Ender GÖKMEN

Plastik Gezegen “Dünya”

ABD’li bilim insanları şimdiye kadar üretilen plastik miktarını 8,3 milyar ton olarak hesapladı.

Sadece yaklaşık 65 yıl önce üretilen bir malzemenin bu kadar yığılması insanı şaşırtıyor. 8,3 milyar ton, 25 bin Empire State binası ağırlığında ya da bir milyar fil. En büyük mesele şu ki plastikten yapılan eşyalar, örneğin paketlemede kullanılanlar, sadece kısa bir zaman dilimi için kullanılıyor ve ardından atılıyor. Toplam üretimin yüzde 70’inden fazlası çöp yığınları arasında, pek çoğu çöp sahasına gönderildi, bir kısmı da okyanuslar dahil çevreye karışıyor.

Araştırmacılardan Roland Geyer BBC’ye yaptığı açıklamada “Hızla ‘Plastik Gezegeni’ olmaya doğru ilerliyoruz ve eğer bu tarz bir dünyada yaşamak istemiyorsak bazı malzemeleri, özellikle plastiği nasıl kullandığımızı yeniden düşünmek zorundayız” dedi. California Üniversitesi’nde çalışan çevrebilimciler ve meslektaşları tarafından ele alınan bir makalede ilk kez küresel anlamda ne kadar plastik üretildiği, bunların nasıl kullanıldığı ve bunun sonucunun nereye varacağı değerlendirildi.

Plastikler adapte edilebilir ve uzun süre dayanabilir olmaları nedeniyle – çelik, çimento ve tuğla gibi insan yapımı diğer materyallerin haricinde – diğerlerinin hepsinden daha fazla üretildi ve kullanıldı. 1950’lerde seri imalatın başlamasından beri gıda kaplamadan kıyafete, uçak parçalarından alev geciktiricilere kadar polimerler her yerimizi sardı. Ancak büyüyen sorunu oluşturan tam da plastiğin bu inanılmaz özellikleri. Genel olarak kullanılan plastiklerin hiçbiri biyolojik olarak çözünebilir değil. Çöplerini kalıcı bir şekilde yok etmenin tek yolu piroliz denen yöntemle onları yok edecek kadar ısıtmak ya da yakmak, ancak bu sonuncusu sağlık ve emisyon nedenleriyle karmaşık. Bu sırada çöpler yığılıyor. Araştırmacılar, Arjantin yüzölçümündeki bir ülkeyi kaplamaya yetecek kadar plastik birikintisi olduğunu söylüyorlar. Ekip son çalışmalarıyla plastik meselesiyle nasıl baş edileceğine dair tartışmalara ivme kazandırmayı umuyor.

Roland Geyer “ölçemediğini idare edemezsin söylemiyle yola çıkıyoruz. Bu nedenle dünyaya ne yapması gerektiğini söylemek yerine rakamları ortaya koymayı hedefledik ve gerçek bir tartışma başlatmak istedik” diyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu