GündemKöşe Yazıları

LİSİNİA DOĞAL YAŞAM KÖYÜ VE YABAN HAYAT REHABİLİTASYON MERKEZİ

Hazır bu bölgeye gelmişken bir çok TV kanalına konu olan Lisinia Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret edelim dedik.

Kuyucak Köyü Lavanta bahçelerinin olduğu bölgeden geri dönüp Burdur Gölü kıyısından yaklaşık yarım saatlik bir yolculukla bu köye gelebiliyorsunuz. Buranın çok ilginç bir kuruluş hikayesi var. Lisinia Doğa Projesi’nin temelleri doğa gönüllüsü Veteriner Hekim Öztürk Sarıca tarafından 2005 yılında Burdur Gölü’nün kıyısında atılmış. Bölgenin eski çağlardaki adı olan Psidya’nın en önemli şehirlerinden biri Lisinia olması sebebi ile bu isim verilmiş. Lisinia; Doğan ve batan güneşin,ay ışığının suda ki pırıltısı anlamına geliyormuş.

Uzun yıllardır Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy’de yaşayan ailesi ile birlikte, doğa ile baş başa bir çocukluk geçiren Öztürk Sarıca’nın ve Lisinia’nın hikayesi ilk gördüğü andan itibaren çok etkilendiği “Ardıç” ağacıyla başlamış. En olumsuz şartlarda yaşama,direniş ve dayanıklılığın simgesi, olarak gördüğü Ardıç Ağacı’nın suyu ne kadar az tükettiğini, en kıraç yerden en sulak yere kadar her yerde yaşamı sürebildiğini, insanları gölgesinde ağırlayıp, uğurladığı zamanları görmüş Öztürk Sarıca. Doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklar arasındaki sonsuz uyumu,özellikle son 30 yılda doğanın kirlenmişliği ve bunun yansıması olarak da ortaya çıkan kanseri gören Sarıca, kendini adadığı doğal hayatın sürmesi ve gelecek nesillere aktarılması için kolları sıvamaya karar vermiş.3 yıl süren izin çalışmaları sonucu Lisinia öncelikle ülkemizin ilk Yaban Hayatı Merkezlerinden birisi olarak resmiyet kazanmış. Bölge tüm masrafları Öztürk Sarıca tarafından karşılanmak üzere 10 yıllığına Orman ve Su İşleri Bakanlığınca bedelsiz hibe edilmiş.Kurulduğu yıldan beri gelişerek çeşitlenen Lisinia Doğa hali hazırda 8 farklı alt proje ile çalışmalarını sürdürüyor.

KANSERSİZ GELECEK ELİMİZDE…

Bu projelerden ilki olan “Kansersiz Gelecek elimizde” ile Öztürk Sarıca doğal yaşamın faydalarını her fırsatta dile getiriyor.

LİSİNİA’DAN DÜNYA’YA: YAŞAMAK İÇİN BURDUR GÖLÜ’NÜ YAŞAT!

İkinci proje olan “Lisinia’dan Dünya’ya: Yaşamak için Burdur Gölü’nü yaşat!” ile adeta kurumaya yüz tutmuş Burdur Gölü’nü tekrar yaşatabilmeyi amaçlıyor.

YABAN HAYAT REHABİLİTASYON MERKEZİ…

Bir diğer projesi “Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi” ile civar da yaşayan yabani hayvanların bakımlarını üstlenip onları tekrardan doğaya bırakarak üremelerini sağlıyor. Bu hayvanların arasında akbabalar,şahinler,kurtlar,domuzlar ve ayılarda var.

LİSİNİA DOĞA OKULU…

Dördüncü projesi “Lisinia Doğa Okulu” ile Burdur ili, ilçeleri ve köylerindeki tüm ilköğretim ve lise öğrencileri belirlenmiş program dahilinde Lisinia Doğa Okulu’na katılıp burada Suyun Önemi ve Su Kaynaklarının Tasarruflu Kullanılması, Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Alınabilecek Önemler, Yaban Hayatı ve Önemi, Biyolojik Çeşitlilik, Organik Tarım Teknikleri ve Başarı Hikâyeleri, Zararlı Kimyasallar ve Kansere Etkileri gibi konularda eğitimler alarak birer “Doğa Gönüllüsü” olarak bu merkezden ayrılıyorlar.

GÖNÜLLÜ DOĞA KORUYUCUSU…

Beşinci proje “Gönüllü Doğa Koruyucusu”nda hedef Lisinia Doğa olarak oluşturulan program dahilinde ülkemiz ve dünyanın farklı yerlerinden gelen gönüllüleri birer doğa koruyucusu olarak yetiştirmek.Bu amaçla proje kapsamında merkeze gelen bireyler;Lisinia Doğa Okulu kapsamında eğitmen olabilmek için “eğitmen eğitimi” programına dahil oluyorlar. Sonrasında bölge genelinde program dahilindeki okullarda ve merkezde eğitimler verebiliyorlar.Merkezde yapılan organik tarım çalışmalarına katılım sağlıyorlar.

Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi kapsamında yürütülen çalışmalara dahil olarak yaban hayatı koruma çalışmalarında yer alıyorlar.Merkezde yer alan Kanser Evi ve kanser piramitleri kapsamında ziyaretçilere destek veriyorlar.Burdur Gölü Havzası’ndaki köyleri Lisinia ekibiyle gezerek çalışmalara destek oluyorlar.Özellikle online mecralarda merkezde yer alan tüm projelerin tanıtımına destek verip,tüm bu çalışmaların sonunda “Gönüllü Doğa Koruyucusu” sertifikasına sahip olan gönüllülerin kendi yerellerinde benzer çalışmaları yapmaları teşvik edilerek projenin etkisinin artırılması hedefleniyor.

EKOLOJİK ÜRETİM VE DOĞA DOSTU TARIM UYGULAMALARI…

Altıncı proje olan “Ekolojik üretim ve doğa dostu tarım uygulamaları” ile merkezin kurulduğu günden beri yüzyıllardır bu topraklarda herhangi bir ilaç ve kimyasal madde kullanılmadan yapılmış kaliteli tarım uygulamalarından esinlenilmiş, günümüzün gereği olarak Organik Tarım Sertifikalandırma işlemlerine başlanmış, İMO Sertifikasyon kuruluşundan ekolojik üretim sertifikası 3.yılın sonunda alınmaya hak kazanılmış. Bu güne kadar merkezde bu kapsamda yapılan ve devam çalışmalar şu şekilde. Merkez kurulduğu günden itibaren 2 yıl hiçbir tarımsal faaliyet yapılmamış ve tüm tarlalar dinlendirilmiş. Takip eden 2 yıl içerisinde nadas çalışmaları yapılmış. 5. yıl toplamda 85 dekarlık alana 10 bin meyve ağacı dikilmiş ve damlama sulama yöntemiyle sulanmaya başlanmış. Merkeze gelen tüm ziyaretçilere ürünler dağıtılıyor.Aynı yıl 90 dekarlık alanda domates yetiştiriciliği yapılmış.

Toplamda 200 ton ürün elde edilmiş, üründen 8 ton salça,  2 ton domates kurusu üretilmiş ve kalan hasat tüm merkez ziyaretçileri ile paylaşılmış.Aynı yıl 150 adet pepino fidesi dikilmiş, elde edilen 100 kg ürün merkez ziyaretçileri ile paylaşılmış.Aynı yıl yöreye özgü çok eski tohumlardan karpuz ve kavun ekimi yapılmış, bundan 180 kg kavun/karpuz pekmezi yapılmış geri kalan ürün merkez ziyaretçileri ile paylaşılmış. 6. ve 7. yıl üretilen meyvelerden 170 kg meyve kurusu, 340 litre şeftali kompostosu, 5 kg pepino pekmezi, 2 kg nar ekşisi, 45 litre karadut suyu, 15 kg armut marmelatı, 23 kg ayva pekmezi yapılmıştır. Tüm üretim gönüllüler ve merkez ziyaretçileri ile paylaşılmış.6. ve 7. yıl yöresel tohumlardan biber, domates ve kara patlıcan üretimi yapılmıştır.

Bunlardan 73 kg domates biber sosu, 75 kg biber ve patlıcan kurutması yapılarak merkez ziyaretçileri ve gönüllüler ile paylaşılmış. 6. ve 7. yıl 2 ton 300 kg fasulye, 400 kg barbunya üretimi gerçekleştirilmiş. Ürünlerden 410 kg konserve üretilmiş ve tüm ürünler ziyaretçi ve gönüllüler ile tüketilmiş. 8. yıl tüm arazilere gül ve lavanta dikimi yapılmış.Bu kısa sürede hasata baktığınız zaman ne kadar önemli bir iş yapıldığını görebilirsiniz. Bu yaşam köyünde herşey doğal ve gönüllülük ilkesine göre yapılıyor. Bu ürünlerin satılması ile de bu merkezin masrafları karşılanıyor.

YERLİ BİTKİ,HAYVAN TÜRLERİNİN ÜRETİMİ VE GEN MUHAFAZA…

Merkezin yedinci porjesi “Yerli bitki,hayvan türlerinin üretimi ve gen muhafaza”; merkezde yürütülen çalışmalarda çok önemli bir yer tutan yerli bitki ve hayvan ırklarının toplanması ve yetiştirilmesi çalışmalarına merkezin kurulduğu ilk günden itibaren devam ediliyor. Bu kapsamda; merkezde yetiştirilen tüm ürünler yüzyıllardır bölgede yetiştirilen, yöreye ait tohumlardan üretiliyor. Bu tohumlar Öztürk Sarıca tarafından yıllardır bölgenin tüm köylerinde yapılan veterinerlik çalışmaları sonucu köylülerden toplanmış ve merkezde özenle korunarak ekim-dikim çalışmaları gerçekleştirilmiş.

Bölgedeki köylerden toplanan çok değerli tohumların önemi gezilen tüm köylerde anlatılmış ve yerli tohum kullanılması teşvik edilmiş. Projenin devamında alan içerisine yapılacak merkez ile tohumların uygun koşullarda muhafazasına yönelik bir gen bankasının temellerinin atılması hedeflenmiş. Bölgede yetiştirilmesi uygun bulunan ve korunması gereken keçi, koyun ve kara sığır yetiştiriciliği başlayacak ve yöredeki yerel ırkların korunması projesi uygulamalı bir biçimde yöre halkına anlatılmaya devam edilecekmiş.

LİSİNİA ENERJİSİNİ DOĞADAN ALIYOR…

Sekizinci ve şuan yapılan son proje ise “Lisinia enerjisini doğadan alıyor” ismi ile gerçekleştiriliyor. Lisinia’da temiz enerji kullanımından %100 olarak yararlanmak amacıyla öncelikle temel ihtiyaçların karşılanması amacıyla güneş panelleri sistemi kullanılmaya başlanmış.Merkez için hazırlanan %100 temiz enerji projesi kapsamında, aynı anda güneş, rüzgar ve sudan  yararlanılan sistem üzerinde projelendirme çalışmaları başlamış. Böylece Lisinia’da yaşam doğa üzerinden kendi kaynakları ile yıllardır süre gelecek bağımsız bir merkez olmuş.

Biz burayı gezerken gerçekten çok büyük bir keyif aldık ve etklendik. Alan çok büyük ve gezmek zaman alıyor. Her köşesinde gönüllülerin büyük emeği var. Bu doğal ürünlerden bol bol almayı ve bu merkeze katkı sağlamayı ihmal etmedik. Merkezde çalışan gönüllülerin hepsi çok cana yakın ve bizimle gayet yakından ilgilendiler. Eşimle önümüzde ki sene burada bir süre gönüllü çalışabileceğimizi söyledik. Güzel hatıralar ile bu merkezden ayrılıyoruz. Ülkemde böyle bir doğal yaşam merkezinin kurulmuş olması ve tüm dünyadan ziyaretçileri ağırlıyor olmasından dolayı gurur duyduğumu söyleyebilirim. Teşekkürler Öztürk Sarıca…

************************************

Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.
İletişim için; onurayan@hotmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu