GündemKöşe Yazıları

Konu Konuyu Açar

Konu Konuyu Açar

Bir yazımda “çocuklarımızın, kendi hayatlarını kendi kararları ile inşa etmelerini desteklemeliyiz” demiştim. Yazdıklarımı takip eden ve yorumları ile katkı sağlayan bir okurum; bu konuyu da ele almamı rica etmiş hatta kendi hayatından anlattığı örnekleri de kullanabileceğimi söylemişti. Çocukluğuna dair yaşam hikâyesini o kadar güzel anlatmıştı ki bana sadece yazmak kalmıştı.

“Birey olduğumu, evlendirildiğimde fark etmiştim, nikâh memurunun sorduğu soruya “evet” derken. Allahtan eşimi sevmiştim de bu karar, kendi hayatımla ilgili dolaylı da olsa verdiğim ilk karardı.  Oyuncaklarımın, giyeceklerimin ve yiyeceklerimin, annem ya da babam tarafından seçilmesi, doğduğum günden itibaren başlamıştı zaten. Ben büyürken bunlara, oda eşyalarım, oyun arkadaşlarım, okuyacağım kitaplar, ilgileneceğim sosyal faaliyetler ve elbette meslek olarak seçeceğim konu da eklendi zaman içinde.

İyi derecede piyano çalmama rağmen, bu güne kadar keyif alarak kendim için çaldığımı hatırlamıyorum sanırım o da benim adıma seçildiği için. Anne ve babamın gölgesi altında yaşayınca uzun yıllar, ortaokul ve lise dönemimde içine kapanık, sorulan sorulara hatta annem ya da babam yanımda değillerse              bir arkadaşımın davetine bile cevap veremeyen ezik bir tip olmuştum. Birisi bana dikkatli baksa “ kesin bir kusurum var” diye nitelendiriyordum. Özgüven diye bir şey olmamakla beraber, ben niye varım ki diye düşünmeye bile götürmüştüm işi o aralar.

Annem ve babam tek evlatlarının geleceği için ellerinden geleni yaptılar bunun için her zaman şükran duymuşumdur zaten. Kardeşim olmadı çünkü ikinci bir çocuk için vakitleri yoktu onlar da ellerindeki mevcudu mükemmel yapmaya çalıştılar.

***

Başarılı bir öğrenciydim annem ve babam fazlasıyla gururlandıkları için bana gerek kalmıyordu. Hatta sahip olduğum hiçbir şey beni mutlu etmiyordu çünkü onlar benim beğenilerim ve isteklerim değildi.

Benim zamanımda Siyasal Bilgiler ve Uluslararası İlişkiler modaydı. Hem devlet erkânında yer alabilmek hem de baba işini prestijli bir şekilde yürütebilmek için. Belki bu tercih anne ve babamın hayatıma dair verecekleri son karar olabilirdi lakin o kadar donanımlı olmama rağmen iki sene üst üste üniversite sınavlarını kazanamamıştım. Bizimkilerin durumunu tahmin etmişsinizdir sanırım. Bana kızgınlıklarından ve ümidi kesmeleri neticesinde, okul yoksa evlenmem gerektiği yönünde karar aldılar.

Evleneceğim kişi zaten çocukluk arkadaşım olan, birlikte oynadığım, ders çalıştığım ve lise dönemlerinde dertleştiğim kişiydi. O üniversite okumuştu lakin zenginlik açısından denktik bizimkiler de olayın bu yönüne baktılar sanırım.

Eşim okulu bitirince evlendik ve ben o sene üniversite sınavlarına girdim Cerrahpaşa Tıp Fakültesini kazandım. Başından beri olmak istediğim lakin bana ne olmak istiyorsun diye sormadıkları için bir türlü dile getiremediğim çocuk doktoru oldum ve bir sürü çocuğun hayatını kurtarmakla kalmayıp, onların hayatlarına yön vermek için de kendimi adadım.

Eşimle, olur da ebeveyn olarak bir hata yaparsak diye ortak karanımız neticesinde çocuk yapmadık lakin bize gelen bütün çocukları sahiplendik. Şimdi bizim evimiz, onlar ve çocukları ile her gün bir oyun bahçesi gibi”

Demet TOK – Şair / Yazar

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu