Köşe Yazıları

İş Adamı Yahut İş Kadını

İş Adamı Yahut İş Kadını

Güzel işler başarmak uğruna iş için yaratılan, “önce insan”  parolasıyla yol alan proje adamıdır her bir iş adamı ya da iş kadını. Önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi “çırak-kalfa-usta” üçgeni zamanla donanımlı hâle gelip genişleterek “esnaf-tüccar-iş adamı” üçlü vasfına ulaşır. Yerli esnafımız öyle güzel çevre edinerek halkın güvenini kazanır ki tüccarlığa doğru kanatlanır ansızın. Anasının duası, işindeki başarısı, uyanık ve kıvrak zekâsı, tasarruflu yapısıyla emekliliğe doğru da iş adamı oluverir hayat sahnesinde. Hayaller böyle kanatlanır. Tüccarlık, deve alım satımı, tarım mallarının alım satımını yapma işleri bizlere peygamberler döneminden kalan bir meslektir. Hazreti Hatice anamız da yaşadığı topraklarda çok sevilen, tüccarlıkla geçinerek develer dolusu mal varlığına sahip olan, cömert ve adaletli bir kadınlar. Günümüzdeki iş kadınlarının yaptığı işleri o dönemle yorumlayabiliriz. Hazreti Hatice, kâinatın son peygamberi olan Hazreti Muhammed’i (s.a.v.) de kalbine çok uygun görüp onu en deruni duygularla sevdiği için ayrıca peygamberimizle izdivacını noktalamıştır.

***

“İş adamı yahut iş kadını” her daim tatlı dil ve güler yüzlülük ile işine sımsıkı sarılmalıdır. İşini aşkla yapanlar az sayıdadır. İşte o azınlığa girerek kendini sevip saydırabilmektedir marifet. Güzel projelere imza atan, kültürel etkinlikleri organize eden, küçük kasabaları kalkındırabilen, köy okulları için destek veren, kırsaldaki kız çocuklarımızın okutulmalarına vesile olan, gençlerimize yeni iş yeri açılabilmesi için sermayesini koyan, başladığı işi tez bitirebilen, söz verdiği sosyal faaliyetleri yarıda bırakmayarak sözünün arkasında durabilen, devletimize bağışlar yapıp Türkiye’ye yenilik yolları aşılayan, kendini Türk vatandaşımıza sevdirmeyi başarabilen, donanımlı bilgisiyle kendini yurt dışında da kanıtlayabilen, aktif ve ayrıca üretken iş adamlarına yahut iş kadınlarına her dakika ihtiyacımız olacaktır.

Ülke yararına bir tuğla da sen koyabiliyorsan, kumbarandaki yatırımdan ufak bir destekle birilerinin yüzünü güldürebiliyorsan, sağlıklı ve barışçıl fikirlerinle insanlığı etkileyebiliyorsan ne mutlu sana. Liderlik, insanları adilce yönetebilme, sosyallik, genel kültür gibi vasıfları ortak bir çerçevede toplayan gençlerimizi ve ayrıca üstün zekâlı öğrencilerimizi devlet desteğiyle yahut iş adamlarının yardımıyla ayrı okullarda özel olarak yetiştirmeliyiz. Ağaç yaşken eğildiği için çocuk gelişiminde de “okul öncesi dönem” kritik ve mühim bir dönemdir. Bugünün o meraklı minik yürekleri yarınlarımızın iş adamları yahut iş kadınları olabilirler. Hadi çocuklarımızın elinden sımsıkı tutalım, doğru bir eğitim ve ayrıca karşılıksız sevgimizle her birini mutluluğa boğalım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu