Hep Yorgun, Hep Uykulu: Hipersomnia Belirtilerine Dikkat!
Gündüz sürekli uykulu hissediyorsanız sebebi Hipersomnia olabilir!

Hep Yorgun, Hep Uykulu: Hipersomnia Belirtilerine Dikkat!
Toplumda çoğu zaman “tembellik” ya da “keyfine düşkünlük” olarak nitelendirilen hipersomnia, aslında ciddi ve tedavi gerektiren nörolojik bir uyku bozukluğu. DoktorTakvimi Nöroloji Uzmanı Dr. Nuray Atilla, hipersomnia hakkında önemli bilgiler paylaştı ve hastalığın ciddiyetine dikkat çekti.
Gündüz Aşırı Uyku Haliyle Kendini Gösteriyor
Dr. Nuray Atilla, hipersomnianın en belirgin özelliğinin “gündüz saatlerinde aşırı uykululuk” olduğunu belirtti. Bu durumun, kişinin gece yeterince uyumuş olmasına rağmen gün içinde uykulu hissetmesiyle kendini gösterdiğini söyledi. Uyandıktan sonra uzun süreli bir sersemlik hali, yönelim bozukluğu ve tekrar uykuya dalma isteği, bu bozukluğun yaygın belirtileri arasında yer alıyor.
"Uyku Sarhoşluğu" Olarak da Tanımlanıyor
Hipersomnia hastaları, çoğu zaman uykudan uyandıktan sonra dahi tam anlamıyla ayılamıyor. Bu durum “uyku sarhoşluğu” ya da “uyku ataleti” olarak adlandırılıyor. Gündüz yapılan kestirmeler ise çoğunlukla dinlendirici olmuyor ve uzun sürüyor. Uyku bozukluğu, diğer nörolojik ve psikiyatrik hastalıklardan kapsamlı testlerle ayırt ediliyor.
Kadınlara Kıyasla Erkeklerde Daha Sık Görülüyor
Dr. Atilla, hipersomnianın genellikle ergenlik döneminde başladığını ve 35 yaş sonrası sıklığının arttığını belirtti. Kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlanan bu bozukluk, obezite, uyku apnesi, kalp hastalıkları ve psikiyatrik rahatsızlıklarla da ilişkilendiriliyor. Nadir de olsa 10 yaş altı çocuklarda da görülebiliyor.
Hangi Hastalıklar Hipersomniaya Yol Açıyor?
Hipersomnianın altında narkolepsi, Parkinson, beyin tümörü, inme, Kleine-Levin sendromu gibi nörolojik hastalıklar bulunabiliyor. Bunun yanında, obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS), depresyon, hipotiroidi, D vitamini eksikliği, kronik yorgunluk sendromu gibi sistemik hastalıklar da hipersomniaya neden olabiliyor.
Tanı Süreci Detaylı İnceleme Gerektiriyor
Tanı koymak için beyin görüntüleme yöntemleri, kan testleri, uyku günlüğü, uyku ölçekleri, polisomnografi (uyku testi) ve çoklu uyku latansı testleri gibi çeşitli yöntemler kullanılıyor. Bu süreç, hipersomnianın diğer uyku bozukluklarıyla karıştırılmasını önlemek açısından önem taşıyor.
Günlük Hayatı Olumsuz Etkileyebilir
Hipersomnia yalnızca uyku düzenini değil, aynı zamanda konsantrasyon, hafıza, öğrenme ve işlevsellik gibi alanları da etkiliyor. Uzun süren belirtiler baş ağrısı, çarpıntı, sindirim sorunları gibi fiziksel şikâyetlere de yol açabiliyor.
Tedavide Çok Yönlü Yaklaşım
Tedavide uyanıklık artırıcı ilaçlar, antidepresanlar, melatonin ve antiepileptik ilaçlar kullanılabiliyor. Dr. Atilla, tedavi sürecinde uyku hijyenine dikkat edilmesi, bilişsel davranışçı terapilerin ve psikososyal desteğin önemli olduğunu vurguladı. Altta yatan nedenin tedavisi, bazı hastalarda tam iyileşme sağlayabilirken, bazılarında yaşam boyu takip gerekebiliyor.
"Çok Uyuyor" Diyerek Yargılamak Tanıyı Geciktirebilir
Dr. Atilla, hipersomnia hastalarının genellikle yanlış anlaşıldığını ve "tembel" olarak etiketlendiğini belirtti. Bu tür önyargıların, kişileri erken tanı ve tedaviye ulaşmaktan alıkoyabileceğini söyledi. “Çok uyumasına rağmen dinlenemeyen biri için kahve iç ya da erken yat gibi öneriler, baskı unsuru haline dönüşebiliyor” dedi.
Yaşam Tarzı Değişikliği Önemli
Hipersomnia tedavisinde, düzenli uyku saatleri, sağlıklı beslenme, yeterli su tüketimi, egzersiz ve kilo kontrolü gibi yaşam tarzı değişiklikleri de önemli rol oynuyor. Uyaran bağımlılığından kaçınmak, uyku döngüsünü desteklemek ve çevresel etkenleri azaltmak tedaviye katkı sağlıyor.
Ekran Maruziyeti Riski Artırıyor
Teknolojik cihazlara uzun süre maruz kalmanın, özellikle mavi ışığın uyku hijyenini olumsuz etkilediğini belirten Dr. Atilla, ekran süresinin kısıtlanmasının ve gece ışık kaynaklarının azaltılmasının, hem önleyici hem destekleyici bir rol oynadığını vurguladı.