GündemKöşe Yazıları

Kuş

Kuş

 

Kuş olası geliyor insan. Bazı bazı havalanmak, ara ara uçup gitmek istiyoruz hani. Hani ya yaşanmış o sözler, hani nerede kuşlokumuyla bütünleşen kahve muhabbetindeki ezgiler? Dudağımızdaki sırları fısıldayıverdiğimiz o zarif seramik fincanlarımız nerede? Eskiden annelerimizin çeyizinden kalma cam bardaklarından çay içmek, anneannelerimizin gümüş kaplamalı fincanlarından zemzem yudumlamak, babaannelerin bardakları sıcak tutması için ördüğü bardak giysilerine bakıp gülümsemek, vitrin bölümünde yüzlerce dantel tığ örgünün deseninde hatıralara dalmak, gümüş tepsilerde nişan yüzüklerinin kurdelesini kesmek, yer sofrasında sıralanan kocaman sini üstündeki bakır çanaklardan topluca hayır yemeği yemek, dedelerimizin kurmalı saatlerinin mazisinde yolcu olmak içimizi kuş gibi rahatlatırdı.

Dertlerden sıyrılıp kuş gibi hafiflemek, bir fincan kahvenin hatırını Osmanlı kuşlokumuyla yudumlamak, kuş tüyünü mürekkebe batırıp gurbettekilere mektuplar yazmak, tavus kuşunun yere düşen rengârenk tüylerinden kız çocuklarına çıtçıtlı tokalar yapmak, güvercin kanadından süsler üretmek, muhabbet kuşu tüylerinden kitap ayracı yapmak, işte kuş üzerine sayfalar dolusu kitap yazdırabilir. Kuşkanadına asılı kalır çocukluk, bir kuşun gagasına konuk olur çiçeklerin bal özü, martının kanadına sevdalı kalır deniz, kuş bakışı hatıraları yorumlar bir İstanbul masalı, Kız Kulesi’nin şiirini yazar göçmen kuşları. Kuş deyip geçmemek gerek azizim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu