“Keçe emek ister”

“Keçe emek ister”

Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasına “Keçecilik” mesleği de giriyor. Balıkesir’de Keçecilik yapanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Geçmiş yıllarda revaçta olan Keçeciler, günümüzde Çırak bulamıyor. Bu haftaki konuğumuz 52 yıldır Keçecilikle uğraşan Enver Recep Agel oldu. Agel, Karesi Belediyesi tarafından düzenlenen “Geleneksel Sanatlar Yarışması”nda “Ustaya Saygı Özel Ödülü” aldı. Juri üyeliğinde bulunduKeçe, yün, kıl ya da pamuğun ıslak ortamda çiğnenip dövülerek liflerinin birbirine kaynaşmasıyla elde edilen ve örtü, yaygı, çadır, giysi yapımında kullanılan kaba kumaş. Bu kumaş türü ile uğraşanlar yıllarca sektörünün en zahmetli ve iyi gelir sağlayan bir mesleğini icra ettiler. Geldiğimiz bu günlerde ise bu mesleğin de kaybolacak olan meslekler arasında yerini aldığını görüyoruz. 1965 yılından beri Keçecilik yapan Enver Recep Agel, Gazetemize yaptığı açıklamada, “Keçe, tüm el sanatlarında olduğu gibi üretimi uzun süren ve çok emek isteyen bir ürün. Yapımı için; yay, tokmak, kalıp, kalıplaş, makas, sepki (çubuk), hasır sırığı, halat, süpürge, makas, su kabı, terazi, boya kazanı ve ocağa ihtiyaç var. Ahilik örgütleri içinde yer alan esnaf loncalarında Keçecilik, önemli bir yer tutuyordu Bir zamanlar evlerin başköşelerinde yer alan ve en vazgeçilmez ev eşyası olan keçe şimdi ise sadece yaylalarda kullanılırken son keçe sanatı ustaları da zamana karşı direniyorlar” dedi.

O yıllarda keçeye çok rağbet vardı”

Bir zamanların her evin vazgeçilmezi olan keçenin, şimdi çoğunlukla yaylalarda ve süs eşyası olarak kullanıldığını anlatan Agel, “Geçmiş yıllarda keçeye çok rağbet vardı. O zamanla bu zamana baktığımızda arada dağlar kadar fark var” dedi.

“Çeyizlere de keçe konuluyordu”


Eskiden kızlarını evlendirenlerin, çeyizlere konulması için 5 ile 10 arası keçe aldığını dile getiren Agel, “Şimdiki gençler, tozlu ve zahmetli bir iş diye bu mesleği yapmak istemiyor” diye konuştu.Cengiz Güner