Köy enstitüleri 1948 yılında kapılmaya başlandı ve 1952 yılında tamamen kapatılarak, Öğretmen Okulları haline dönüştürüldü. 1952 yılından 1976 yılına kadar sınıf öğretmeni yetiştiren bu okullar, 1976 yılından itibaren Öğretmen Lisesi haline getirilerek, mezun olanlara öğretmenlik unvanı verilmemeye başlandı.
Ben de 1958 yılında Savaştepe Öğretmen okuluna sınavla girip, 1965 yılında öğretmen olarak mezun oldum. Öğretmenlik ruhunu bu okulda aldım. Öğretmenlerimin isimlerini, yaptıkları ve yaşattıklarını hala unutamam. Okulda edindiğim bazı davranışları hala yaşarım. Günlük hayatımdan çıkaramam. Disiplinli yaşayışı bırakamam.
Öğretmenlerimden Seyit Ahmet Arvasi’nin, Mehmet Ural’ın, Turgay Rennklikurt’un, Şevki Dirik’in, Şaban Seyhan’ın, Tayyar Öğret’in v.b. vakarlı duruşları hala bugünkü tazeliği ile gözümün önünde. Sınıfta ders verişlerini, okul bahçesindeki gezişlerini, öğrencilerine gösterdikleri hassasiyetlerini şimdi bir daha yaşıyorum ve o günlere bir daha gidip geliyorum.
Şimdi soy ismini hatırlayamadığım, Din kültürü ve Ahlak bilgisi dersi öğretmeni, Çanakkaleli Yıldız Hanımın verdiği dersler ve babamdan öğrendiğim dini konularla, İslamiyet hakkında bilgim oldu. Dini konularla beraber, günlük hayatta gerekli her türlü beceri üzerine eğitim aldık. Öğretmen okunda disiplinli yaşamaya alıştım. Öğretmen okulunda her türlü sanatla ilgili konularda azda olsa bilgi ve davranış alışkanlığı kazandım. Bazı bilgiler benliğimden kaybolup gitti amma okulda kazandığım davranışlar Yetmiş yaşımda olamama rağmen hayatımdan çıkmıyor. Yalnız yaşadığım için, yemeğimi kendim yaparım. Ev temizliği, mutfak işleri, bahçe düzeni hep bana bakar.
Bu olayları niçin anlattığıma gelince; öğretmen okuldaki öğrencilerin aynasıdır. Konuşmasını, hareketlerini, mimiklerini, velhasıl her davranışını taklit eder. Öğretmenlerin bilgi yanında bazı davranışları öğrenciye kazandırması kalıcı oluyor. Sınıf içi ve okul içinde bazı alışkanlıkların uygulamalı yapılması, öğrencinin hayat boyu kullanımı anlamına geliyor. Sınıf tanzimi, bahçenin çiçeklendirilmesi, okul çevresinin temizliğine zaman zaman katılım, düzenli hayatın il adımları olarak öğrenciye verilmelidir. Bu davranışlara öğretmen kendisi katılım yapamıyorsa öğrenciye yaptırım kullanması nafiledir. Kısacası öğretmen okullarından mezun olan eğitimciler hayattaki mücadeleye hazır olarak yetişiyor. Bu bakımdan öğretmen yetiştiren kurumların eğitimi de ayrı bir özellik taşımalıdır. İnsanın ruhuna, yaşayış tarzına, şekil verecek olan öğretmenin, eğitim sistemi de, yetiştirilme şekli de özel programlarla olmalıdır. Öğretmene, öğretmenlik ruhu okullarda verilmelidir. Eğitim ve öğretim süresi gerekir ise uzatılarak, Öğretmen Okullarının tekrar açılması değerlendirilmelidir. Ve yahutta üniversitelerin öğretmen yetiştiren bölümleri, özel imkanlarla daha da zenginleştirilerek öğretmenlik ruhu verilmelidir..
Eğitim ve öğretimde büyük ataklar yapan Balıkesir, okullaşmada olduğu gibi, öğretmen yeterliliği yönünden de zengin hale getirilmelidir. İl dâhilinde yapılan seminerlerin, öğretmene verilen yeterlilik kurslarının faydasını gelecek nesiller muhakkak görecektir. Balıkesir eğitim ve öğretim yönünden de, örnek bir il olma yolundadır. Tüm eğitim çalışanları bu yolda azimle ve sık adımlarla yürümeye devam etmelidir. Eğitim ve öğretim meyvesini en az on yıl sonra verir. Kendi öz hasletlerine uygun ve kendi coğrafyasının gerektirdiği şekildeki eğitim çalışmaları ile on yıl sonraki Türkiye bir başka güzel olacak. Hoşça kalın.