Amerika kıtasının keşfinden sonra, oraya gidip yerleşenler, İspanya nın, Portekiz in, İngitere nin, Fransan sanın, deniz korsanları, gemi haydutları ve ada eşkıyalarıdır. Amerika ya yerleşince ilk işleri, oradaki yerli Kızılderilileri katledip, verimli topraklarını ellerinden almak olmuştur. Arkasından da Afrika dan, para ile Arap köleler satın alıp, bu köleleri Amerika’daki topraklarında bir hayvan gibi yıllarca çalıştırmışlardır. Bu gün, o köle Araplar, hem Amerika da hem de kendi ülkelerinde, Amerikalılara, kafa tutmaya başlamıştır. “Ben karşımda kabadayı istemem” diyen Amerikalı Yahudilerin, Saddam ı astırması, Kaddafi yi susturması, Bin Ladin in peşine ordularını salması, efe, kabadayı, korsan ve şaki bir milletin nesli olmasından dolayıdır.
Amerika kıtasını, Şiliden Peruya kadar halleden şeytani zihniyet, Arabistan ve mezapotamyadaki petrolün, Afrikadaki elmas gibi kıymetli madenlerin hatırı için, buralara uçak filolarını, ordularını, göndermektedir. Irak lideri Saddam Hüseyin i astırmasından sonra, şii- Sünni çatışmasını yaratıp, İslam âlemini bitmez bir şavaş içinde bırakan Washington amacına ulaşmıştır.
Washington un amacı BÖL-YÖNET taktiğidir. Filistin de, Hamas- El Kaide, Irakta, Şii-Sünni, TÜRKİYE’mizde Kürt- Türk- Ermeni, UGANDA da, kabile savaşları ve diğer İslam ülkelerinde MESHEP KAVGALARI devam eder iken, bu ülkelerin petrol ve diğer zenginliklerini kendi emrine alacak, Amerikanın küçük kardeşi İSRAİL de kendini daha güvenli hissedecektir. Savaşı gören Müslüman ülkeler de, yeraltı zenginliklerinden kazandıkları dolarları, AMERİKAN tanklarına, Fıransız toplarına, İngiliz bombalarına ve Yahudi uçaklarına harcayacaktır. Bir taşla çok kuş vurma buna denir. Zamanında Irakı- İranla savaştıran Amerika, Suudi Arabistanı, Iranla savaştırır ise şaşmayalım. SONUÇ: İslam âlemini, yıllarca sürecek İSLAMİYET- MESHEP kavgalarına sürükleyecek bir amaç gütmektedir. Saddam ın asılmasında, Şii milislerce cellâtlık yapılması, asıldığı ipin, Şii lider: Mukteza Es Sadır a götürülmesi ve Saddam a KELİME-İ ŞAHADET getirmesine bile izin verilmemesi, Irak ı yılarca sürecek bir mezhep çatışmasına atılmasının, ilk adımıdır. Ustaca aynanmış bir oyundur. En son sonuç olarak ta şu karara varmak yanlış olmaz. Saddam ın son söz olarak söylediği: PERSLER ve PARSLAR savaşı.
Ülkemizdeki bazı, siyasi cambazlar da hala BEYAZ SARAY ile uğraşa dursunlar. Yazdıklarımız şu partiye zarar, bu partiye kar, düşüncesinden değil, Müslümanlar üzerine oynanan acı oyunların ızdırabındandır. Türkmenistan daki, Bosna deki, Cezayir deki Filistin’deki, Suriye’deki Müslüman kardeşlerimizin çektiği işkencelerden dolayıdır
Sultan Abdülhamit, Teşkilat-ı Mahsusa ile bazı şehzadeleri Afrika ya göndermişti. Kurtuluş savaşından sonra, bu şehzadeler ülkemize dönmek isteyince, İngiliz, İspanyol ve Portekiz şövalyeleri tarafından, katledilmişlerdi, Bir tek şehzade ülkemize gelemedi. Hepsi idam edildi. Cellâtlığını da İsrail oğulları yaptı. Yahudiler bize tarih sayfalarını açtırmasınlar, Balkanlardaki ESTERGON kalesi katliam’ından, Afrika’nın bir ucu olan Kenya’daki MİR ALİ lerin katliamına kadar, her cellâtlığını açarız dünyaya. Endülüs’teki, yemendeki, Gazzedeki, Yugoslavya’daki, Bosna’daki, binlerce katliamın sızısı, ateşten bir taş gibi duruyor yüreğimizde. Açtırmayın kutuyu, söyletmeyin kötüyü. Değişik hilelerle mağdur edilmek istenen, Müslüman, Musevi, Şafi, Alevi, Şii, Hanefi, Hambeli, Maliki kardeşlerimizin sabrı kalmamıştır. Amerikan kovboyları, İngiliz korsanları, YAHUDİ uşakları, gidin kendi ülkenizdeki esrarkeşlere, eşcinsellere sübyancılara, pornoculara, dazlaklara, serserilere, toplu seks manyaklarına, haber anlatın. HAYDİ… YALLAH!…