İSTİSMARA GÖZ YUMMAYIN ! ÇOCUĞUN SESİ OLUN… SUSMAYIN…

Geçtiğimiz günlerde Adana ve Antalya’dan peş peşe yaşanan çocuk istismarı vakalarının son dönemde artış göstermesi toplumun öncelikli konularından. Psikolog Gonca Raslayan “Çocuk istismarı nasıl önlenir? Başına böyle bir olay gelen çocuk ve ailesi ne yapmalı?” sorularını cevapladı. Çocuk istismarının hukuki boyutunu ise Balıkesir Barosu Başkanı Av. Erol Kayabay değerlendirdi. Haberimizde konuya büyük hassasiyet ve tepki gösteren vatandaşların da görüşleri de yer alıyor.
Çocuk istismarı, son günlerin yürek burkan konuların başını çekiyor. Toplum hızla artış gösteren yüz kızartıcı bu iğrenç olayın nedenleri ve sonuçlarını tartışıyor. Neler yapması gerektiğini bilmeyenler, ‘Komşular ne der?’ deyip susanlar, çocuğuna inanmayan aileler belki de bu artışın nedenlerinden sadece birisidir. ‘Susmayın, harekete geçin’ diyerek vatandaşları uyaran Psikolog Gonca Raslayan, istismar uygulayan bireylerin akli dengelerinin yerinde ve bilerek bu suçu işlediklerini söyledi. Raslayan, “Çizdikleri profilleriyle bu insanların çocuk istismarı yapmayacağına emin olabiliriz. Ama öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki sosyal statüsü yüksel ve gayet aklı başında kişiler çocukları istismar edebiliyor. Bu nedenle yapılacak en önemli şey, önlem almak” dedi.
“GÖRÜNMEYEN DAHA PEK ÇOK İSTİSMAR VAKASI VAR”
Çocuk istismarlarının kamuoyuna yansıyan vakalardan çok daha fazla olduğunu belirten Psikolog Gonca Raslayan, “Adana ve Antalya’da yaşanan 3 ile 4,5 yaşındaki bebeklere istismar durumu görünen kısmı. Çocuk istismarının sayısı çok daha fazla. Her yerde, her alanda yaygın. Ne büyükşehir, ne Doğu ne de Batı fark ediyor. Hala devam edenler, susanlar ve dile getiremeyenler var. Görebildiklerimiz çok az bir kısmı. Ne yazık ki susanlar, ‘toplum ne der’ diye konuşamayan aileler ve çocuklar var. Farkındalıkları arttırmak için bu konuları daha çok konuşmalıyız. Bunu olabildiğince çok dile getirmeliyiz. Ayıp diyerek sustuğumuzda bir çocuğun hayatı avuçlarımızdan kayıp gidiyor. Buna engel olmak gerek” dedi.
“ÇOCUĞUNUZA İNANIN”
Ailelerin mutlaka çocuklarına inanmaları gerektiğini dile getiren Raslayan, “Bu konuda en önemli durum ailelerin çocuklarına inanması. Çocuklar bu konuda asla yalan söylemezler. Tüm bu detayları bilmezler. Çocuk bazen öyle bir ifade ediyor ki onun yalan olmadığı çok açık. Durumun farkında bile değil, ‘Bu amca bana bir şey yaptı’ diyor; Ailenin ona inanması bir an önce önlem alması oldukça önemli. Aile, çocuklarını dinleyip hemen polise gitmeli. Güvenlik güçleri gerekeni yaparak kişiyi çocuğun yanından uzaklaştıracaktır. Çocuğun tüm bu olaylardan uzak kalması ve kendini güvende hissetmesi çok önemli. Ondan sonra hukuki anlamda gereken her şey yapılmalı. Susmak ve rezil olmaktan korkmak diye bir şey olamaz. Rezil olacak biri varsa bu istismarı uygulayandır. Ve bu süreçte çocuğun psikolojik yardım alması gerekiyor. Tüm bu yaşananları unutması ve hayata olan inancının ve güveninin tekrar sağlanması için psikolojik yardım alacaktır aileler” şeklinde konuştu.
“ÇOCUK ‘NEDEN?’ SORUSUNA CEVAP VEREMEZ”
Çocukları bilgilendirmekte eksikler yaşandığını dile getiren Psikolog Raslayan, “Cinsel istismarda en büyük sorun; çocuklar bu ayrımı yapamıyor. O nedenle ailelerin çocuklarını bilgilendirmesi gerek. Ayıp diye susmamak lazım. Çocuğa kendisine kimsenin dokunamayacağı anlatılmalı. İç çamaşırlarının örttüğü bölgelerin özel olduğunu, anne baba dahil kimsenin çocuk izin vermediği müddetçe dokunamayacağı anlatılmalı. Bunlar ev içinde konuşulmalı. Anne ve babalar bu konuda çocuğa eğitim vermeli. Çok basit kelimelerle anlatılan bu konu aslında hayat kurtarıcı. Çocuklar ses çıkaramıyorlar. Kendilerine inanılmayacağını düşünüyorlar. Ama hiçbir çocuk bu konuda yalan söylemez. ‘Neden?’ sorusunu sormamak gerekiyor; Çünkü çocuk buna cevap veremiyor olacak” dedi.
“BALIKESİR’DE SUSUYORLAR”
Balıkesir’de de benzer istismarların yaşandığını ve ailelerin sustuğunun altını çizen Psikolog Gonca Raslayan, şunları söyledi;
“En sık rastladığımız durumlar çocukların susması oluyor. Yetişkin bireyler olduktan sonra ‘Ben de böyle bir durum yaşamıştım’ diyorlar. Yıllar öce yaşanmış ama kimseye söylenmemiş. Tüm hayatlarını etkiliyor. Bununla yaşamak çok zor. O nedenle farkına varıp, çocuğu dinleyip önlem almak gerekiyor. Balıkesir’de de çocuk istismarı az sayıda değil. Ama vatandaşlar, ‘Komşu ne der?, Ne yaparız?’ diyerek susuyorlar. Susmamalılar. Aileler öncelikle çocuklarına sevgilerini ve ilgilerini çok net biçimde göstermeliler. Çocuklarını ihmal etmemeli ve dinlemeliler. İhmal de bir istismardır. Bu nedenle ailelerin, çocuklarına ilgileri asla azalmamalı. Çocuğun bakımı ihmal edilmeden, çocuklarını dinlemeliler, birlikte verimli zaman geçirerek daha sıkı bağlar kurmaları gerekiyor. Bağırıyorsa neden bağırıyor. Sinirliyse neden sinirli olduğunun nedenleri araştırılmalı. Çocuk çok konuşmaz, anlatmak istediklerini daha çok davranışlarıyla belli ederler.”
İSTİSMARCILAR HASTA DEĞİL, SUÇLULAR
Psikolog Gonca Raslayan, çocuk istismarı yapan kişilerin ruh sağlığıyla ilgili bir sorun olmadığına inandığını söyledi. Bu konuda kendinden emin olduğunu ifade eden Raslayan, “İstismarcı kişilerin, ruh sağlığında sorun olduğu ve bilerek istismarda bulunmadığı düşünülür. Ama öyle profillerle karşılaşıyoruz ki son derece sağlıklı kişilik özellikleri ve toplumda belli bir statüsü olan kişiler dahi bu istismarları gerçekleştirebiliyorlar. Akıl sağlıkları da son derece yerinde. Çocuk istismarında çocuğu sessiz ve karanlık görünmeyen bir yere götürecek kadar düşünebiliyorlar ise yaptıklarının yanlış ve yapılmaması gereken bir şey olduğunu da çok net görebiliyorlar. O nedenle bu insanları belli bir sınıra sığdıramıyoruz. Yapabileceğimiz en önemli şey, olmadan önce önlem almak. Böyle bir durum ile karşılaşırsak asla susmamalıyız” şeklinde konuştu.
Çocuk istismarı vakalarını yaşayan ailelere ve çocuklarına ücretsiz destek verdiğini söyleyen Psikolog Gonca Raslayan, ailelerin destek almaktan kaçınmaması gerektiğini bildirdi.
VATANDAŞ ‘İDAM’ İSTİYOR..!
Uzman görüşü böyle. Vatandaşlar ise çocuk istismarı suçunun cezasız kalmamasını, cezasının da ‘idam’ olması gerektiğini söylüyor.
Cemile Doğru: “ Küçücük günahsız yavrulara nasıl kıyıyorlar? Yavrularımız konuşmayı öğrenemeden bu iğrençlikleri yaşıyor. Duydukça sinir oluyoruz. Ülkemiz sapık dolu. Kendine yapılsa razı gelir mi? Bunun cezası idam olmalı. Daha altı kabul edilmez. 3 Yaşındaki çocuktan ne istiyorlar?!”
İsmail Ersan: “Aileler çocuklarına sahip çıksınlar. Bilhassa okul önlerinde beklesinler. Çünkü ne olacağımız belli değil. Ne kötü durumlar yaşanıyor. Devletin buna önlem alması lazım. Demek ki ülkemiz geri kalıyor ki bu olaylar da artış gösteriyor. Devlet bu konuya el atsın ve en ağır cezalar verilsin. Bu ne dinimize, ne kültürümüze ne de milliyetçiliğimize yakışır.”
BARO BAŞKANI KAYABAY: “HUKUKİ OLARAK 18 YAŞINI DOLDURMAMIŞ KİŞİ ÇOCUKTUR”
Balıkesir Barosu Başkanı Av. Erol Kayabay, 18 yaşın altındaki her bireyin kanunen, hukuki düzenlemelere göre çocuk olduğunu hatırlattı. Son yıllarda çocukların kendilerinden büyük yüklerin taşıyıcı olmak zorunda kaldıklarını belirten Kayabay, çocuk evliliklerine de dikkat çektiği açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
“Kendilerinden büyük yükün altında kalan çocuklar çocuk olmaktan çıkarılmış; çocuk işçi, çocuk gelin, çocuk kurban olarak da gündemde yer almıştır. Ne yazık ki 2017 yılında istatistiklerde üç evlilikten biri çocuk evliliği olarak gözükmektedir. Hukukumuzdaki düzenlemeye göre 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Bu nedenle yasayla konulan yaş sınırının başka gerekçeler gösterilerek 12 yaşında şöyle, 9 yaşında böyle, 15 yaşında başka denilerek Medeni Kanundan uzaklaşılarak yapılan tanımlar yanlıştır, suçtur. Bu nedenle, çocuk yaşta yapılan evlilikler derhal önlenmeli. Özellikle kız çocuklarına karşı ayrımcılığın belirgin olarak görüldüğü eğitim sistemimizde laik ve bilimsel temellerde müfredatlar düzenlenmeli, cinsel ayrımcılığın bahsedildiği metinler tüm okul kitaplarından çıkartılmalı, çocuk hakları sözleşmesi her kesim tarafından kabul gerektirmektedir. Bu süreçte biz avukatlar, çocuk istismarının karşısında en etkin mücadele ile var olacağız.”