Köşe Yazıları

Nimet Mesuliyete Göredir

Nimet Mesuliyete Göredir

Sözüm ona İslami eleştirenler hatta yerden yere vurmaya çalışanlar bir takım argümanları kullanır.

Neymiş efendim mirasta erkeler 2, kadınlar ise 1 pay alıyormuş. İslam, erkekleri kadınlardan daha üstün tutuyor, kadın ve erkek eşitliğini ihlal ediyormuş!

Bu vb. bir takım hezeyanlar ileri sürüp İslam’a saldıranlar, İslam’ın bu konuda getirdiği yeniliği kavrayamayanlar, kadına erkeğin yarısı kadar pay verilmesini dillerine dolayıp bununla İslam’ın kadının hakkını korumadığını iddia eder dururlar.

Meselenin özünü kavramadan konuşursanız cehaletinizi izhar etmekten başka bir şey elinize geçmez. Olayları önü ve arkası ile değerlendirmeye tabi tuttuğunuzda göreceksiniz ki hak sahibine teslim edilmiş.

Şöyle bir arkamıza bakalım. Daha düne kadar başta cahili araplar olmak üzere Çininden Romasına, kadının mirastan pay alması şöyle esamisi bile okunmazdı. İşte İslam, böyle bir çağda asırlar boyu devam eden bu zulme dur diyerek ıslah ettiği, düzelttiği sosyal konulardan birisi hiç şüphesiz; “miras” hukuku olmuştur.

Oysa o dönemlerde kız çocuğun, babasının malında hiçbir hakkı yoktu. Miras, doğrudan doğruya erkeğe geçer, kız çocuklarına hiçbir pay verilmezdi. Erkek çocuklar mirasla servetlerine servet katarken, varlık denizinde yüzerken, aynı babanın çocuğu olan kızlar fakr-u zaruret içinde çırpınır dururdu. Seslerini kimselere duyuramazlardı. Tam da böyle bir dönemde İslam, kadına mirastan pay vererek kadının hukukunu koruma altına almıştır.

Konuya at gözlüğü ile değil de insafla, vicdanla bakılsa, dahası erkek ve kadının sosyal statüsü, erkeğin ailedeki mesuliyeti, görevi ve ödevleri açısından bakılsa Kur’an’ın bu hükmünün tam bir adalet ve hakkaniyet üzere olduğu görülecektir.

Hemen ifade edeyim ki mirastan kadına erkeğin yarısı kadar hisse verilmesi, sadece kadının aynı ana-babanın çocuğu olarak erkek kardeşiyle birlikte mirasçı olması durumundadır. Konu, Nisa suresi 33. ayet-i kerimede şöyle dikkatlerimize sunulur;  “Allah, size çocuklarınızın miras taksimi hususunda, erkeklerin paylarının, kızların iki katı olmasını emretmektedir. Eğer bütün çocuklar kız olup ve ikiden fazla iseler, bunların payı, ölenin bıraktığı malın üçte ikisidir. Eğer mirasçı olarak bir tek kız ise, mirasın yarısı onundur.” 

Burada görüldü ki kadına erkeğin mirastaki payından yarısının verilmesi genel bir kural değildir. Bir nevi şarta bağlanmıştır. Kaldı ki ayet-i kerimede öyle iddia edildiği gibi kadının mirastaki payının durumu, erkeğin yarı hissesi değildir. Kadın, bazen; 2/3, bazen de yarısına malik olur. Paylar, kadının mirasta ortak bulunduğu şahıslara göre değişiklik göstermektedir.

Niçin erkeğe iki, kadına bir hisse veriliyor” sorusunu soranlar şu bilmelidir ki, İslamda kadının çalışıp para kazanma mecburiyeti yok. Kadın, babaevinde bulunduğu müddetçe ihtiyaçları babası veya onun yerindeki yakın erkek akrabaları tarafından karşılanır.

Evlendikten sonra ise yemesi, içmesi, giyimi, kuşamı, nafakası ve benzeri bütün ihtiyaçları kocası tarafından karşılanır. Mali yük, tamamen kocanın sırtındadır, sorumluluğundadır. Kadın, kendi malını evin ihtiyaçları için harcamaya zorlanamaz. Böyle bir mecburiyeti de yok. Oysa erkek evlendikten sonra kendisinin, ailesinin, çoluk çocuğunun, ana babasının muhtaç olmaları halinde ise dinen bakmakla mükellef olduğu akrabalarının nafakalarını karşılamak durumundadır.”Nimet, mesuliyete göredir.” Der büyüklerimiz. Bundan olacak ki erkeğe, böyle bir sorumluluğu olmayan kadının payının iki misli pay verilmiştir.

Diğer taraftan kadın evlenirken erkekten mehir almakla kalmaz bölgenin âdetine göre de pek çok hediyeye sahip olur. Buna karşılık erkek devamlı harcarken, kadın malına mal katar, servetini artırır.

İşin özü şu; İslam, mirasta nimet- külfet dengesini gözetmiştir.

Selam ve dualarla…

Ramazan TOPCAN

Balıkesir İl Müftüsü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu