GündemFahri SağlıkKöşe Yazıları

KULLUK BİLİNCİ HEP CANLI OLMALI

Bir Ramazan ayını, geride bıraktık. Ardından Ramazan Bayramını yaşadık. Orucu, teravih namazları, sadaka-ı fıtır, tevbe, dua ve niyazları, sosyal dayanışma ve yardımlaşmaları ile kardeşlik ruhunun tarifi imkansız maddi ve manevi hazzıyla mutlu olduk. Bu atmosferin devam etmesini nasıl sağlayacağız? Fani dünyadaki ömür emanetini teslim ettikten sonra ebedî yurdumuz olan âhiret yurdundaki bayramları hak etmenin yolu nedir? Aslında dünyadaki bayramlar, cennet yurdundaki bayramların bir provası değil midir?

Önemli olan bu aydaki kazanımlarımızı muhafaza etmek ve kulluk bilincini sürekli olarak canlı tutabilmektir. Çünkü ibadette süreklilik esastır ve Hz. Peygamber’in hadislerinden biliyoruz ki, az da olsa ibadetin devamlı olanı efdaldir. Beden için hava, su ne ise, ruh için de dua ve ibadet odur. Bu bakımdan bir mümin için bayram gelene kadar değil, ölüm gelene kadar ibadet (ilahî yasalara riayet) etmek esastır.

Ramazan’da kazandığımız bu güzellikleri, senenin diğer günlerinde de devam ettirebilecek; namazları, oruçları, sadakaları, iyilik ve hayırda yardımlaşmaları bu aydan sonra da sürdürebilecek miyiz? Yoksa tüm bunları bir sonraki Ramazan’a kadar unutacak, bir daha yüzüne bakmayacak bir şekilde ihmal mi edeceğiz?

Bayram namazını kılan cemaatten bazıları İmam efendiyle bayramlaştıktan sonra;  hocam hakkını helal et, teravih namazlarımızı kıldırdın. İnşaallah gelecek seneye tekrar görüşürüz diyerek ayrılır eve gelip annesine veya hanımına “şu takkeyi ve tesbihi iyi bir yere koyuver, gelecek yıl yine lazım olur” diye emanet ederlermiş.

Şimdi kendimize soralım: Acaba bu ayda okumuş olduğumuz Kur’an’ın kaçta kaçını diğer günlerde okuyacak, kıldığımız namazlarının kaçta kaçını diğer günlerde de kılacağız? Aynı şekilde bu ayda yaptığımız hayır ve hasenatın kaçta kaçını diğer günlerde yapacağız?

Tüm bunların cevapları her insanın kendi iç âleminde saklıdır. Herkes kendi zaaflarını ve eksik noktalarını bilir. İşte herkes Ramazan’da elde ettiği kulluk kıvamını diğer günlere de taşımak için, bu cevapları en güzel şekliyle bularak eksikliklerini gidermeli ve Rabbine daha iyi kul olabilmenin yollarını aramalıdır.

Ramazan’da kolaylıkla yaptığımız, yapabildiğimiz ibadet çeşitlerini neden diğer günlerde yapamıyor, o coşku ve heyecanı niçin diğer günlere de taşıyamıyoruz? Rabbimize olan kulluğumuz geçici değil, sürekli olsun. Ramazan ayı ile sınırlı kalmasın, son nefesimize kadar devam etsin.

Nice Ramazanlara ve nice Ramazan Bayramlarına… Saygı ve sevgilerimle.

Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu