GündemHüseyin YıldırımKöşe Yazıları

Kutsal Emanetler …….

“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir. “Ali İmran,96

“Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.” Ali İmran,97

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi 1517 yılında idi. Kahire’ye girişi ile eski Memlûk toprakları ve nüfuzu altındaki bölgeler Osmanlılara geçmiş oluyordu. Memlûk nüfuzu altındaki Mekke Emirliği de Osmanlı hakimiyetini tanımış, Şerîf II. Berekât, o sıralarda 12-13 yaşlarındaki oğlu Ebû Nümey’i Kahire’ye göndererek Yavuz Sultan Selim’e itaat arz etmiştir.

Böylece Hicaz, Memlûk idaresi altındaki haliyle Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Öncelikle Yavuz Sultan Selim Kahire’de iken Mekke ve civarını feth için asker göndermeyi düşünmüş, fakat o tarihte Mekke emiri olan Berekât, derhal oğlu Ebû Nümey’i Yavuz Sultan Selim’e yollamıştı. Ebû Nümey, babasının rızasıyla müşterek emirlik yapmak üzere daha önce Memlûk Sultanı Kansu Gavri’den Hicaz ve Yenbu emirliği unvanını almıştı.
Ebû Nümey, Kahire’ye gelirken Mekke emiri sıfatıyla yanında Mekke’nin ileri gelenleri, mukaddes emanetler:

1-Kâbe’nin anahtarları
2-Efendimiz sav’in Yayı
3-Üç kılıç
4-Efendimiz sav’in ayak izi
5-Sakal-ı Şerif
6-Mühr-ü Nebi

Gibi hediyeler olduğu halde 5 Temmuz 1517′de Kahire’ye gelir. Ebû Nümey, 6 Temmuz’da Padişah tarafından Divanda kabul edilerek hediyelerini sunmuştur. Peygamberimiz sav’in neslinden olduğu için kendisine çok büyük hürmet gösterilmiştir. 12 Temmuz’da tekrar padişahın huzuruna çıkıp el öptükten sonra Mekke’ye dönmesine izin verilmiştir. Yavuz Selim Selim, emirlik alameti olmak üzere Şerîf Berekât’a berat, hil’at vermiş, Haremeyn halkına dağıtılmak üzere de 200.000 altın ve bol miktarda zahire göndermiştir.

Ebû Nümey Mekke’ye dönünce babası Berekât, Yavuz Sultan Selim’in gönderdiği hil’atı giyip onun adına hutbe okutmuş ve Osmanlı Padişahını “Hâdimü’l-Haremeyn” sıfatı ile anmıştır.

Böylece Osmanlı idaresi altında Mekke Emirliğinin imtiyazlı statüsü korunmuştur. Bu imtiyazlı statüye Osmanlılar’ın müdahale etmemesinde hiç şüphesiz mukaddes yerlere ve Peygamberimiz sav’in sülalesinden gelen ve ehl-i beyt olan emir ailesine duyulan hürmetin büyük rolü olmuştur.

Kutsal emanetler İstanbul’da Topkapı sarayında Hırka-i Saadet dairesinde muhafaza edilmektedir. 1923 tarihine kadar 40 hafız hergün Kuran-ı Kerim okuyordu. Elhadulillah bugünde Kuran-ı Kerim tilaveti tekrar başlamıştır.
Rabbimiz tüm bizleri kutsal emanetlere bağlılığı ve tevhidi nasip eylesin…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu