Balıkesir Merhaba Gazetesi

NE KADAR DUYARLIYIZ?

NE KADAR DUYARLIYIZ?
10 Haziran 2015 - 0:04

Genel

Engeller engel değil denilerek söylenen sloganların doğruluğunu onların başarılarında yaşama azim ve isteklerinde ve daha da önemlisi örnek tavırlarında her daim görebilmek mümkün. Engelliler için son zamanlarda yapılan sosyal faaliyetler içindeki toplu taşıma araçları, merkezi konumlar da ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri mekânlar yaratılması ve duyarlılığımız eskiye nazaran daha da öne çıkıyor. Yine de engellilerinde hayatımızın bir parçası olduklarını unutmadan birlikte yaşamanın öneminden hareket ederek sevgiyle ve saygıyla yaşamanın mutluluğunun birlikte paylaşımı ile ortaya çıkacak tablonun özelliği hissedilecektir.

Bugünkü çocukça sayfamızda Fevzi Çakmak İlkokulu öğrencilerimiz engeliler için hissettikleri resimlerle farklı bir dünyaya kapı açarak resimlere yansıttıkları duygu ve düşüncelerini ÇOCUKÇA’ da paylaşıyor. Değerler Eğitiminde ki kavramların tümünü kapsayan değerlerimizle örtüşen düşünceler şiir ve sözlerle hayat buluyor.

BUKET BAYSAL: Hoşgörülü olursak

Karşımızdakilere karşı

Çözülür tüm sorunlar

Hoşgörülü olursak

Hoşgörü olan yerde

Kalmaz sorun sıkıntı

Barış dolu yaşarız

Hoşgörülü olursak

CELALETTİN FURKAN ERGÜNEŞ: Engelliyiz biz

Ama mutluyuz biz

Ne türlü zorluk olsa

Hepsini açarız biz

Bazıları duymuyor

Bazıları görmüyor

Bazıları hissetmiyor

Ama yine mutlu onlar.

KAĞAN SITKI KUYTAN: Ben size Engelli Haftasında düzenlediğim güzel sözleri söylemek istiyorum. En büyük engel sevgisizliktir. Engelli olmak engel değildir. Engelli insanlara saygı insanlığa saygıdır. Engelliye avuç açtırmayalım. Ne oldum değil ne olacağım demeli. Asıl körlük cehalettir. Engelli olmak suç değildir. Bir tedbir bir sakatlığı önler. Her insan bir engelli adayıdır. Asıl engel engelleri görmemektir. Onlar bize özürlü diyor acaba özürlü kim? Bize engel olmayın! İyi yaşamı herkes hak ediyor. Biz bu engeli ucuz bulup da satın almadık!

MERİÇ SELÇUK: Hoşgörülü davranalım dünyamızı kurtaralım. Engelliler engel tanımaz.

MERT AKBAŞ: Görmemek ne kadar kötü

Ben görmeseydim ne yapardım?

Dışarıda bir kör görsem

Hemen oturur ağlardım

Bir gün odama girdim

Gözlerimi kapattım

Bir yere gitmek istedim

Çok zorlandım.

MERT YAĞLIDERE: Bende engelliyim ne olmuş?

Suçum ne günahım ne?

Sakat tabirini duyunca üzülürüm

Bir mutsuzluk bir karanlık

Sanki parçalanıyorum

Yanıyorum ateşlerde

Ağlıyorum üzülüyorum

Sizden farkım ne?

Zihinsel ya da bedensel

Farklıysam ne olmuş?

Sadece engelliyim

Ben de sizlerdenim. (Can Deniz Bek)

MELİH ONUR ALBAYRAK: Hayatı paylaşmak için engelleri kaldıralım.

ASAF ERTAŞ: Ben bir resim çizdim. Bu resmimde arkadaşlığın önemini ve ne kadar güzel olduğunu anlatmak ve arkadaşlarımıza hoş görülü davranmamız gerektiğini ve onları hak etmemiz gerektiğini ve onları kaybetmemiz gerektiğini anlatmak istedim.

BERRU MOLLA: Doğuştan bir hastalık nedeniyle veya bir kaza sonucu bedensel veya ruhsal bozukluğu olan insanlara engel denir. Her insanın başına gelebilecek olan bu durum karşısında duyarlı olmalıyız. Engelli insanlara acımak yerine onları hayata bağlayacak davranışlarda bulunup yaşamlarını kolaylaştırarak mutlu olmalarını sağlamalıyız. Engellerin çeşitli sorunları vardır. Engelli Olmaya neden olan durumları ve engellilerin eğitimi bunlardan başlıcalarıdır. Akraba evliliği gebelik öncesi veya gebelik sırasında annenin ilaç veya uyuşturucu madde alınması doğum anında olabilecek hataların aşıların zamanında yapılmaması gibi durumlar zihinsel ve bedensel engellere sahip olabilir.

MEHMET KUTAY ORAKÇI: Sevgi köprüsünden geçenler bilir

Kalpten kalbe giden yoldur hoşgörü

Dostluk pınarından içenler bilir

Tadına doyulmaz baldır hoşgörü

Ailede düşen her işin başı

Anlayışsız gözlerin yaşı

Sevgi saygı huzur temelin taşı

Yürekleri açan güldür hoşgörü.

SİMGE GÜNDOĞAN: Güzel sözlü güler yüzlü

Hoşgörülü olmalıyız

Ekmeğimiz aşımız bir

Özümüz dilimiz bir

Hoşgörülü olmalıyız

Toprağımız vatanımız

Yerde yatan atamıza

Gencimizle yaşlımızla

Hoşgörülü olmalıyız

İnsanlığın temelinde

Hoşgörüdür biriside

Asık yüzlü kötü sözlü

Kim kazanmış bu hususta

Arkadaşın olmaz olur

Eşin dostun uzak durur

Hoşgörü olmazsa eğer

İnsan kendini zor bulur

Hoşgörülü olmalıyız

İnsanları sevmeliyiz

Mutlu olmak istiyorsak

Hep el ele vermeliyiz.

SARP YALÇIN: O güzel gökyüzünü göremeseydim

Resim yapamasaydım

Topla oynayan çocuklara camdan bakmasaydım

Hayat nasıl olurdu bilmem

Ben de istiyorum müzik dinlemeyi

Hor görmeyin lütfen bizi

Hayata tutunmak suç mu ki

Hayat nasıl olurdu bilmem.

SUDE NUR DAĞ-BERRU MOLLA: Saygı duy herkese

Arkadaşlarına ailene

Yalan söyleme kimseye

Güveninizi kırmak hiç kimsenin

Israrla sevmek olmaz

Ver bana o kalbini

Eminim kırmazsın kalbimi

Sırlarını saklarım

Emanet gibi bakarım

Ver bana o kalbini

Gururumu kırma

İnanıyorum sana.

SUDE NUR DAĞ: Ey Engelliler ne güzel tekerlekli sandalyeniz

Güzel güzel beyaz bastonlarınız var

Ey engelliler

Laleleri bir görseniz rengarenk

Leylakları görseniz beyaz mor renkleri var

İleri hep ileri

Lokum gibi tatlısınız

Ey engelliler

Rengarenksiniz siz.

İDİL KURNAZ: Hoşgörü çok önemli

Olmazsa arkadaşlıklar diye bir şey olmazdı.

Şakalarla bile hoşgörü lazım

Görgü aynı zaman hoş görmek

Önce hoşgörüyü öğrenmeliyiz.

Rahatla arkadaşınla sohbet et

Üzme arkadaşını yeter.

IRMAK TÜFEKÇİ: Her insan bir engelli adayıdır. Öncelikle engellilere hoşgörülü sevgiyle ve saygıyla davranmalıyız. Bence engelliler özel insanlar onlara sevgi saygı ve hoşgörü ile yaklaşmalıyız. Şunu unutmayalım, engelliler bizden çok farklı değil sadece onlar bizden daha özel. Her insan bir engelli adayıdır.

YAĞMUR KÖYLÜ: Senede bir gün değil her gün eller verelim. Tatlı dil güler yüzle hep yardıma koşalım. Bunlar bizim evlatlarımız kardeşlerimiz diyelim. Tatlı dil güler yüzle hep yardıma koşalım. Engelliler canımız bizler çare olalım. Bu kardeşlerimize hep imkanlar sunalım. İşsiz onlara sürekli işler bulalım. Tatlı dil güler yüzle hal hatır soralım. Tutalım ellerinden engelleri aşalım. Halimizden dolayı şükrümüzü sunalım. Sevincimize sevinç beraberce katalım. Tatlı dil güler yüzle birlikte yaşayalım.

ELİF SILA KESECİLER: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel zihinsel ruhsal duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeni ile toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan korunma bakım rehabilitasyon danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerdir. Engellilerin hayatlarını normal bir şekilde sürdürebilmeleri engelli olmayan insanların engellilere karşı tutum ve davranışlarıyla ilgilidir. Bu yüzdendir ki engelli olmayan insanların engelliler konusunda biliçlendirilmesi ahlaki olarak eğitilmesi gerekmektedir. Engelli bireyler toplumun her kesimi tarafından kabul edilmelidirler. Onlara her açıdan olumlu yaklaşım sergilenmelidir. Engelliler toplumdan uzak tutulmalı çevreleriyle rahatlıkla ilişki kurmaları sağlanmalıdır. Engelli bireylerin herkes gibi ilgi ve şefkate değer verilmeye ve saygı görmeye ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Engellilerin hassas ve kırılgan ruh halleri dikkate alınarak onlara herkesten daha çok ilgi ve sevgi gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki herkes bir engelli adayıdır.

İREM NAZ YAMAN: Bil ki dürüstlük en büyük servettir. Dikkat et terazide hile yapma. Zavallı güçsüzün ahını alma. Kendin görüp de kimse görmez sanma bil ki dürüstlük en büyük servettir. Hakkın varsa korkma hakkını ara boyun eğme sakın haksızlara tamah etme hakkın olmayanlara bil ki dürüstlük en büyük servettir. Namusuz bilip şu güzel vatanı korumalısın kamunun malını. Gözet hep mazlumun yoksulun hakkını bil ki dürüstlük en büyük servettir.

İREM NAZ YAMAN – NERGİS ADA TOPRAK: Hoşgörü ayıpları örtmek kusurları görmemek affedici olmak anlayışlı olmak farklılıklara saygı duymak ve değer vermektir. Hepimiz hoşgörülü olmalıyız.

İREM NAZ YAMAN: Karakter ve kişiliğin

Dostluk ile kardeşliğini

Adaletin eşitliğin

Temelidir hep hoşgörü

Savaş değil barışmanın

Sevgili ile tanışmanın

Mutluluğa kavuşmanın

Temelidir hep hoşgörü

Kin ve hırsı yenenleri

Gönül dostu erenleri

Af etmeyi bilenleri

Temelidir hep hoşgörü.

BERİL KOZAN: Günlük hayatımızda insanların kusurlarını kesin olarak yargılamadan onları olduğu gibi kabul etmeye hoşgörü adı verilmektedir. Hoşgörü sahibi insanlar her zaman diğer kişiler ile iyi ilişkiler içinde olur ve böylece daha sağlıklı bir topluma ulaşır. Karşımızdaki kişinin bir hatasını gördüğümüzde onu hemen yargılamamak ona olumsuz davranmamak gerekmektedir. Çünkü hepimiz insanız ve hatalar yapabiliriz. Hiç kimse hata yapmak istemez ancak bazen karşımızdaki kişi ile empati kurarak onun bu davranışı karşısında onu anlamaya çalışmaktadır. Hoşgörülü insanlar toplumun diğer fertleri tarafından da daha çok sevilir. İnsanları üzmek bize hiçbir şey kazandırmaz. Önemli olan onların hataları karşısında hoşgörülü olmayı başarabilmektedir. Böyle davrandığımızda karşımızdaki kişiyi kaybetmez hatta güzel dostluklar kazanırız. Bu nedenle hoşgörü insan ilişkilerinde her zaman çok önemli bir yere sahiptir ve hiçbir zaman hoşgörülü davranmayı elden bırakmamak gerekmektedir.

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.