Medyanın Gücü, STK’ların Sesi ve Edirne
Medyanın Gücü, STK’ların Sesi ve Edirne
Balıkesir Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı
Edirne’den henüz yeni döndüm.2 günlük Edirne programı dolayısıyla kentten henüz ayrılmamışken gelen mesajlar, aramalar şehirden ayrılma diyordu ancak önemliydi Edirne…
18 Nisan Cuma akşamı Bestekâr olarak da adını Türk müziğine yazdıran Sıtkı Sahil( 600 kadar bestesi bulunuyor) hocamızın konuk olarak katılacağı ve bestelerinden oluşan konser için Balıkesir’de olacağım sözünü verdikten sonra diğer önemli mevzularında takipçisi olacağım gözünüz arkada kalmasın dedim ve çıktım yola…
Edirne’deki güzel ağırlama için Vali Yunus Sezer başta olmak üzere Edirne Ahval Gazetesinden Nevser Eraslan ve ekibine teşekkür ediyorum. Bugün STK lar için medyanın önemi üzerine değindiğim birkaç konuyu aktarmak istiyorum size. Edirne’de , sivil toplum kuruluşlarının medya ile ilişkilerini masaya yatırdık. Ne kadar da önemli bir konu… Çünkü medyanın olmadığı yerde ses duyulmaz, duyulmadık söz ise zamanla unutulur. Oysa biz biliyoruz ki, toplumun sesi ancak örgütlü yapılar ve güçlü medya iş birliğiyle geniş kitlelere ulaşabilir.
Medya; sadece haber veren değil, aynı zamanda topluma yön gösteren, değerleri yaşatan ve tarih bilincini taze tutan bir güçtür. STK’lar ise toplumun vicdanıdır. İşte bu yüzden ikisi birbirinden kopamaz. Birinin gücü, diğerinin sesiyle değer bulur.
Bu etkinlikte , konu döndü dolaştı ve tarih boyunca bu topraklarda yaşanmış güçlü iletişim biçimlerine göz kırptı adeta… Konuşma aralarındaki molalarda Radyo TV öğrencilerinin ilgisi ziyadesi ile memnuniyetle karşıladığım bir konuyada dönüştü. Osmanlı’ya başkentlik yapmış, Selimiye’siyle yüzyıllara meydan okuyan, Meriç’in kıyısında medeniyetler kurmuş bir şehirdi Edirne. Edirne, yalnızca taş yapılarıyla değil, geçmişten bugüne taşıdığı haberleşme ve kültür aktarımının merkezi olmasıyla da önemliydi.
Düşünün ki; Edirne, fetihlerin haberinin duyurulduğu, sancak beylerinin halkı bilgilendirdiği, padişah fermanlarının okunduğu bir şehir… Adeta o dönemin canlı yayın merkezi. O yüzden Edirne sadece tarih değil, iletişim ve toplum bilincinin kök saldığı bir toprak.
Bugün bizler, STK’lar olarak, işte bu tarihi mirasın modern temsilcileriyiz. Medya ise bu sözün, bu emeğin ve bu vicdanın duyulduğu mecradır. Aramızdaki bağ ne kadar kuvvetli olursa, toplumsal fayda da o kadar hızlı ve güçlü yayılır.
Ben Balıkesir Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı olarak, bu köklü anlayışın ve sağlıklı iletişimin sürmesi için her fırsatta STK’larımızla bir araya gelmekten, onların sesi olmaktan onur duyuyorum. Çünkü biz biliriz ki, sesimiz ne kadar güçlü çıkarsa, toplumun umudu da o kadar diri kalır.
Ve Edirne gibi şehirler bize hep hatırlatır…
Tarih, sesini kaybedenleri değil; sesini duyurmayı başaranları yazar.