GündemHüseyin YıldırımKöşe Yazıları

Sadıklarla beraber olmak…

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.”Tevbe,119
Câfer-i Sâdık ra beş çeşit insan ile arkadaş olmaktan sakınmayı tavsiye eder.

1- Yalancı, çünkü onunla beraber olduğun sürece aldanış içinde bulunursun.

2-Ahmak, sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir, bunun da farkında olmaz.

3-Cimri, senin en fazla muhtaç olduğun şeyi senden esirger.

4- Korkak, seni başkasına teslim eder ve zor zamanda kaçıp gider.

5- Fasık, seni bir lokmaya ya da daha azına satar.” İmam Gazzali, İhya,II,172

Peygamberimiz sav bir hadislerinde “Kişi dostunun dîni üzeredir. Onun için her biriniz kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin”  buyurmuştur. Ebû Dâvûd, Edeb, 16
Kişi, dostlarının ahlâkından hisseler alır, şahsiyet ve karakteri etkilenir. Dolayısıyla ahlâkî zaafları olan kimselerle ülfet edip onlarla dostluk kurmak, mânevî hayata zehir saçmaktır.

İmam-ı Câfer-i Sâdık bu hakîkate dikkat çekerek, mâneviyat ve ahlâk itibâriyle çeşitli zaafları bulunan kimselerle, tebliğ ve irşat dışında uzak durmayı telkin etmektedir. Zira ünsiyet edilen kimseler arasında kolayca yayılabilen kötü huylar ve nefsânî zaaflar, kişiyi îman zaafına kadar sürükleyebilmektedir. Bunların en tehlikelisi ise “yalan” dır.

Peygamberimiz sav şöyle buyurur,“Sıdk (doğruluk), insanı iyiliğe, iyilik de Cennet’e götürür. Kişi, doğru söylemeye devam ettikçe, sonunda sıddîklardan olur. Yalan, kişiyi fücûra (günah ve ahlâksızlığa), fücûr da Cehennem’e götürür. Kişi yalan söylemeye devam ettikçe, sonunda Allah indinde yalancılardan yazılır.”  Buhârî, Edeb, 69

Doğruluk, müslüman şahsiyetinin ayrılmaz bir vasfıdır. Müşrikler bile Peygamberimiz savʼe peygamberliğinden önce, “Emîn” ve “Sâdık” sıfatlarıyla hitâb ederlerdi. Zira güvenilir ve doğru olmak, Oʼnun tabiatı idi.

Yine bir gün Peygamberimiz sav’e “Mü’min, korkak olabilir mi?” diye sorulmuştu.

“Evet, olabilir!” buyurdu.

“Mü’min, cimri olabilir mi?” diye soruldu.

“Evet, olabilir!” buyurdu.

“Peki mü’min, yalancı olabilir mi?” diye soruldu.

Rasûlullah Efendimiz sav

“HAYIR, ASLA!” buyurdu. İmam Malik,Muvatta, Kelâm, 19; Beyhakî, Şuabul-İman, IV, 207

Bazen müʼmin beşer olarak hata ve kusurlardan bütünüyle uzak duramasa da, dünyevî plânda kendi aleyhine olduğunu bilse bile, mutlakâ yalandan uzak durmalı, doğruluğu hiçbir zaman elden bırakmamalıdır. Peygamberimiz sav şakalarında dahî hakîkat dışı bir ifâde kullanmamışlardır. O’nun doğruluk hassâsiyeti öyle bir seviyeye ulaşmıştır ki, bir kadının çocuğunu çağırırken,“Gel bak sana ne vereceğim!” demesi üzerine, hemen kadına, ona ne vereceğini sormuş, kadın da birkaç hurma vereceğini söyleyince,“Şâyet ona bir şey vermeyecek olsaydın, sana bir yalan günahı yazılırdı.” buyurmuşlardır. Ebû Dâvûd, Edeb, 80; Ahmed, Müsned, III, 447

Aişe rha “Rasûlullah sav yalandan daha kötü ve çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık yalan söylediğini duysa, onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar, kendisini o sahâbîden uzak tutar, onunla görüşmek istemezdi.” İbn-i Sa‘d, Tabakat,I, 378
Peygamberimiz sav “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”  buyurmuştur. Buhârî, Edeb,
Bunun için, kendimiz doğruluktan tâviz vermeyip dostlarımızı da böyle kimselerden seçmeye titizlik göstermeliyiz.

Rabbimiz bizlere ümmet olarak Sıdk ehli olmayı nasip eylesin…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu