Özlem Ural: “Kadınları Toplumdan Dışlamak Uygarlığa En Büyük Tehdittir”

Özlem Ural: “Kadınları Toplumdan Dışlamak Uygarlığa En Büyük Tehdittir”

Son Yıllarda Balıkesir siyasetine damga vuran ve renk katan isimlerden birisi olan ve aynı zamanda başarılı bir iş insanı olan Özlem Ural’a, bu kez kadın olmanın iş hayatında ki yerine dair sorular sorduk. İşletmesinde ki çalışanlarının % 70’inin kadın olduğunu belirten Ural’dan sorulara çarpıcı yanıtlar geldi.

 Kadınlar Sesini Etkili Bir Şekilde Duyurmalı

Literatür Kimya’nın kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Özlem Ural, kadının sadece iş dünyasında değil genel anlamda toplumda çok önemli bir yerinin olduğunu ifade ederek, “Erkek egemen bir dünyada, kadınların söz sahibi olabilmesi için kadınlar talip olmalılar, karar mekanizmalarında yer almalılar. Kadın kuruluşlarının temsilcilerinin, kadınların sesini daha etkili bir şekilde duyurmaları gerekiyor” dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar günü Büyük Anlam Taşıyor

Çalışan ve Üreten kadının ülke ekonomisinin gelişmesi adına şart olduğunu ifade eden Ural,” öncelikle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlamak istiyorum. Türkiye’de kadınların üretimdeki yeri giderek artıyor önemli roller üstleniyorlar ve başarılarıyla dikkatleri çekiyorlar; fakat bence bu yeterli değil. Kadınlarımızın istihdamının artması ülkenin büyümesi için ve sürdürülebilir kalkınması için şart” dedi.

İşte Özlem Ural İle Gerçekleştirdiğimiz Röportajdaki sorular ve çarpıcı yanıtları;

Sizi kısaca tanıyıp, iş hayatına giriş öykünüzü anlatır mısınız?

Ben Özlem Ural, 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümünden mezun oldum. Mezun olur olmaz iş hayatı serüvenim başladı ve gerçekten büyük bir şansla çok seveceğim kompozit sektörüne adım atmış oldum. İlk iş görüşmemi Sayın Dr. Metin Başbudak ‘la yapmıştım bana kimya ile ilgili sorduğu soruların ardından fiziksel kondisyonun nasıl diye sormuştu, ben de eğitim hayatım boyunca basketbol oynadığımı söylediğimde, bilgi tamam, ekip çalışması tamam, fiziksel kondisyon tamam diyerek 30 aday arasından işe beni almıştı.

Sonra anladım neden fiziksel kondisyonun soru olarak geldiğini, tebessümle hatırlıyorum o koşturmaların hepsini. 25 yıldır aynı sektörde çalışıyorum ve şu anda da kurucu ortağı olduğum Literatür Kimya ‘da Operasyonlardan Sorumlu Başkan olarak aktif çalışıyorum. İş hayatımda bana yol arkadaşlığı yapan herkese buradan sevgi ve saygılarımı iletmek istiyorum.

Türkiye’de iş hayatında kadın olmanın pozitif ve negatif yönlerini söyler misiniz?

Şirketimizde kadın egemen bir yapı var, iş ortağım aslında kardeşimle birlikte kadınlarla ilgili düşüncelerimizde ortak. Kadınların pozitif yönlerini, iş hayatı, toplum ve özel hayat hepsi için ortak tutabiliriz. Kadın dediğimizde aklımıza gelenler; dayanıklık, güç, sadakat, empati, yaratıcılık, anlayış, şefkat, fedakarlık, liderlik, merhamet. İş hayatında kadın çalışan dediğimizde bunların hepsini bir araya getiren duyarlı, detaycı, farklı bakış açıları sunabilen ve çözüm odaklı çalışanlar anlamına geliyor bizim için. Sürdürülebilirlik açısından da kadının iş hayatındaki yeri çok önemlidir. Kadınlar kıyamazlar, bitkiye, hayvana, insana yani çevreye ve doğaya sahip çıkarlar, korurlar ve kollarlar. Kadınların empati kurabilme ve güçlü iletişim becerileri, iş ortamında olumlu bir atmosfer yaratır. İş hayatının kadına pozitif yansıması da gurur vericidir; toplumsal statüsü, kişisel gelişimi, rol modelliği, kariyer gelişimi refahı, sosyal bağlantıları ve ekonomik bağımsızlığı arttıkça kadın daha da güçlü bir hale gelir.

Güvenliğimizi 7/24 Kadınlara Emanet Ettik

Bulunduğumuz organize sanayi bölgesinde, tesisini, 7/24 kadın güvenliklere emanet eden ilk şirketiz. Düşünün gece gündüz, kar kış, hafta sonu veya resmi tatil fark etmeksizin güvenliğimiz de kadınlara emanet. Yöneticilerimizin %60 ‘ı, tüm çalışanlarımızın %35’i kadın.

İş hayatında kadın olmanın negatif yönü bence kadınlarımızın hayatına olumsuz yansıyanlar. İş hayatı ve özel hayatındaki yükü dengeleme zorluğu, çok yoruluyor kadınlarımız çünkü hala ülkemizde kadının aile içindeki görev ve sorumlulukları, ağırlığın büyük kısmını kadınların omuzlarına yüklüyor. İş hayatına da dört elle sarılan kadının cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle, bir cam tavan bir de eşit işe eşit olmayan ücret gibi, toplumsal baskılar gibi motivasyonunu kıran sorunlarla baş etmesi gerekiyor.

Kadınların liderlik vasıflarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Erkek egemen dünyada kadınların söz sahipliği için ne söylemek istersiniz?

Yukarıdaki soruya verdiğim cevaplar sanırım Kadın Çalışanlar ve Kadın Liderlerle ilgili düşüncelerimi ifade etmem için yeterli olmuştur. Erkek egemen bir dünyada kadınların söz sahibi olabilmesi için kadınlar talip olmalılar, karar mekanizmalarında yer almalılar. Kadın kuruluşlarının temsilcilerinin kadınların sesini daha etkili bir şekilde duyurmaları gerekiyor. Kadınlarla ilgili mevcut durumları, hedefleri, sorunları en iyi anlayacak ve en iyi anlatacak yine kadınlardır. O yüzden bir yerlerde bir yerlere ulaşmış olan kadınlar, arkadan gelen kadınlara kapıları ve yolları açmalılar. Kadınlar başarmalılar ki gelecek nesiller onların arkasından gidebilsinler. Geride durmamalı kadınlar önce yapabileceklerine kendileri inanmalılar. Elbette bunun için toplumsal değişimin, cinsiyet eşitliğinin, fırsat eşitliğinin sağlanması gerekiyor; fakat bunlar için yüz yıldan daha uzun bir zaman gerektiğini bildiğimiz için kadınların tüm platformlarda daha fazla desteklenmesi gerekiyor.

Çalışan üreten bir iş kadını olarak, Türkiye’de kadınların üretimdeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de kadınların üretimdeki yeri giderek artıyor önemli roller üstleniyorlar ve başarılarıyla dikkatleri çekiyorlar; fakat yeterli değil. Yükseköğretim mezunu kadınların bile iş gücüne katılım oranı ise %60 ‘lar seviyesinde. Kadınlarımızın istihdamının arttırılması ülkenin ekonomik büyümesi için ve sürdürülebilir kalkınması için şart. Bu nedenle çocuk bakımı hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınlar için daha fazla iş fırsatı yaratılması, yasal düzenlemeler ve teşvikler konusunda çalışmaların yapılmasına ihtiyacımız var.

Türkiye genelinde kadının ekonomideki yeri hakkında bilgi verir misiniz?

Türk Kadınının istihdamdaki yeri mevcut durumda aslında hane halkı gelirlerini arttırmayı hedefliyor. Bu yer aynı zamanda ülkedeki refahın dengeli bir şekilde dağılmasına katkıda bulunurken ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunuyor; fakat bizim hedefimiz Kurucu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün sözleriyle “Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.”

Güçlü bir iş kadını olarak nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?

Uygarlığa yönelmiş tehditlerin birinci hedefi kadını toplum dışına çıkartmaktır. Kadını topluma entegre etmek, kadına toplumdaki gerçek yerini vermek, teoride eşitlik dediğimiz kavram, insanlığın medeniyet seviyesini ve gelişimini doğrudan etkiler.

Kadının toplumsal yaşama katılmasıyla spordan sanata, tarımdan sanayiye, eğitimden sağlığa her alanda milletimizin gücü katlanacaktır. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti ‘nin, Kadınların Başarılarıyla takdir edilen bir ülke olmasını temenni ediyorum.

Haber Merkezi

Edremit’te Kadınlar Bu Kursları Çok Sevdi