Pandemide Kış Mevsimi İçin Nar Önerisi
Pandemide Kış Mevsimi İçin Nar Önerisi
Homeopati Uzmanı Dr. Yegane Özcan “Kovid-19 pandemisi ve grip endişesi yaşadığımız kış mevsiminde bağışıklığı güçlendirmek için narın iyileştirici gücünden yararlanmalıyız. Nar, suyundan çekirdeğine, meyvesinden kabuğuna kadar tam bir şifa deposu”
Narın iyileştirici Gücünden Yararlanın
Homeopati Uzmanı Dr. Yegane Özcan, “Kovid-19 pandemisi ve grip
endişesi yaşadığımız kış mevsiminde bağışıklığı güçlendirmek için
narın iyileştirici gücünden yararlanmalıyız. Nar, suyundan
çekirdeğine, meyvesinden kabuğuna kadar tam bir şifa deposu.”
ifadelerini kullandı.
Dr. Özcan, binlerce yıldır hastalıkların tedavisinde kullanılan
narın Kovid-19 pandemisine ek olarak grip ve soğuk algınlığı riski
taşıyan kış mevsiminde hastalıklara karşı koruyucu özelliklerine
ilişkin bilgilendirmede bulundu.
Narın en az meyvesi kadar kabuğunun şifa deposu olduğunu belirten
Özcan, “Bu yüzden narın kabuğunu çöpe atmayın. Kabuğu kurutup
rondodan geçirerek hazırlayacağınız toz, ciltte yara ve kesiklere
karşı kullanacağınız etkili bir merhem olacaktır. Meyveyi soyduktan
sonra kabuğu kaynatarak yapacağınız çay soğuk algınlığı ve
uykusuzluk sorunlarına devadır. Güçlü büzücü etkisi olan nar kabuğu
ishalin doğal ilacıdır. Alkaloit içeriğiyle antihelmentik etkiye
sahip olan nar kabuğu, parazitlerin vücuttan atılmasına yardımcı
olur. Nar kabuğu solüsyonu ağız çalkalamada kullanıldığında diş eti
kanamalarına, stomatit, diş eti iltihaplanmasına iyi gelir.”
dedi.
“Grip, tansiyon ve tiroide faydalı”
Özcan, nar meyvesinin içinde C,P, B6 ve B12 vitaminlerinin
bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir. P vitamini kan
damarlarını güçlendirir. B6 sinir sistemini ve B12 kan üretimine
yardımcı olur. Nar ayrıca birçok lif ve tanen içeriyor, aynı
zamanda çok etkili bir doğal dezenfektan. Verem, dizanteri ve Koli
Basili’ye karşı etkili olduğu yıllar boyunca kanıtlandı. Nar, kan
damarlarının duvarlarını, sinir sistemini ve genel olarak kan
dolaşımını mükemmel şekilde güçlendirir. Ama, yaşlılar ve ameliyat
olmuş kişiler dikkat etmeli, çünkü nar kan pıhtılaşma hızını
arttırabiliyor. Soğuk algınlığı tedavisinde ve önlenmesinde, tiroid
bezi, kalp hastalıkları için de fayda sağlıyor. Düzenli olarak
olgun nar meyvesi tüketimi, hipertansiyon hastalarında doğal olarak
kan basıncını düşürmeye yardımcı oluyor”
Narın düzenli olarak tüketilmesinin mide kanserinin gelişmesini
engellediğini aktaran Özcan, “Nar yoluyla vücudumuza giren doğal
amino asitler, hücresel düzeyde patolojik hücrelerle savaşır,
olumsuz süreçlerin engellenmesine yardımcı olur. Nar, bronşiyal
astımı ve kansızlığı olanlar için de faydalıdır. Meyve özü ve meyve
suyu, radyasyonun vücuttan atılmasına yardımcı olur.” ifadelerini
kullandı.
“Yemeklerinize nar suyu katın”
Nar ile yapılan çeşitli yemek tariflerinin var olduğunu
hatırlatan Özcan, “Ama vitamin ve mineral etkilerinden faydalanmak
için bu meyveyi tazeyken tüketmek önemli. Birçok yemeğe ekşisi için
nar ekleyebilirsiniz. Ayrıca nar bölmelerinin faydalı özelliklerini
unutmayınız. Kurutulmuş bölmeler kurutulur ve çaya eklenir. Bu çay,
sinir sistemini normalleştirir ve sakinleştirici bir etkiye sahip
olduğu gibi uykusuzlukla baş eder.” ifadelerini kullandı.
Özcan, narda bol miktarda bulunan antioksidanlar sayesinde vücudun
temizlediğini belirterek, “Nar suyunda 15 çeşit aminoasit var, bu
da narı insanlar için en faydalı ve zengin amino asit
kaynaklarından biri yapıyor. Özellikle tatillerden sonra,
beslenmemize dikkat etmediğimiz ve kaçamak yaptığımız durumlardan
sonra mide aktivitesini normalleştirmeye yardımcı oluyor.”
değerlendirmesinde bulundu.
“Böbrek ve akciğer hastaları özellikle tüketmeli”
İştah ve hemoglobin üzerinde narın olumlu etkisi olduğunu ifade
eden Özcan, “Solunum yolu enfeksiyonları, öksürük, boğaz ağrısı,
idrar yolu enfeksiyonları, gastrointestinal bozukluklara iyi gelir.
İdrar söktürücü ve antiseptik etkiye sahiptir. Kan basıncını
normalleştirmeye yardımcı olur. Karaciğer, böbrekler, akciğer
hastalıkları için kullanılması tavsiye edilir. Alzheimer
hastalığının önlenmesine yardımcı olur. Diyabet hastaları dozunu
kaçırmamak şartıyla nar suyu tüketebilir.” değerlendirmesinde
bulundu.
Nar çekirdeğinin ihtiva ettiği yağda çözünen F ve E vitaminleri
sayesinde cildi gençleştirdiğini aktaran Özcan, “Öğütülmüş nar
çekirdeği baş ağrılarına ve tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
Vücudun hormonal aktivitesine de olumlu katkılarda bulunur. Nar
çekirdeklerinden uçucu yağlar ve kozmetik ürünlerin yapılmasında
kullanılıyor.” yorumunu yaptı.
İnsan vücudu üzerindeki faydalı etkisinin yanı sıra narın bir takım
kontrendikasyonları olduğu uyarısında bulunan Özcan, şunları
kaydetti:
“Nar suyu, yüksek asitli gastrit ve peptik ülser gibi kronik mide
hastalıkları olan kişiler için kontrendikedir. Hemoroit ve kronik
kabızlıktan muzdarip insanlar için meyve suyunun kullanılması
tavsiye edilmez. Bunun dışında 1 yaş altındaki çocuklara nar suyunu
önermiyoruz. 4-7 yaşına kadar nar suyu, suyla seyrelterek içilmeli.
Meyve suyunu iç hastalıkları için alırken diş hekimlerinin
tavsiyelerine uymak çok önemli. Taze sıkılmış nar suyu,
içeriğindeki çeşitli asitler nedeniyle diş minesine zarar
verebilir. Bunu önlemek için nar suyu, suyla seyreltilebilir. Tüm
vitamin deposu bu durumda da korunur. Meyve suyunu içtikten sonra
ağzınızı suyla çalkalayabilirsiniz.”