Potansiyelini Keşfet
Potansiyelini Keşfet
Kişisel başarı için en motive edici öneri olan potansiyel keşfinin ardından genelde sorulan soru şu oluyor. “İyi de nasıl?” Yıllar önce ben de aynı soruyu sormuştum kendi kendime sessizce, lisedeki sınıf öğretmenlerimden birisinin “sen edebiyat bölümünü seçmelisin, potansiyelin var ve bunu keşfetmelisin” demesi üzerine.
Böyle bir tavsiye ile karşılaştıysanız eğer, sizden bir yolculuğa çıkmanız ve bir yere varmanız isteniyordur. İşte bu yolculuğun adı “kendinizi tanıma” yolculuğu. Ve ben kendimi tanıyabilmem için önce kendime uğramam gerektiğini yıllar sonra anlamıştım.
Öğretmenimin o zaman beni üzen önerisini dikkate almayan ve zekâ ile bağdaştırılan fen bölümünü seçen ben, üniversite eğitimimi de bu yönde yapmıştım. Lakin tam da o dönemlerde sanata olan yatkınlığımı fark ettiğimde, beni yönlendiren o toplumsal baskının ne kadar büyük bir yanılgı olduğunu anlamıştım. Lakin iş yaşamı, ardından gelen evlilik ve çocuk derken vakit ayıramadığım ve keşifsiz kalan yeteneklerim de sanırım bana küsmüşlerdi o vakitlerde.
Kırklı yaşlarımda; hobi olarak tasarladığım takıların beğenilmesi ile hissettiğim heyecan, keşif yolculuğuma ilk adımı atmamı sağlamıştı. Ardından danışmanlık yaptığım dönemlerde verdiğim eğitimler esnasında, bilgi birikimimi aktarabildiğimi ve o anlardaki mutluluğumu fark etmiştim. Ne zamanki profesyonel iş hayatıma son verip “artık kendimi keşfetme zamanım geldi” dedim, işte asıl o zaman kendimin peşine düştüm.
***
Köşe yazarlığına başladığım ilk yılımda, beni edebiyat bölümüne yönlendirmeye çalışan öğretmenimle bir davette karşılaşmıştık. Yazılarımı keyifle okuduğunu söylediği anda gülümsemesinden, yıllar önce bana vermek istediği mesajı anlamış ve “keşke” ile başlayan bir cümle kurmuştum. O da bana “üzülme, gördüğüm kadarı ile edebiyat bölümünü seçmemiş olman senin için bir kayıp olmamış. Bölümü bitirmen sana imla kurallarını daha profesyonelce kullanmayı öğretebilirdi ancak yazılarındaki akıcılığı ve duygu aktarımını kazandırmayabilirdi. Nicelerinde gördüğümüz gibi” demişti. O günkü bu konuşma sonrasında kazandığım cesaret ve motivasyonla kendimi tanıma yolculuğum da hızlandı. İç dünyamı yansıttığım şiirlerimin, duygulara tercüman olmasının bana verdiği coşkuyu anlatmada, kelimelerin adeta kifayetsiz kaldığını söyleyebilirim.
Kendimi tanıma yolculuğuna çıktığımdan beri, yaklaşık yirmi yıldır evde süs eşyası niteliğinde duran kemençeyi, aldığım ders neticesinde çalabildiğimi, tiyatro çalışmalarında rol yeteneğimi, koro çalışmalarında sesimi ve şarkı söyleyebildiğimi, sunuculuk görevimde diksiyonumun düzgünlüğünü, gurup gezileri düzenlediğimde iyi bir organizasyoncu olduğumu, ev tadilatım esnasında mimari çizimler yapabildiğimi ve bazı tamirat işlerinde el becerimin olduğunu ve daha birçok özelliğimi keşfettim.
Bundan sonra da henüz denemediklerimi deneyerek ortaya çıkacak potansiyelimi keşif için sabırsızlanıyorum…
Demet TOK
Şair/Yazar
