Köşe Yazıları

Ramazan’daki kazanımlarımızı korumak

Ramazan’daki kazanımlarımızı korumak

Tutulan oruçlar, kılınan namazlar, okunan veya dinlenen Kur’anlar, verilen zekatlar, sadakalar, edilen dualar ve her türlü hayırlarla bir Ramazan’ı daha geride bıraktık. Şüphesiz ki, bu Ramazan bizde birtakım değişim ve dönüşümlere sebep olmuştur. Birtakım kazanımlarımız olmuştur. Eğer olmadıysa dönüp namazlarımızda, oruçlarımızda nerelerde hata yaptık diye bakmamız gerekir.

Ramazan; Kur’an-ı Kerimin indirilmeye başlandığı aydır.

İlgili Makaleler

Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olmasının temel nedeni de Kur’an-ı Kerimdir.

  • Ramazan, yüzümüzü, fikrimizi ve gönlümüzü Kur’an’a çeviren bir aydır.
  • Kur’an’ın indirilmeye başlandığı ay olan Ramazan’da Kur’an’ı daha çok okumaya, dinlemeye, anlamaya hayatımıza uygulamaya çalıştık.
  • Ramazan bize dinimizin temel direği olan namaz ibadetimizi vaktinde eda etme şuuru kazandırdı.

Farz namazlarımıza birde nafile namazlar ilave ettik. Severek, isteyerek kıldık namazlarımızı. Teravihler ayrı bir heyecan ve ruh kattı gönüllerimize.

Bayramımıza namazla başladık. Namazlarımızı ihmal etmeyelim. Çünkü sevgili peygamberimiz;

“Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i:

– Kulumun nafile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” Buyurmuştur.

  • Oruç bize aslında irademizin ne kadar sağlam olduğunu gösterdi.
  • Ramazan ve oruç bize kulluk şuurunu kazandırarak, o şuuru daima canlı tutmayı öğretti.
  • Ramazan ve oruç bize duanın önemini hatırlattı.

Dua, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Dinlerin temel öğretilerinden biri, duanın gücünden olumlu anlamda yararlanmaktır. Gerçi her devirde bu güce inanmayan küçük sıra dışı topluluklar olmuştur. Bugün de dua deyince dudak büküp geçenler vardır.

Duanın temelinde yüce bir inanış ve Allah’a güven vardır.

Dua, kişiye Allah katında değer kazandıran en temel unsurlardan biridir.

İslam’da dua ibadettir, hatta ibadetlerin özüdür.

Duanın, biri kavli (sözlü), diğeri fiili (iş ve eylem) olmak üzere iki temel unsuru vardır.

Sözlü dua, istekleri Allah’a dil ile arz etmektir.

Fiilî dua ise, insanın sözlü olarak Allah’tan istediği şeylerin gerçekleşmesi için gerekli zemini hazırlaması, Allah’ın koyduğu kanunlara uyularak elden gelen tüm gayretin sergilenmesi demektir. Örneğin sınavında başarılı olmak isteyen bir öğrencinin planlı bir şekilde çalışması fiili, başarıyı Allah’tan niyaz etmesi ise kavli bir duadır.

 

Sözlü dua ile fiili duayı birlikte yapmak gerekir.

Fiili dua eksikliği İslam dünyasında yaşanan sorunların temelinde yatan en önemli unsur olarak karşımızda durmaktadır. Dua, işi Allah’a havale etmek değil, işi yapmak için Allah’tan güç ve yardım talep etmek, bu gücü son haddine kadar kullanarak çalışıp sonucu yüce Allah’tan beklemektir.

Bir insanın Allah’ı yardıma çağırabilmesi için ilk önce üzerine düşeni yapması gerekir.

İşlediği günahlarının affını isteyen bir kimsenin, “ey Rabbim! Beni affet, bağışla” diye yalvarması sözlü dua, günahları terk edip Allah’ın emrine yönelmesi, işlediği günahlara bir daha dönmemesi ve iyi işler yapması fiilî duadır.

  • Oruç, özellikle imsak ve iftar ile bize zaman bilinci kazandırdı. Vakitlerimizi tanzim etti.
  • Ağzımıza sahip olmayı öğrendiğimiz gibi, dilimize, gözlerimize ve kulaklarımıza el ve ayaklarımıza da sahip olmayı öğrendik.
  • Oruç, bizlere sabırlı olmayı öğretti.
  • Oruç, nimetlerin kadir ve kıymetini bilmeyi ve bu nimetleri bizlere veren yüce Allah’a hamt etmeyi, şükretmeyi bizlere öğretti.

el-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn

  • Oruç, ahlakımızı güzelleştirdi.
  • Zekât ve fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize vererek infak şuurunu kazandırdı.
  • İftar ve sahur sevinçlerini yaşadık. Sahurla seher vaktinin kıymetini, iftarla kulluk şuurumuzun tadına vardık.
  • Ramazan ve oruç bizi dünyevileşme hastalığından kurtardı.

Dünya cazip, insanoğlu bu güzelliklere hayli meyyal. Bu nedenle belki de en büyük imtihanımız dünyevileşmedir. Ve hatta uhrevî hayatımız önünde de en büyük engel de dünyevileşmedir.

  • Bir ay boyu haramları terk ettiğimiz gibi, imsak ile iftar arası bazı helallere de el sürmedik, yemedik, içmedik. Neden? Kul olduğumuzu idrak ettik, kulluk görevlerimizi yapmaya çalıştık.

Bugün bayram. Sevinç ve neşe günü. Bayram deyip Ramazan ayındaki bütün kazanımlarımızı bir kenara itip tekrar eski halimize dönmeyelim. Ramazan ayındaki kazanımlarımızı daha da geliştirerek Rabbimizin razı olacağı bir kul olalım. Kulluk görevlerimizi son nefesimize kadar yapmaya gayret edelim. İşte o zaman bayram bizim için gerçek bir bayram olur.

Sözlerimi Alvarlı Efe’nin şu dizeleriyle bitirmek istiyorum,

Cân bula cânânını

Bayrâm o bayrâm ola

Kul bula sultânını

Bayrâm o bayrâm ola

 

Hüzn ü keder def’ ola

Dilde hicâb ref’ ola

Cümle günâh af ola

Bayrâm o bayrâm ola

Kadir Gecesi’ni anlayabilmek

Fahri Sağlık

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu