GündemKöşe Yazıları

MİRAÇ KANDİLİ

Üç Aylar’ın başlamasıyla birlikte en çok merak edilen konulardan biri de Miraç Kandilidir. Miraç Kandili tüm İslam aleminin iç derinliklerinde yükselmesine sebep olan gecedir. Recep ayının 27.günü, Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri olan bu gece; bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullah efendimizin şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur.

Miraç merdiven demektir. Allah’ın emriyle Peygamber Efendimizin ruhen ve bedenen, Burak isimli semavî bir binite binerek Cebrail ile birlikte Mekke’deki Mescid–i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid–i Aksa’ya kadar yapmış olduğu gece yolculuğuna; oradan da bir mi’râcla yani buna manevi asansör de diyebiliriz, yedi kat göklere yükselip Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaşıp, burada Cebrail’i arkada bırakıp Refref denilen ledünni binitle Allah’ın huzuruna varıp, O’nun Zat–ı Akdes’ini yakınen müşahede etmesi ve zaman mekan üstü konuşması olaylarının geneline ve bu geceye Miraç Kandili deniyor.

Hadislerde verilen bilgiye göre, Hz. Peygamber Kâbe’de Hatim’de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib’in evinde yatarken, Cebrail gelip göğsünü yarmış, kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurmuş. Burak adlı bineğe bindirerek Beytü’l-Makdis’e getirmiş. Burada Hz. İbrahim,Hz. Musa,Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılanan Hz. Peygamber, imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırmış.

Miraç olayının gerçekleştiği bu gece müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılıyor ve bu gecenin ibadetle ihyası bu yüzden gelenekleşiyor. Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Miraç Kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, camilerde Miraç Olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenek haline gelmiş.

Miraç Kandili olan bu gecede; ülkemizin ve tüm İslam aleminin yeniden miraç değerleriyle buluşup, yücelmemize ve yükselmemize vesile olmasını; geçmişin bugünle, ışığın gölgeyle, umudun gerçekle, üzüntünün neşeyle, öfkenin sevgiyle barıştığı günlerin gelmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Allah dualarımızı kabul etsin, kandiliniz mübarek olsun değerli okurlarım. Yazımı Yunus Emre’nin bir miraciyesi ile bitirmek isterim;

Muhammed’e bir gice Çalab’dan indi Burak
Cebrâil eydür hocam mi’râca kıgırdı Hak
Göklere haber oldı yer gök şâdılık doldu
Eydürler Ahmed geldi bezendi sekiz Uçmak

Gör Muhammed neyledi gökleri seyr eyledi
Ümmetini toyladı Arş’a hemen varıcak
Çün dost dosta kavuşdı yüzbin kelâm danışdı
Ümmeti-y-çün çalışdı oldur Resûl-i mutlak

Mi’râcdan döndi yine geri geldi evine
Geldi gördi henüz kim döşeciği ısıcak
Nece bin yıllık yola bir demde vara gele
Yunus eydür kim ola Muhammed’dür o mutlak

************************************

Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.
İletişim için; onurayan@hotmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu