Köşe YazılarıFahri Sağlık

Komşuluk hukuku

Komşuluk hukuku

 

İslâm dininin iki temel kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebi bir taraftan insanların dünya ve ahiret mutluluklarını sağlayacak temel prensipleri vazederken diğer taraftan da fertler arasındaki tutum ve davranışları düzenleyen nezâket, saygı ve görgü kurallarını ortaya koymaktadır.

Bir insan hayatı boyunca hane halkından sonra en çok aynı köy, mahalle veya şehirdeki komşularının yüzlerini görmekte ve yaşadığı hayatı onlarla paylaşmaktadır. Bu yüzden komşular, insanın hayatında aile ve akrabalarından sonra en çok karşılaşılan üçüncü halkayı oluştururlar.

İlgili Makaleler

Komşuluk en önemli insani değerlerden biridir. Maalesef zamanımızda unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizin başında komşuluk ilişkileri gelmektedir.

Şehirleşme ve sanayileşme hamleleri sonrası, büyük şehirlerde yaşayan insanlar, mekân yönüyle birbirlerine yakınlaşsalar bile her geçen gün yalnızlaşan ve yabancılaşan insan topluluklarına dönüşmüşlerdir. Şehirleşmeye paralel olarak modernleşmeyle birlikte insanlar, bencilleşmeye de başlamışlar, Nebevî beyan çerçevesinde bir bedenin uzuvlarına benzetilen Müslümanlar gelinen nokta itibariyle maalesef her koyunun kendi bacağından asılacağı düşüncesine meylettirilerek sadece kendilerini düşünen fertlerden oluşan bir topluluğa dönüşmüşlerdir. Buna bağlı olarak günümüz insanı, çağdaş dünyada kalabalıklar içerisinde yapayalnız bir hayat yaşamaya ve ruhsal bunalımların eşiğine doğru sürüklenmeye başlamıştır.

 

Kur’an-ı Kerimde komşuluk

Yüce Allah buyurur ki: “ Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 36)

Komşu; din, dil, ırk, cinsiyet ve nesep ayrımı yapmaksızın yerleşim alanlarında birbirine yakın evlerde/dairelerde/işyerlerinde oturan, çalışan, yüz yüze ilişkileri olan ve birbirini koruyup gözeten insanların birbirlerine verdikleri addır.

Kur’an, komşuları yakın ve uzak komşular olmak üzere iki grupta ele almaktadır. Yakın ve uzak komşu kavramı hakkında değişik yorumlarda bulunan İslâm bilginlerinin mesken itibariyle komşuluğun sınırlarına yönelik açıklamaları göz önüne alındığında yakın ve uzak komşu kavramları bir yerleşim alanında yaşayan insanları ilgilendirmektedir. Bir köyde, mahallede, bir semtte hatta bir şehirde oturan insanlar birbirlerine yakın/uzak komşu olmaktadırlar.

Kur’an-ı Kerim ve sahih sünnet Müslüman ve gayri Müslim ayırımına gitmeksizin bütün komşulara ait hakların gözetilmesini emreder. İslam’ın ortaya koyduğu komşuluk hukuku kavramı sadece onların haklarını gözetmek ile sınırlı değildir. Bu kavran Müslümanlara önemli görev ve sorumluluklar yüklenmektedir.

 

Hz. Muhammed’in sözleri ve uygulamalarında komşuluk hakları

Dinimize göre Hz. Muhammed’in teşriî alandaki söz, fiil ve uygulamaları tüm Müslümanlar için bağlayıcılık arz ettiğinden komşuluğun ve komşuluk hukukunun önemine yönelik rivayet edilen pek çok hadis-i şerif Müslümanlara önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Bu çerçevede zikredilebilecek hadislerin birisi şudur: “Allah’a yemin ederim ki iman etmiş olmaz. Allah’a yemin ederim ki iman etmiş olmaz. Allah’a yemin ederim ki iman etmiş olmaz.” Ey Allah’ın Resulü kim iman etmiş olmaz? Diye sorulunca O şöyle buyurdu: “Komşusunun, şerrinden kendisini emniyette hissetmeyen kişi.”

Başka bir rivayette Hz. Peygamber; “Kötülüklerinden komşusunun emin olmadığı kişi cennete giremez.” buyurmaktadır. Buradan hareketle denebilir ki İslâm komşusunun kendisinden emin olmadığı bir kimseyi cennete layık görmemektedir. Çünkü emniyet ve güven, her müminde bulunması gerekli en temel iki vasıftır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kul kendi nefsi için istediğini komşusu ve kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.” İster Müslüman ister Gayrimüslim olsun komşuyu memnun etmeye yönelik yapılacak her türlü meşru faaliyet, İslâm’a göre iyilik kavramına dâhil ve takdire şayandır. Ancak buradaki ve diğer benzeri hadislerdeki “İman etmiş olmaz.” ifadesi, İslâm âlimleri tarafından genellikle “Kâmil manada iman etmiş olmaz.” şeklinde anlaşılmıştır. Bu yüzden bir Müslüman, kâmil manada bir imana sahip olmayı arzuluyorsa, kendi nefsi için istediklerini komşuları için de istemesi gerekir.

 

“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” Hadis-i şerifini duymayan kişi yoktur.

Bu hadis Müslümana çok yönlü görev ve sorumluluklar yüklemekte, eğer maddî durumu iyi ise fakir komşunu aç ve açık bırakmaması, onu kollayıp gözetmesi gerektiğini belirtmektedir. İslam; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin komşusunu aç bırakmış tok bir Müslüman görmek istememektedir.

Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde “Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” Demiştir. Hadisin bize verdiği temel mesaj şudur: İnsan kendi mirasçıları olan yakınlarına; çocuklarına, ana-babasına, kardeşlerine nasıl davranıyorsa, komşularına da öyle davranmalıdır.

Komşuluk ilişkileri hakkında nebevî beyanlar psikososyal açıdan incelendiğinde ortaya çıkmaktadır ki, İslâm dini insanı, yalnızlığa ve bireyselliğe iten “ben” duygusu etrafında dolaşan bencil, egoist, menfaatçi ve çıkarcı bir tutum içerisinde olunmasını istememektedir. Zira ben duygusunun hâkim olduğu bir ortamda paylaşma ve dayanışma duyguları oldukça zayıftır. Bunun yerine İslâm, en yakın çevreden başlayarak en uzak halkadaki diğer insanlara kadar imkânları paylaşmayı, onlarla yakından irtibatlı olmayı, kaynaşma ve yardımlaşmayı kısaca çok yönlü ve fonksiyonel bir “biz” duygusuna sahip olmayı Müslümanlardan istemektedir.

Komşuluk ilişkilerine derinlik kazandıran bir hususta Hz. Peygamber’in şu hadisidir: “Allah katında arkadaşların en hayırlısı arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah katında komşuların en hayırlısı, komşusuna en çok hayrı dokunandır.” Bu ifadelerden anlaşıldığı üzere Hz. Muhammed (s.a.v.), iyi arkadaş ve iyi komşu olmanın temel kıstasını yakınında bulunan insanlara hayırlı ve faydalı olmaya bağlamıştır. Bu dünyada iyi komşu ol ki, öbür dünyada komşuların iyi olsun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu