Köşe Yazıları

İstiğfar. ..

İstiğfar. ..

“Onlar (müttakî mü’minler), bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler” Âl-i İmrân, 135

İstiğfar, işlenen günahlardan ve hatalardan dolayı Hz. Allah’tan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. Hadislerde  içeriği bakımından “istiğfar” anlamı taşıyan pek çok dua vardır. Hz. Peygamberimiz sav’in “Seyyidü’l-istiğfâr” (İstiğfârın en güzeli) diye nitelediği dua şöyledir:

İlgili Makaleler

اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّى ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ، خَلَقْتَنِى وَأَنَا عَبْدُكَ ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأَبُوءُ بِذَنْبِى ، اغْفِرْ لِى ، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ

(Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben Senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla Senin ahdin ve va’din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden Sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz.) (Buhârî, Deavât, 2)

Peygamberimiz  Efendimiz sav buyurmuşlardır.

“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.” Ebû Dâvûd, Vitir 26. İbni Mâce, Edeb 57.

Hz. Ali ra şöyle dediği rivayet edilmektedir.

“Ben Peygamberimiz Efendimiz sav’den bir hadis duyduğumda, Hz. Allah cc bana o hadisten dilediği kadar istifade ettirirdi. (Yani onunla amel ederdim). Rasûlullah  Efendimiz ssv’in ashâbından biri bana hadis rivâyet ettiğinde ondan yemin etmesini isterdim. Yemin ederse sözünü kabul ederdim. Bir defâsında Ebû Bekir ra bana bir hadis rivâyet etti. Şüphesiz Hz. Ebû Bekir ra doğru söylerdi (Bu sebeple ona yemin ettirmezdim). Dedi ki:

«–Rasûlullah  Efendimiz sav’in şöyle buyurduğunu işittim:“Bir kul herhangi bir günah işlediğinde, kalkar, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılar ve Allah’a istiğfar ederse, Cenâb-ı Hak muhakkak o kulunu mağfiret buyurur.”

Sonra Rasûlullah sav şu âyet-i kerimeyi okudu:

“Onlar (müttakî mü’minler), bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler” (Âl-i İmrân, 135)».” Ebû Dâvûd, Vitr, 26/1521; Tirmizî, Salât, 181/406; Tefsîr, 3/3006; Ahmed, I, 2.

Bazı  alimler bu hadîsin en güzel tatbik edildiği vakitler, seherlerdir. Bir mü’min seher vakti kalkıp iki, dört, altı, yani ne kadar gücü yeterse namaz kılıp Cenâb-ı Hakk’ın murâdı üzere istiğfâr ederse, affedileceği umulur.

Çünkü ayetki kerimelerde şöyle buyrulmuştur.

“(Onlar) Seher vakitlerinde istiğfâr ederler” Âl-i İmrân, 17

 “Onlar, geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfâr ederlerdi.” Zâriyât, 17-18

Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara üç ayların seherlerini ihya etmeyi nasip eylesin. ..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu