GündemKöşe Yazıları

Karmik Bağın Mucizesi

Karmik Bağın Mucizesi

Yeni tanışılan birisine karşı bir yakınlık hissedilir ya sanki onu uzun yıllardan beri tanıyormuşsunuz gibi. İşte kafa karıştıran bu hissiyatın, kimimiz üzerinde durmayız önemsemediğimizden, kimimiz de mistik boyutuyla ilgileniriz gelişimimiz için. Böyle bir yakınlıkla başlayan bir ilişkinin tarafları ile olan sohbetim neticesinde bugünkü yazı konum da belirmiş oldu kendiliğinden.

Aslında aralarındaki sevgi bağının varlığı aşikârdı aşikâr olmasına da kadının gözlerinde bir o kadar da hüznün olması dikkatimi çekti sohbet esnasında. Farkındalıklarının aynı düzeyde olmadığını, yaşama farklı pencerelerden baktıklarını, özellikle erkeği, sevgisine zarar veren egosunun ve sabit fikirlerinin yönettiğini, kadının ise kendisini olayın akışına bıraktığını fark etmiştim onları dinlerken. Oysa her biri güzel insanlardı kendi içlerinde mutsuz ve gergin olmalarına rağmen. “O halde neden devam ediyorsunuz” diye sordum belki de haddim olmayarak. Önce paydaşlardan erkek atıldı, dillendiremediği duygularını itiraf etmek istercesine ve anlatmaya başladı.

***

“O, benim hayatıma güneş gibi doğdu ve renk kattı ve ben mutluluğu onunla yeniden yakaladığımı ve hayatımda eksik kalan özlemlerimi onunla tamamlayacağımı hissettim. Onun güzelliği, sosyalliği, sımsıcak enerjisi ve onu koyduğum yerin yüceliği karşısında kendimi yetersiz hissetmeye başladım zamanla. Önceleri ona olan sevgimi sık sık dile getirirken, içimi “ya bir gün giderse” korkusu kapladı. Bu ruh haliyle de onu üzer oldum sözlerim ve davranışlarımla. Beni ve sevgimi anlamadığını, her şeyi sorun haline getirenin o olduğunu söyleyerek, bozulmaya başlayan ilişkimizin sorumluluğunu ona yükledim. Onun, hayatını denge üzerine kurduğunun ve olaylara esnek yaklaştığının farkında olmama rağmen, ben bakış açımı değiştirmeye, mevcut düzenimde ona yer açmaya gönüllü olmadım.

Bir tarafım kaybetme korkusu yaşarken sevecen davrandım, diğer tarafım “yok o beni asla bırakmaz” inancı içinde onu kırmaya devam ettim. Şimdi fark ediyorum ki onun hayatından çalmışım, içindeki çocuğun neşesini söndürmüşüm ve onun âşık olduğum tüm özelliklerini bir bir yok etmeye başlamışım. Acizlik olduğunu düşünerek ona itiraf edemediklerim şimdi bizi böyle bir sürece sürükledi. Oysa ona o kadar aşığım ve seviyorum ki; yine de zihnimin beni, onun bu duygularımı anlamadığına dair yanıltmasına izin veriyorum, bitişe doğru gittiğini hissettiğim her tartışmamızın sonunda durumu düzeltenin o olduğunu görmeme rağmen”

***

Aslında anlatacağı daha çok şey olduğunu hissediyordum lakin biraz da diğer paydaşı dinlemek üzere gülümseyerek âşık olduğu kadına baktım.

Kadın sabırla dinlemişti. Gülümseyen yüz ifadesi, hoş ses tonuyla birkaç cümle sıraladı. Ve dedi ki;

“Yaşadığım bu süreç belki benim, belki de karmik olarak getirdiğim yaratımlar içeriyor. Bunu fark ettiğim anda onu bırakıp gitmeyi değil, kendimi şifalandırmayı seçtim. Çünkü o bana, açığa çıkmamış lakin bende de var olan ve benim gelişimimi engelleyen negatif yaratımlarımı gösteriyor. Bu nedenle onunla aramızda var olduğuna inandığım karmik bağın iyileşmesi yönünde çaba sarf ediyorum. Çünkü o benim yüzleşmem gereken diğer yanıma ayna tutuyor. Elbette bu çaba ikimizde de olursa karmik bağ o zaman mucizeye dönüşebilir.”

Demet TOK

Şair/Yazar

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu