de sınırı anlamına geliyor. Bu nedenledir ki ifade özgürlüğünün tanımını ve anayasal sınırını bilmek gerekiyor, herhangi bir sorun yaşamamak için.

Soyut bir kavram olan ifade özgürlüğü, kişinin kendi zihninde olan ve o istemedikçe kimse tarafından bilinemeyecek olan düşüncesinin, başkaları tarafından bilinir hale gelmesini sağlayan düşüncelerini kelimelere dökebilme serbestisidir. Ancak AHİM ve ülke devletleri tarafından anayasal güvence altına alınmış olan bu özgürlük karşısında, ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, devlet otoritesi ve özel hayatlar gibi konular koruma altına alınmış ve bu konularla ilgili ifade özgürlüğüne kısıtlamalar getirilmiştir.

Sonuç olarak, bir fikri ya da davranışı yasaklamak, onun ortadan kalkmasını sağlamayacağı gibi başka şekillerde ortaya çıkmasına neden olur. Aksine demokratik bir tutumla tartışılan her fikrin etkisi de şiddeti de yapıcı sonuç verecektir. Zira sosyal, demokrat ve laik yönetimlerden beklenen de budur.

Demet TOK

Köşe Yazarı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu