GündemKöşe Yazıları

Müziğin Şifalandırma Gücü

Müziğin Şifalandırma Gücü

Müziğin tarihçesine baktığımızda en eski sanat dallarından biri olduğunu görüyoruz. Tarih öncesi devirlerde kuşların ötüşünden, suların şırıltısından, yağmurun sesinden, rüzgârın ve kıyıya vuran dalgaların uğultusundan esinlenen ilk insanlar, çeşitli aletler geliştirip bu sesleri taklit ederek kendi ilkel müziklerini yaratmışlar. Müziği en çok da dinsel törenlerinde kullanmışlar ve günümüze ulaşabilen en eski müzik yazmaları Hindistan’da üç bin yıl öncesinden kalma Veda ilahileri olmuş.

“Müziksiz hayat hatadır” demiş Frederich Nietzsche. Öyle ya sadece müzik dinleyerek ne kadar çok duygunun aktive olduğunu bilmek oldukça şaşırtıcı. Rahatlamış, enerjik, heyecanlı, mutlu ya da neşeli hissettirebiliyor insanı ya da hüzünlü. Önemli olan hangi türün sizi en iyi etkilediğine karar vermek.

Ben de sorunlarla başa çıkabilmek için müzik terapisinin faydalı olduğunu deneyimleyenlerdenim. Müzik insanın kendini tanımasını ve farkında olunmayan, harekete geçmeyi bekleyen birçok duygunun  uyanmasını sağlıyor. Ayrıca yapılan araştırmalar müziğin; mutluluğu, hafıza gücünü ve spor yaparken performansı artırdığını,  ağrıyı, stresi ve depresyonu azalttığını, uyumayı kolaylaştırdığını, vücudun gevşemesine ve daha az yemek yemeye yardımcı olduğunu ve ruh halini yükselttiğini kanıtlanmış.

***

Bizim tarihimize baktığımızda; Osmanlı döneminde müzik çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmış ve günümüzde de genelde ruh hastalıklarının tedavisinde kullanılmaya devam ediliyor. Hatta bir cerrah arkadaşım müzik eşliğinde yaptığı operasyonlarının hem hasta hem de ekip açısından daha başarılı geçtiğini söylemişti. Tecrübe ile sabittir ki, operasyon için narkozdan önce korkumu hafifleten şey, doktor gelene kadar dinlediğim klasik müzik olmuştu. Müteşekkir olduğum doktorum, demek ki senin için doğru müziği seçmişiz demişti gülümseyerek. Hatta anneler genelde bebeklerini oyalamak için çizgi film izletirler ya, ben de klasik müzik dinletirdim.

Yeni doğmuş bebeğimin adeta konserdeymiş gibi pür dikkat kesilmesi beni hep büyülemişti o zamanlar. Sonradan öğrendim ki bebeklerin daha anne karnında iken işitiyor olmaları aktive olan ilk duyu organlarıymış. Bu muhteşem bir şeydi ve ben o zamanlar bilinçsizce karnımdaki bebeğimle, insanların tuhaf bakışlarına rağmen konuşuyordum hatta ona kitap okuyordum uyumadan önce. Bu nedenle de büyükçe bir kitaplığa sahip olduk zaman içinde. Onda bu durum nasıl bir etki bıraktıysa artık daha ilkokul yıllarında başlamıştı “en iyi arkadaşlarım kitap ve müzik” demeye.

***

Müzik beynimizin her iki lobunun çalışmasına ve bir sürü becerimizin gelişmesine katkı sağladığı için hayata karşı dayanıklılığımızı da artırıyor. Olaylar karşısında duygularımızla mantığımızı bütünleştirebilme ve doğru kararlar alabilme yeteneği geliştirebiliyoruz.

Yakın zamanda mecburi müziksiz geçirdiğim iki ay içinde fark ettim ki hayatımda önemli bir yeri varmış ve birçok duygumu harekete geçiren oymuş. Güne gülümseyerek başlamamın, görebildiğim, fark edebildiğim her şeyi selamlamamın, nefes alabildiğim ve yaşamım için sunulanlara şükredebilmemin sanırım maddi bir karşılığı yoktur. Her sabah yazılarımı müzik eşliğinde keyifle yazıyorum ve ruhum, bedenim, zihnim şifalanıyor adeta.

Konfüçyus’da müziğin şifalandırma gücünü keşfetmiş ve “Hayat, ıstırap ve keder verirse sükûneti müzikte arayınız” demiş.

Önemli olan müzik sizin için ne ifade ediyor? Duygu durumunuzun değişmesine olumlu katkı sağlıyor mu? Güne daha verimli mi başlıyorsunuz? Sevdiğiniz bir müzik eşliğinde kendinizi keşfetmek ister misiniz? O halde gözlerinizi kapatın ve sadece dinleyin…

Demet TOK

Şair/Yazar

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu