Kromatik Diyaloglar: Ayşe Canbolat’tan viyol ve kadın temalı seramik yolculuğu
Balıkesir’de Sanatseverler ile buluşan “Kromatik Diyaloglar” sergisinde seramik sanatçısı Ayşe Canbolat, yumurta viyolünü kadın, üretim ve koruma kavramlarıyla yeniden yorumladı. Sanatçı, sürecin ardındaki duygusal ve kavramsal katmanları gazetemerhaba.com'a anlattı.
Röportaj: Muhammed Can AKYÜREK
Balıkesir’de Mekanblogspot’ta geçtiğimiz ay izleyiciyle buluşan “Kromatik Diyaloglar” sergisi, gündelik bir nesne olan yumurta viyolünü kadın, üretim ve koruma kavramlarıyla yeniden yorumladı. Seramik sanatçısı Ayşe Canbolat, sergi sonrasında üretim sürecini, kullandığı renk–doku ilişkisini ve kadın teması etrafında şekillenen anlatımını anlattı.
Sergi fikrinin doğuşu: Yumurtadan viyole uzanan bir serüven
Muhammed Can Akyürek: Sergi nasıl bir fikirden doğdu?
Ayşe Canbolat: 2016’dan bu yana viyoller çalışmalarımın ana formunu oluşturuyor. Başlangıçta çömlekçi tornasında yumurtaya benzer formlar üretiyordum. Bu formları korumak için kullandığım karton viyoller bana “neden bunları seramikten üretmiyorum?” fikrini getirdi. Kadının yumurtayı üreten ve koruyan doğasıyla viyolün koruyucu formu arasında güçlü bir bağ kurdum. Zamanla viyoller, yumurtadan bağımsız bir kimlik kazandı. Balıkesir Üniversitesi Dekanı Prof. Selvihan Kılıç Ateş ve Dekan Yardımcısı Prof. Duygu Sabancılar Iştın’ın desteğiyle bu düşünce “Kromatik Diyaloglar” sergisine dönüştü.
Renk–doku–form: Hareketle güçlenen bir dil
Muhammed Can Akyürek: Renk, doku ve form arasındaki diyaloglar sanatınızda nasıl bir anlam taşıyor?
Ayşe Canbolat: Viyolün girintili çıkıntılı yapısı doğal bir doku sunuyor. Bu doku, hareketle birlikte daha belirgin hale geliyor. Rengin devreye girmesiyle eserlerim dinamizm kazandı. Cesur tonlar bazen hareketi vurguluyor, bazen de pastel geçişlerle dengeyi sağlıyor. Bu ilişki, her parçada farklı bir ritim oluşturdu.
Atık bir nesnenin dönüşümü: Kavramsal bir bağ
Muhammed Can Akyürek: Geri dönüşüm malzemelerini sanatınıza dahil etmenin sizin için duygusal ya da kavramsal bir anlamı var mı?
Ayşe Canbolat: Kavramsal yönü benim için daha ağır basıyor. Viyolü ilk kez elime aldığımda onu bir “atık” olarak değil, kadın ve yumurta temasıyla bağlantılı bir form olarak düşündüm. İnsanların atık saydığı bir nesneyle kendi ifade dilimi kurdum. Viyol, işlevini aşıp yeni bir anlam kazandı.
Renklerin duygusal titreşimi
Muhammed Can Akyürek: Renklerin duygusal titreşimleri üretim sürecinizi nasıl etkiledi?
Ayşe Canbolat: Seramikte kullandığınız renk pişirim sonrası bambaşka bir tona dönüşebiliyor. Fırın atmosferi, sıcaklık derecesi, reçete oranları… her biri sonucu etkiliyor. Bu sürprizli süreç benim için heyecan verici. Renklerin duygusal etkisi, biçim ve hareketle birleştiğinde eserlerdeki vurguyu tamamladı.
İzleyiciyle kurulan bağ: Şaşırtan tanıdıklık
Muhammed Can Akyürek: “Kromatik Diyaloglar” başlığı izleyiciyle nasıl bir etkileşim kurdu?
Ayşe Canbolat: İzleyiciyi şaşırtmak istedim. Günlük yaşamda tanıdıkları bir nesneyi bambaşka biçimlerde gördüler. Mat yüzeyler, canlı ve pastel tonların dengesiyle ortaya çıkan renk birlikteliği dikkat çekti. İnsanlar viyolü ilk kez estetik bir nesne olarak gördüklerini söylediler, bu benim için çok değerliydi.
Sergiden ayrılan izleyicinin aklında kalan
Muhammed Can Akyürek: Sergiyi gezenlerin nasıl bir hisle ayrılmasını arzu ettiniz?
Ayşe Canbolat: Günlük bir nesnenin sanat bağlamında yeniden düşünülmesine tanık olan izleyicinin, yaratıcılığın farklı bakış açılarında gizli olduğunu fark etmesini istedim. Geri dönüştürülmüş bir malzemenin estetik potansiyelini göstermekti amacım.
Yeni dönem: Çin’in porselen başkenti Jingdezhen’de
Muhammed Can Akyürek: Bundan sonraki dönem için yeni bir projeniz var mı?
Ayşe Canbolat: Evet, çalışmalarım viyol formu ekseninde dönüşerek devam ediyor. 10 Kasım 2025 itibarıyla Çin’in Jiangxi bölgesinde, porselenin başkenti Jingdezhen’deki Taoxichuan Art Avenue’da üç aylık misafir sanatçı programına katılacağım. Yeni malzemeler ve farklı tekniklerle viyolün yolculuğu orada da sürecek.
Kromatik Diyaloglar, kadının üretici gücünü, rengin duygusal titreşimini ve sıradan nesnelerin sanatsal potansiyelini görünür kılan güçlü bir seramik anlatısı olarak hafızalarda yer etti.
Gazeteci Muhammed Can Akyürek’in sorularını yanıtlayan Ayşe Canbolat, serginin ardından, “yaratıcılığın bakış açısında gizli olduğunu” bir kez daha vurguladı.