TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, Astsubayları mağdur eden TSK içindeki ‘kast’ sistemine, ‘mobinge’ karşı mücadele verdiklerini, siyasetin ve Genel Kurmay’ın durumu kavramak zorunda kaldığını söyledi. Keser, “Biz kral çıplak dedik” dedi.
Astsubayların Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yıllardır karşı karşıya kaldıkları hiyerarşi dışı keyfi uygulamaların ve uygulanan ayrımcılıkların, mobingin (psikolojik yıldırma) yarattığı şikayetler ve bu uygulamalara itirazları, artık kendi aralarındaki konuşmalar şeklinde değil, daha örgütlü bir biçimde Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) olarak dile getiriliyor. Bu gelişme ise Türk Silahlı Kuvvetler içerisinde ‘kol kırılır yen içinde kalır’ dönemine son verdi. Artık Astsubayların sesini ve sorunları kamuoyu da daha iyi duyuyor. Bu aşama ise siyasetçilerin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst yöneticilerinin de gündeminde. TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser’in sözü ile; “Vaziyetin artık farkındalar”…
Bu konularla ilgili olarak TEMAD Başkanı Ahmet Keser, Büyükşehir Merhaba’ya özel açıklamalarda bulundu. Önümüzdeki günlerde yapılacak bazı çalışmaların ön hazırlığı için Balıkesir’e gelen TEMAD Balıkesir Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile görüşen Ahmet Keser, sorularımızı yanıtladı.
‘KAST SİSTEMİNE İTİRAZ ETTİK’
Ordudaki anlayışın mücadeleleri ile değişmeye başladığını söyleyen TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yönetimsel anlayışa itirazımız vardı. Hiyerarşik yapıyla kast sistemi birbirine karıştırılmıştı. Bizim itirazımız hiyerarşik yapıya değil kast (ayrıcalıklı zümre) sistemineydi. Bu iki kavram karıştırılıyor. Protokol ve hiyerarşi ayrı şey, baskı ve kast ayrı şey.
Kast sistemi adaletsizliği getiriyor. Her alanda adaletsizliğe yol açıyor. Yönetimsel anlamda, ekonomik anlamda hiyerarşik yapıda adaletsizliğe yol açıyor.
Dikkat çektiğimiz noktalar vardı.”
‘ASTSUBAY YOK SAYILIYORDU’
“Bu konuların bir yerlerde değerlendirildiğini biliyorum. Astsubayı yok sayan veya Astsubayı eskisi gibi sistem dışında bırakan, ya da Astsubayı emir komuta zincirinin sadece tabandaki uygulayıcısı gören anlayış ile hareket eden bir yönetimin başarılı olamayacağını herkes görmeye başlamıştı; biz, ‘kral çıplak’ dedik.
Bunlar aslında yeni konular değil, Sadece kamuoyu yeni duymaya başladı. Dolayısı ile kamuoyu baskısı da oluşmaya başladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son dönemlerde yaşadığı sıkıntılar da etkin olunca -Balyoz, Ergenekon gibi davalar- bu işi bir noktaya getirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri yönetiminde bu konuların çok ciddi olarak değerlendirildiğini biliyoruz. Genel Kurmay Başkanı bir çalışma başlattı. Bizim taleplerimiz doğrultusunda bir çalışma olduğunu biliyoruz.”
‘ÇÜNKÜ TALEPLERİMİZ GERÇEKÇİ’
Ahmet Keser, Türk Silahlı Kuvvetleri ve siyasi iradenin sorunlara artık daha çok ilgi göstermesi ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Çünkü bizim taleplerimiz reel talepler, sübjektif talepler değil. Tabanın teşkilatın, Türk Silahlı Kuvvetler içinde çalışan Astsubaylarımızın talepleri. Bu taleplerimizi çek etmek maksadıyla Silahlı Kuvvetler bazı toplantılar düzenledi. Genel Kurmay Karargahı’nda iki ana toplantı yapıldı. 270 temsilci Astsubayın katılımı ile bütün Kuvvetlerdeki birlik temsilcisi astsubaylar bu toplantıya katıldı ve ne istendiğini ortaya koydu. 270 Astsubay Genel Kurmay Karargahında dinlenildi. Birliklerdeki temsilciler, tugay temsilcileri, üs temsilcisi astsubaylar dinlendi. TEMAD’ın talepleriyle ve saptamalarıyla bu temsilci arkadaşların saptamaları ve talepleri örtüşüyor. Demek ki biz, reel talepler ortaya koşmuşuz.”
‘VAZİYETİ KAVRADILAR’
Mücadeleleri sırasında karşılaştıkları zorlukların aşıldığını belirten Ahmet Keser; “Tabii bu reel konular ortaya konulurken sıkıntılar da yaşandı. Çünkü Silahlı Kuvvetler bunu bir rol çalma olarak gördü. Başlangıçta. ‘Ne oluyor!’ gibi bir refleks gösterdi, ama soğuk kanlı düşünce; öfkesinden, kızgınlığından arındığında daha kurumsal düşünmeye başlandığında, vaziyeti kavramaya başladılar. Vaziyeti kavramaya başlamaları, kavramış olmaları ciddi bir aşamaydı. Önce sorunun varlığını kabul etmekle başlıyor bu işler.
Sorunun çözümü noktasında da önerilerimiz vardı. Önerilerimizin de dikkate alındığını görüyorum. Önümüzdeki günlerde bunun ciddi olarak ele alınacak. Bu konuların siyasetçilerle de görüşüldüğünü biliyorum.”
‘CİDDİ TOPLANTILAR YAPILDI’
Gelinen aşama ile ilgili olarak ise TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, “Genel Kurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü biliyorum. Başbakan’la dört kez bir araya gelip bu konuları görüştüklerini biliyorum.
Yüksek Askeri Şura’nın (YSK) özellikle Aralık ayında yapılan toplantılarında görüşüldü. Yılda iki YAŞ toplantısı yapılıyor. Bunlardan Temmuz ayında yapılan toplantı daha çok terfiye yönelik, Aralık ayında yapılan toplantılar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç meseleleri ile ilgili toplantılardır. Aralık’ta bu konuda bazı görüşmeler yapıldığını biliyorum. Başbakan Davutoğlu ile, bu konunun görüşüldüğünü biliyorum.” açıklamasında bulundu.
‘YASA TASLAĞI HAZIR’
Keser, Astsubayların talepleri ile ilgili elde edilen kazanımlar ve gelinen aşama, hazırlanan yasa taslağı hakkındaki soruları da yanıtladı; “İç Güvenlik Yasa Tasarısı Meclis’te görüşülürken bir hafta erteleme kararı alınmıştı, o erteleme kararının getirdiği boşlukta Türk Silahlı Kuvvetleri özlük hakları ve Askeri Mahkemelerin Yeniden Yapılandırılması Kanunu tasarısı Meclis’e getirilecekti bir bekleme oldu. Büyük oranda olgunlaştığını biliyoruz. Zaman olarak ne zaman Meclis’e getirilecek onu kestiremiyoruz.
Taslak’ta personel özlük hakları, askeri mahkemelerin yeniden yapılandırılması var. Kastın ortadan kaldırılması için iyi niyet belirtileri var.”
‘AYRIMCILIKLAR AZALIYOR’
“Son yönetmelikle artık asker sosyal tesislerinin Astsubay Orduevi ya da Subay Orduevi gibi bir tanımlamadan çıkartıldığını görüyoruz. Bu ayrım, tabeladan kalkıyor. İkincisi: var olan bazı orduevlerinde garnizon komutanlarının yetkisine bırakılarak subay ve astsubay ordu evlerinin ortaklaşa hizmet verilmesi ile ilgili -en azından günü birlik hizmet vermesi- ile ilgili bir düzenlemeye gidildi. Bu konudaki mevzuat, garnizon komutalıklarına gönderildi. Yakın zamanda en azından bu ayrım sosyal tesislerden başlayarak yavaş yavaş en aza indirilecek.”
‘BEDELLİ ASKERLİK MORAL BOZDU’
Türk Silahlı Kuvvetler içinde Astsubayların karşılaştığı mobing (psikolojik yıldırma) ile ilgili sıkıntılar devam ediyor mu sorusu üzerine ise Keser, “Mobing köklü bir sorun; sıkıntılar var. Son 10 yılda Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki intiharlarda verdiğimiz kayıp, Güneydoğu’da Şehit olan asker sayımızdan daha fazla. Son 10 yılda intihar sayısı 900’den fazla, Şehit sayısı ise 800’ün üzerinde. Son dönemlerde ise cinnet vakaları arttı. Bu olaylar, arkadaşını öldürme, hem de birden fazla arkadaşını öldürme şekline dönüştü ve bu konuyla ilgili bazı haberler basında yer aldı.
Bu da er ve erbaşlar arasında çok büyük bir sıkıntının olduğuna işaret ediyor. Bunun sebeplerinden birinin de bedelli askerlik olduğuna ilişkin duyumlarımız var. Bedelli askerlik, Türk Silahlı Kuvvetler içerisinde büyük bir demoralizasyon yarattı” yanıtını verdi.
‘PSİKOLOJİK OLARAK TSK’NIN İÇİ BOŞALIYOR’
“Kendini değersiz hissetme, birbirini suçlama konuşuluyor. İnsanlar, ‘parası varmış, vermiş askerliğini yapmıyor, bizim de paramız yok ne yapalım; askerliğimize devam edelim’ demiyor. İnsanlar isyan ediyor. Zaman zaman bu psikoloji, askerleri cinnet noktasına getirebilir. Son zamanlarda yaşanan cinnet olayları, ölümlü olaylar basına yansıdı. Basına yansımayan ölümlü olmayan olaylar da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde yer almıştır. Bu bedelli askerlik olayı psikolojik olarak TSK’nin içini boşaltıyor.”
‘8 HAZİRAN’A ODAKLANDIK’
Yeni bir seçim yaklaşıyor, talepleriniz, tutumunuz ne olacak?
“Kamu yararına çalışan bir derneğiz asıl işimiz siyaset değil, ancak siyaseti gözlemleyebiliyoruz. Bunun hem topluma, hem de bizim meslek grubuna etkisini izleyebiliyoruz. Herkes ‘7 Haziran’a odaklandı, ama biz ‘8 Haziran’a odaklandık. Türkiye gündemi 8 Haziran olmalı. Kim gelirse gelsin ortada bir sorun var, buna müdahale edecek ya da kayıtsız kalacak. Toplumsal bir hadise ile karşı karşıya kalabiliriz.
Bir Güneydoğu meselesi var. Türkiye’nin Güneydoğusunda bir sıkıntı var bu masaya yatırıldığında çözüm arayışına girildiğinde siyasi partilerin konumlandırdığı yerler var.
Bu işle ilgili adım atıldığında hem siyasi, hem ekonomik, hem de toplumsal bedeli olacak. Partilerin yaklaşımları bizi yakından ilgilendiriyor. Biz askeriz. Her parti bu sorunu çözmek için askeri içine almak zorunda.”
‘CUMHURBAŞKANI FARKINA VARDI’
“Cumhurbaşkanı son dönemlerde askerlerle daha yakınlaşması veya yakılaşıyormuş gibi görünmesi 8 Haziran’a yönelik bir çalışma. Askeri yanınıza çekmeden bu sorunları çözmeniz mümkün değil. Demokrasilerde sandıktan çıkmak yetmiyor. Siyaset varlığını mevcut güçlerle devam ettiriyor. Örneğin ABD’de lobiler var, Türkiye için lobi diyemem, ama Türkiye’de de yadsınamayacak güçler var. Bunların içinde de TSK var Türk Silahlı Kuvvetlerini bypass ederek bölgede bir çözüm arayışına girmek hiç akıllıca değil. Bence bunu Cumhurbaşkanı fark etti. Harp Akademilerinde konuşma yapmak istemesi askerlerle daha fazla görüntü veriyor olması. Cumhurbaşkanı sarayında asker figürlü görüntü vermesi, yabancı devlet adamlarını karşılarken 16 Türk Devleti’nin temsil eden görüntüleri kullanması tesadüf değil; algıya yönelik taktikler”
‘BENİ ALDATMIŞLAR DEMEK YETMİYOR’
“Ergenekon meselesi sadece general bazında düşünülüyor. 370 küsur generalin neredeyse 3’te biri içeriye girmiş, kalanlar ne zaman bize sıra gelecek psikolojisini yaşadı. Bunun oluşturduğu kızgınlık, kırgınlık var. Bu konu ‘ben yanılmışım’, ‘aldatılmışım’ lafıyla geçiştirilecek bir durum değil. Bir özürle geçiştirilemez. 54 ay içeride kalmış bir asker şahsın salıverilmesi sonrasında ‘bir hata yaptık biz’ diye bir cümleyle, özürle geçiştirilemez.”
‘ORDU TRAVMA YAŞADI’
Ergenekon davası karşısında konuyla ilgili bir hak arama olacak mı?
“İçeri girip çıkan insanların hakları kayboldu, geri dönüş olmayacak. Şimdi biz içeri girip çıkanlara odaklanıyoruz, ama aslında şu anda kışla içinde, üssün, geminin içindeki insanların psikolojisini konuşmamız gerekli. Bunun oluşturduğu dalga boyuna bakılmalı. Bu TSK’de ciddi bir travma yarattı. Konuşmamız gereken bu… İçeri giren çıkan insanların özlük hakları değil. Özür dilenmesi gereken sadece 70 küsur general değil.”
‘OPERASYON YEMEYİZ!’
TEMAD’ın gücünü kırmak için üzerinde oyunlar var mı?
“Batılı ülkelerde siyasetin yerini Sivil Toplum Örgütleri (STK) alıyor. Türkiye ‘de yöneticiler bu dönüşümü fark etti.
Türkiye’de 5 bin tane STK var yüzde 52’si son 10 yıldakurulmuş. Son 10 yılda 50 bin STK kurulmuş Cumhuriyet tarihinde şu kadar, son10 yılda da bu kadar…Bunun bir anlamı var. Partner STK’lar kurulmuş. Köklü STK’larda da bir dönüşüm sağlanmaya çalışılıyor. İktidara sandıkla gelirsiniz, sonra sandık bir tarafa konulur. 4-5 yıllık iktidar döneminde diğer güçleri hesaba katmanız gerekir. Türkiye’de vatandaşın temsil edildiği yerler STK’lar. STK’ları ele geçirme operasyonlarının altında bu var. STK’lar yeteri kadar güçlü değil, bir çoğu tabela STK’sı… Türkiye’deki STK’ların yüzde 65’i üye sayısı 50’ye kadar olanlar; geriye kalan yüzde 35’i bunun üstündekiler.
Bizim üzerimizde oynanan oyunları, o çalışmaları bertaraf edecek kültüre sahibiz; ‘operasyon yemeyiz…’ Öyle söyleyelim…”
BU DA OPERASYONUN BİR PARÇASI
Astsubaylar Sendikası deniyor. Yeni bir oluşum var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
“Anayasa’da güvenlik güçlerinin sendika kuramayacağı yazıyor. Hal böyleyken polisler, bir sendika kurmaya kalktı. 14 Ocak 2014’te Anayasa Mahkemesi kapattı.
Bizim içimizden de bazı emekli askerler, sendika kurdular. Bu ‘TEMAD’a çekilen bir operasyon’, ama o da tutmuyor. Sanal bir olay, reel bir olay değil. Önümüzde örnekler var. Anyasa Mahkemesi Polis Sendikasını kapatmış, emsal bir karar var. Aynı şey Astsubaylar sendikası olarak yapılınca yine aynı sonuç yaşanacak.”
‘BİR ÜST AKIL VAR’
TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, Astsubayların sendika kurma girişimi ile ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı: “Biz emekçi değil, orta derece yöneticiyiz. Daha üst yönetim kadrolarına talip oluyoruz. Sendikanın mantığı ile bizim realitemiz örtüşmüyor. Sendika olunca siyasallaşılıyor. Örneğin Kamusen milliyetci çizgide, Memursen muhazafakar, KESK sosyal demokrat. Biz sendikalaşırsak siyasallaşırız. Ordu siyaset üstüdür. Ordunun siyasi anlayışı olmaz. Buna kişisel görüş diye bakamayız. Burada ciddi bir ayrım olur. Bu kafa karıştıran, bize karşı bir operasyon. Bir üst aklı var, ama biz de tutmaz, tutmuyor… Sendika kurduk diyorlar, masaya oturacağım diyorlar, ama masaları yok. Ne olacak şimdi?! Sendika olunca TSK içinde milliyetçiler, ülkücüler, komünistler diye bir yapılanmaya mı gideceğiz. Bir sendika cemaatçi, biri milliyetçi, biri komünist sendika mı olacak.
Sendika kurdular, fakat adı bile bulunamadı. Dört ayda 4 tane isim verdiler kafa karıştırmak için yapılmış bir şey. Bir hayal ortaya koymak istiyorlar.” CEMİL YURTMAN