Gündem

KESK “Emekçiye Kaynak İstiyoruz”

KESK “Emekçiye Kaynak İstiyoruz”

Kesk Balıkesir Şubeler Platfromu Dönem Sözcüsü Halil İbrahim Kilciler iktidarı eleştirdi ve “İktidarın Bizleri Yok Sayan Teklifine Karşı Tüm Kamu Emekçilerini Birlikte Mücadeleye Çağırıyoruz!”dedi.

“Kamu İşçilerinin Yoksullaşması Çözülmedi”

İktidarın sunmuş olduğu ücret artışı Teklifi Yoksulluk Teklifidir diyen Kilciler, “Sizler de takip ediyorsunuz. 3.5 milyon kamu emekçisinin 2 milyon emeklinin yaşamını doğrudan etkileyen toplu sözleşme görüşmeleri sürüyor. 2 Ağustos tarihinde başlayan “toplu sözleşme” görüşmelerinde dün Kamu İşveren Heyeti teklifi açıklanmıştır.Hemen başta ifade edelim ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından paylaşılan söz konusu teklif aileleri de kattığımızda 20 milyonu aşkın geniş bir kitleyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Kamu İşçileri açısından da Yoksullaşma Çözülememiştir! ”ifadelerine yer verdi.

Büyümeden sermayeye değil Emekçiye kaynak istiyoruz!

“Öte yandan Çalışma Bakanı’nın konuşmasında maaş artışı dışında sadece 3600 ek gösterge ve sözleşmeli istihdam, konularına sadece bir kaç cümle ile değinilmiştir. “3600 meselesinin bu sözleşme sürecinin içerisinde çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz”, “Sözleşmeli personelin haklarının yeniden düzenlenmesi, kamu personelinin haklarına sahip olması konusunda da benzer bir yaklaşıma sahibiz” gibi ucu açık, içeriği net olmayan, vaat niteliğinde cümleler kurulmuştur.Gerçek Enflasyon Rakamları Esas alınmalıdır!Öncelikle KESK olarak 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin yıllardır biriken yüzlerce sorunu orta yerde dururken sadece bir kaç başlığı içeren üstelik vaat niteliğini aşmayan bir yaklaşımın “Toplu Sözleşme teklifi”  gibi sunulmasını kınıyoruz.”

“Ücretler Belirlenirken Yoksulluk Sınırı Esas alınmalıdır!”

“Biz KESK olarak maaş artışlarımız konusunda en başından beri bu verilerden,  4 kişilik bir ailenin insan onurunun gerektirdiği zorunlu ihtiyaçları karşılayabilmesi için yapması gereken harcama düzeyi olan Yoksulluk Sınırını esas aldık.  Tekliflerimizi “Hiçbir Kamu Emekçisi Hanesi Yoksulluk Sınırı Altında Kalmasın”  diyerek hazırladık. Yıllardır yoksulluk sınırında yaşanan artış ile maaşlarımızda yaşanan artış arasındaki makas açıldı. Dolayısıyla toplu sözleşme dönemlerinde istediğimiz maaş artışı oranı da her yıl biraz daha arttı. Sadece son iki yılda hem açlık hem de yoksulluk sınırı %38,6 artarken kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış %29,85 ‘te kalmıştır. Buradan hareketle bu dönem teklifimizde eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin eline geçen tutarın eş, çocuk, kira, yakacak, ulaştırma, yemek, ikramiye gibi kalemlerle Haziran itibari ile 9.332 TL olan 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını temel aldık.

Peki, bu dönem ne oldu da diğer konfederasyonların maaş-ücret artışı teklifleri KESK’in teklifine bu kadar yakınlaştı? KESK olarak bizim teklifimiz açısından bir şey değişmemiştir. Çünkü biz her dönem olduğu gibi bu dönemde yine aynı temel noktadan yani “Hiçbir Kamu Emekçisi Hanesi Yoksulluk Sınırı Altında Kalmasın”  noktasından hareket ettik. Ancak diğer konfederasyonlar için bir şeylerin değiştiğini söyleyebiliriz.2018 yılından itibaren daha fazla hissedilen, pandemi sürecinde daha fazla derinleşen kriz tüm kamu emekçilerinin reel gelirini çok daha hızlı eritmiştir. Dolayısıyla hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı kayıp daha net görünür hale gelmiştir. Yaşadığı kayıpların giderilmesini isteyen kamu emekçilerinin haklı beklentisi daha birkaç yıl öncesine kadar hükümetin teklifinde yaptığı buçuklu artışları bile “tarihi başarı” olarak gösterenlerin bu dönemki tekliflerini yükseltemeye mecbur bırakmıştır.

Önerilen Rakam TÜİK Enflasyonunun Bile Altında Kalmıştır!

“Tüm bunlara rağmen dün yapılan maaş artışı teklifi hiçbir vatandaşın inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarının bile altında kalmıştır. Son bir yıllık genel enflasyonun yüzde 19, emekçi kesimler için en önemli kalem olan gıda enflasyonun yüzde 25, yine önemli bir diğer kalem olan ulaştırma enflasyonun yüzde 24,62 olduğu koşullarda 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine 2020 yılı için altışar aylık dilimler halinde %5 +%6 oranları teklif edilmiştir. Öte yandan tüm konfederasyonların tekliflerinde yer alan geçtiğimiz dönemin kayıplarının telafisi ve refah payı talepleri tamamen görmezden gelinmiştir. Sadece maaş artışları konusunda değil, kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi,  ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, farklı adlar altında güvencesiz-sözleşmeli istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi, ek gösterge adaletsizliğine son verilmesi başta olmak üzere temel sorunlarımıza yönelik hiçbir çözüm sunulmamıştır.

Torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesinden, kamu emekçilerini Hakem Kurulu vasıtası ile siyasal iktidarın iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden-grev hakkımız yok sayan mevcut sistemin değiştirilmesine,  OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesinden kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına kadar bir dizi önemli başlıkta tek bir kelime dahi edilememiştir.Bunun yerine üç yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözü hala ‘üzerinde çalışacağız’ mealalinde cümlelerle,  yine yıllardır kadro bekleyen,   sayıları beş yüz bini aşan sözleşmeliler konusu ‘haklarının yeniden düzenlemesi için çalışacağız’ gibi vaatlerle geçiştirilmek istenmiştir.”

“2022 yılında Kriz daha da Derinleşecektir!”

“Dolayısıyla dün iktidarın 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine yaptığı teklifin adı “Toplu Sözleşme Teklifi” değildir. Açlık sınırının 3 bin, yoksulluk sınırının 9 bin 500 TL’yi bulduğu, yaşanan gerçek hayat pahalılığının %40’ı aştığı koşullarda yapılan aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir.Hiç kimsenin bu teklife değer yükleme çabasına girmeye, “maaş artışlarının üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye, kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeye hakkı yoktur.Sözlerimizi kamu emekçilerine seslenerek tamamlamak istiyoruz.Sevgili kamu emekçileri, sevgili emeklikler kim kendini nasıl nitelerse nitelesin her süreçte olduğu gibi bu süreçte de asıl “yetki” sizlerdedir.

Bugüne kadar sizin adınıza ‘yetkili’ olarak masaya oturanların yaptığı yanlışların, eksiklerin faturasını maaşlarınızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme ile ödediniz. Ödemeye de devam ediyorsunuz.Artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir.Bilin ki bu dönem diğer konfederasyonların özellikle maaş artışı tekliflerinde KESK’in teklifine yakın rakamlar sunar pozisyona gelmesi sizin tabandan yarattığınız baskının eseridir.Ancak bu yeterli değildir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin elindedir.Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte birleşik bir mücadelenin  büyütülmesidir.Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emekliklerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.

Biz KESK olarak her zaman olduğu gibi bugün de bir emek örgütü olmanın gereğini yerine getirmek için,Kamu emekçilerinin, emekliklerin ortak hak ve çıkarlarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye hazırız.Bunun için ayrım yapmaksızın hepinizi İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için Tüm Konfederasyonları, Kamu emekçilerinin birlikte ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu