Hep söyledik. Hep yazdık. SİYONİZMİ bulma ve tanıma istiyorsanız paranın izini takip edin diye günlerce anlattık. Para ve makam nerede ise SİYONİZM oradadır. Yine yazalım. SİYONİZM için madde ve makam önemlidir. Onun için insanlık, inanç, hayâ, edep, duygu fasaryadır. Toplumun değerleri çiğnenecekse çiğnerler. Kan içilecekse içerler. İnsan eti yenecekse onu da yerler. Şeytanın KÜHEYLANINA DA binilecekse, ona da binerler. Evleri yıkar, ülkeleri yakar, kan akıtır, can alır, Arşı aladan bomba yağacaksa unu da yağdırır yine de, önce makama, sonra maddeye ulaşırlar.
Siyonizmin uşakları, bizi sağcı, solcu, dinci, ateist, laik, anti laik, alevi Hanefi, beyaz, siyah diye hep böldüler. 12 Eylül öncesi favorisini uzatana komünist, bıyığını uzatana faşist dediler. Türbandan girip, urgandan, kabandan, etekten, kürtajdan çıktılar. Gençlerimizi tekme tokat bir birinin üzerine saldılar. Mahalleri, köyleri böldüler. Kahveleri camileri ayırdılar. Ağacı bahane edip, Taksimden başladılar, Hatay Amanos dağından çıktılar. Parsel parsel bölgeleri, beldeleri paylaştırdılar. Sivas’ı Maraş’ı, Diyarbakır’ı yaktılar. Biz, bir birimize yumruk sallarken veya polisimizle kavga yaparken, onlar yalılarda, villalarda bu ülkeyi keyif çatarak yönettiler. Tanzimat’tan bu yana Avrupa’ya, Amerika’ya, İngiltere’ye gönderilerek eğitilip, öğretilip, ezberletilip geri gönderilen Siyonizm’in uşakları idi onlar. Gün oldu DİNDAR göründüler, Gün oldu KİNDAR bulundular. Gün oldu değişik yardım dernekleri adı altında garip öğrencilere el attılar. Gün oldu köylünün damına, hayvanına, tahılına, ambarına, hayâsına, ırzına el uzattılar. Gün oldu gençlerimize uyuşturucu sattılar. Gün oldu cami önlerinde nutuk attılar. Ta… Kâbe’ye kadar dil uzattılar. Gün oldu, vatanseverleri mahpus damlarına kapattılar. Edep, hayâ, hak, hukuk, inanç, itikat, diyenleri darağaçlarında astılar.
Onlar bizim öz evlatlarımızı alıp, Amerika’ya, İngiltere’ye, Fransa’ya götürüp yıllarca eğitime tabi tuttular. Onların kültürü ile yoğrulan, masonlaştırılan, Siyonlaştırılan ve yakalarına Paris hayranlığı, Londra tutkunu, Nevyork görevlisi rozetleri takarak, tekrar benim ülkeme geri gönderilen, bizim evlatlarımızdı. Kendi evlerine, otellerine, dinlenme merkezlerine alınıp, eğitilerek, öğretilerek, ezberletilerek, pişirilip tekrar benim soframa konulan bizim evlatlarımızdı. Koca dev Osmanlıyı onlar yıktılar. İstanbul’u, askerleri ile işgal edip, Korktukları, ürktükleri hilafetin kaldırılmasını şart koştular.
BARONLARINDAN gelen paralarla, benim ülkemde, kamplar, kurslar, okullar kurdular. Amerikan kolejli, Fransız lisesi gibi okulları hep benim paramla benim ülkemde kurdular. Hem dışarıda hem içerde bu ülkeyi emirlerine göre yönetecek kişiler yetiştirdiler. Onun için bizim onlarca siyasetçimiz, bürokratımız, MİT’ÇİMİZ, dışarıya hatta MOSSADA çalıştı. Yıllarca SİYONİZM dostu elitler çoğaldı ülkemde. Her yeri, her bölgeyi, ticareti, siyaseti, elit BÜROKRATLAR, BARONLAR kapladı.
Ne zaman biri çıktı “artık kavga yok, elit bürokrat yok, üstün akıl yok, dış sermaye yok, baron, mason, fason, siyon yok, Anadolu insanı ve Anadolu toprağı var. Balkanlar, orta doğu, Afrika, hazar denizini kaplayan AVRASYA var. Enerji hatları var. Kanal İstanbul, Kafkasya, Balkanlar, uzak doğu ülkeleri, YENİ TÜRKİYE milli hattı ve TÜRKİYELİ var” dedi, ortalık karıştı. Dış odaklar, iç çolaklar düğmeye bastı. Hep beraber KOBRA misali saldırıya geçip, hücuma kalktılar. 1980 yılı öncesi de öyle yapıp, ihtilal ortamı sağlamışlardı.
İşte onun içindir ki: aklımızın almadığı koalisyonlar kurdurarak saldırdılar. Avrupa’daki merkezleri ne derse onu yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Onlara göre her olayın doğrusunu bilen Avrupa, Londra, Amerika, tel-Aviv merkezleri vardı. Onlar ne derlerse onu yaparlardı. Hatta tespih çekin, salâvat getirin dense onu da yaparlardı. Çünkü günümüz LAVRENSLERİ onlardı. Yıllarca, atamızdan, dilimizden, dinimizden, özümüzden, kendimizden ettiler bizi. Hep paranın peşini takip ettiler. Paranın izi, onlara götürür bizi. Yarın devam ederiz inşallah. Hoşça kalın.