Köşe Yazıları

Şükür Kavuşturana

Şükür Kavuşturana

Hoş geldin rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı.                                                                                  

Hoş geldin Kur’an ayı.

Hoş geldin bereket ayı.

İlgili Makaleler

Hoş geldin bedenimize şifa olan oruç ayı.

Yüce Rabbimize hamdüsenalar olsun. Bu sene de rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı mübarek Ramazan-ı Şerife yaklaşmış bulunuyoruz. İnşallah 12 Nisan Pazartesi günü akşamı ilk teravih namazını (maalesef salgın hastalık sebebiyle camilerde değil de evlerimizde ) kılıp 13 Nisan Salı sabahı sahura kalkarak oruca başlayacağız.

Ramazan ayı gerek hikmet yüklü Kuran’ı Kerim’in indirildiği, gerekse Müslümanların Yüce Allah’ın farz kıldığı oruç ibadetlerini yerine getirdikleri ay olması açısından özel bir öneme haizdir. Yüce Allah Bakara Suresi 185. Ayet-i Kerimede;

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” buyurmuştur.

Ramazan ayı, oruç ayıdır.                                                                                                                              

Allah Teâlâ, Müminlere bu ayda oruç tutmayı farz kılmıştır. Yüce Mevla’mız, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur;

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki (oruç tutmak suretiyle kötülüklerden) korunursunuz.” ( Bakara, 2/183 )

Ramazan ayı, hayır ve bereket ayıdır.                                                                                                                

Dua ve niyaz ayıdır. Günahlardan temizlenme, cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Peygamberimiz bu aydan söz ederken: “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur” buyurmuştur. Yine sevgili Peygamberimiz “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar” müjdesini vermiştir. Orucunu tutan Müslümanlar sabır ve sebatla açlığa karşı tahammülü, fakirlerin halini düşünmeyi, hoşgörülü olmayı ve nice güzel hasletleri kazanma imkânına kavuşurlar.

Orucun Müslümanın ferdi ve toplumsal hayatının tanzimine, nefsi eğitiminin gerçekleştirilmesine ve ilahi nimetlerin şükrüne bakan pek çok hikmeti vardır. Yüce dinimizin yapılmasını emrettiği her şeyde bizim bilebildiğimiz veya bilemediğimiz nice hikmetleri ve yararları, haram kıldığı şeylerde de sayılamayacak kadar zararları olduğunu hepimiz kabul ederiz.

Ramazan ayına hazırlanmak

Ramazan ayına girerken maddî ve manevî kirlerden temizlenilmeli, işlediğimiz günahları terk ederek yüce Allah’a tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkmak büyük bir tehlikedir. Haksızlık ve kötülük yapanlar mutlaka tövbe ederek, hak sahiplerinden helâllik alması gerekir. Yoksa Ramazan olsa bile yüce Allah’ın rızasını kazanmaları çok zordur.

Oruç insanı ruhen yüceltir.                                                                                                                              

Fakirlere yardım etme duygusunu geliştirir. Tok acın halinden anlamaz deyimi çok meşhurdur. Anlatıldığına göre Hz. Yusuf kıtlık yıllarında doyasıya yemek yemezmiş, kendisine: ” Mısır’ın hazineleri senin elinde olduğu halde niçin aç kalıyorsun?” denilince: “Doyarsam açları unutmamdan korkuyorum” diye cevap vermiştir.

Oruç cennete götürür.                                                                                                                      

Cennet kapılarının açılıp, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu Ramazan ayında, ihlas ve samimiyetle oruç tutan Müminlerin varacağı yer Cennet’tir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şöyle müjdelemiştir: “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi o kapı kapanır, artık kimse oradan giremez.”

Oruç cehennemden korur.                                                                                                                      

Allah Teâlâ’nın rızası gözetilerek, ihlas ve samimiyetle tutulan oruç, sahibini cehennem ateşinden korur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: ” Oruç sağlam bir kalkandır.”

Oruçlunun duası kabul olur.                                                                                                                 

Allah Teâlâ, oruçlu Müslüman’ın duasını kabul eder. Bu bakımdan, Müslüman oruçlu olduğu zaman yüce Allah’tan dünya ve ahiret saadeti istemeli; yeryüzündeki bütün müminler için, bilhassa sıkıntı ve çile çeken kardeşlerimiz için dua etmelidir. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) bağışlanan kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur.” “Oruçlunun iftar vaktinde yaptığı dua katiyen reddolunmaz.”

Ramazan ayının gündüzlerini oruçla, gecelerini de namaz, zikir, dua, tövbe ve istiğfarla geçirmeliyiz. Ramazan ayında, kimsesizlere, fakirlere, yoksullara, komşulara, hayır kurumlarına yardımda bulunmak; onlara şefkat ve merhamet göstermek, her zaman olduğu gibi imanımızın gereğidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), her zaman muhtaçları gözetir, kimseyi eli boş çevirmezdi. Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Fukarayı arayınız, görüp gözetiniz. Siz ancak fakirleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız.”

Hepinizin Ramazan-i Şerifinizi kutluyor, ülkemiz, milletimiz ve insanlık âlemi için hayırlara ve affımıza vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu