GündemKöşe Yazıları

Öyle Bir Nisan ki: 23 Nisan

“23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder.”

-23 Nisan 1920… Ankara’da büyük millet meclisi açılmıştı. Memleketin her tarafından birçok milletvekilleri gelmişti. Bu yeni meclise gelenlerin bir kısmı Ankara’da hiçbir şeyin olmadığını görünce, ümitsizliğe düşmüşlerdi. Bahsedilen ne Yeşil ordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir şey yoktu. Sadece, Mustafa Kemal… Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacağını anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çıktı. O gün pek heyecanlıydı. Atatürk’ün hayatında belki de böyle canlı bir tablo doğmamıştı. Milletvekillerine hitaben şöyle demiştir:

“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!” (Falih Rıfkı Atay)

-23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk halkının kendi iradesiyle egemenliğini ilan ettiği tarihti. TBMM 23 Nisan 1921’de aldığı kararla yeni Türk devletinin ilk bayramı olarak 23 Nisan gününü “Milli Bayram” kabul etmişti. 6 Mart 1917’de İstanbul’da kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu, 2011’den itibaren Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü) Birinci Dünya Savaşı döneminde şehit çocukları ve kimsesiz çocuklara ciddi yardımlarda bulunmuştu.

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

-Milli Mücadele döneminde TBMM üyelerinin girişimiyle Kurtuluş Savaşı’nda öksüz ve yetim kalan çocukların korunması ve yetiştirilmesi amacıyla 30 Haziran 1921 tarihinde Ankara’da faaliyetlerine tekrar başladı. Yeni Türk devletinin sosyal devlet olarak kamusal yükümlülüğe sahip olduğunun göstergesi olan ve cumhuriyetin ilk cemiyeti olan Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti kuruluşundan itibaren TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın desteğini aldı. Çocuk haklarıyla ilgili ilk evrensel bildiri olan “Cenevre Bildirisi”ni de Türkiye adına 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün imzaladığı düşünülürse Atatürk’ün çocuk sevgisi ve çocuk meselesine bakışı anlaşılmış olur.

“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbaline, kendi benliğine, millî ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.” (1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından)

-23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır.

“Özgürlüğün de, eşitliğin de adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir.”

“Vatanı korumak çocukları korumakla başlar. Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumalıdır. “

– 1979’da, altı ülkenin katılımıyla uluslararası boyuta taşınan millî bayramımız Dünya’daki tüm çocuklara armağan edilmiştir ve dünya çapında Atatürk’ü anarak coşkuyla kutlanan bu bayramın Türkiye’de layığıyla kutlanmaması, yavaş yavaş arka plana atılıyor olması utanç vericidir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”

Ata’mın sözleriyle bu bayram içimden geçenleri en güzel şekilde sizlerle paylaştım. Çocuklar bizim yarınlarımız, geleceğimiz, hayallerimiz. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Bayram ‘havasında’ bir hafta dileğiyle.

Haftaya görüşmek üzere…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu