MUHALEFET KIYMETLİ BİR UNSURDUR

CHP ve SHP’nin iki eski genel başkanı Altan Öymen ve Murat Karayalçın sonuçların ilanıyla birlikte Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ayrı ayrı görüştü. Ziyareti “Nezaket, dayanışma, durum değerlendirmesi” diye açıkladılar, ancak kulisler ‘arabuluculuk’ diye fısıldadı.
Nihayetinde; zirve diplomasisi sonucu tansiyon düştü ve art arda olumlu mesajlar geldi. 1950 yılından bu yana partinin içinde olan Altan Öymen CHP’nin durumunu değerlendirdi. Öymen, seçim gecesi yaşananlar için ‘Bence orada bir karışıklık oldu. Tecrübe eksikliği… İki türlü ve iki ittifaklı seçimin ilk denemesiydi bu. Böyle bir insicamsızlık yaşandı.’ ifadelerini kullandı.
Herkesin kafasındaki soruyu sormak istiyorum: CHP neden iktidar olamıyor?
Bu işin tarihçesine bakalım. CHP; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamıdır. 1919’da Sivas Kongresi’nde kurulan cemiyetin Birinci Meclisteki temsilcileri tarafından kuruldu, 1923’te Atatürk’ün liderliğinde.. Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyetin kuruluşu, hukuk devrimi, eğitim devrimi, kadın hakları devrimi.. 1920’li, 30’lu yıllarda, bunlar birbirini izledi.. O devrimlerin tümünü kapsayan bir başlık ararsanız, Çağdaşlaşma Devrimleri denilebilir. En önemli aşaması da demokrasi devrimidir. Zaten o aşamaya gelininceye kadar atılan adımlar da, demokrasinin alt yapısını hazırlayan adımlardı. İkinci Dünya Savaşından sonra ise, demokrasiye geçiş “ilk iş”i olmuştur CHP’”nin…1950’den sonra da, bazen muhalefette bazen iktidarda olarak “demokrasiyi koruma” görevini sürdürmüştür.
CHP’nin köklü bir parti olduğuna vurgu yapıyorsunuz. Peki her seçim sonrası neden ‘CHP parçalanacak mı’ sorusu üzerinde tartışmaya başlıyoruz?
Neden parçalansın, 99 yıldır yaşayan bir partiden bahsediyoruz. Ülkemizdeki hiçbir parti bu kadar uzun bir ömre sahip değil. İktidar meselesine gelince demokrasilerde sürekli iktidar diye bir şey yok. Bazı partiler muhalefette daha uzun kalıyor.
İktidar olamamak siyasi başarısızlık değil mi?
Tabii ki, bir siyasi partinin görevi iktidara gelmek için çalışmaktır. Ama gelememesi her zaman siyasi başarısızlık değildir. Öyle olsa Avrupa ülkelerinde çok daha uzun süreler iktidara gelmemiş birçok parti var. Ama Meclis’e girebiliyorlar. Yerel yönetimlerde varlıklarını gösteriyorlar. Bir siyasi partinin iktidar olmaktan başka işleri de vardır. Meclisteki varlığıyla denetleme görevi görür, “Denetleme” de demokrasinin “olmazsa olmazı”. Olmazsa olmaz olan o siyasi görevin de yararlı bulduğu kanunların çıkmasını kolaylaştırır, sakıncalı bulduklarının çıkmasını engeller. Ayrıca şunu da hiç unutmamak gerekli. Bizde yüzde 10 barajı diye bir şey var ki, bazı partilerin Meclis’e girmesini önlüyor. Seçimin neticelerini alt üst ediyor. Milli iradenin mecliste temsilini engelliyor. Türkiye demokrasisinin en büyük problemidir. Bu seçimde muhalefet partileri de ittifak yapmasaydı, aynı görüşte olan iki parti, memleketi çok daha fazla bir iktidar çoğunluğuyla idare edecekti. Siyasette muhalefet çok kıymetli bir unsurdur. CHP, kendi içinde ön seçim yaparak demokrasinin faziletine inandığını gösteren tek partidir. Son olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 vekilin transferiyle ilgili yaptığı hamle de demokrasiye inancın ispatıdır.(Hürriyet)