GündemKöşe Yazıları

Sürdürülebilir Tarımın Pratiğe Yansıması: ORGANİK TARIM

Sürdürülebilir Tarımın Pratiğe Yansıması: ORGANİK TARIM

 

İnsanoğlunun geleneksel tarımda yoğun şekilde gübre ve pestisit kullanımı sonucunda, topraktaki kurulu dengede bozulmalar meydana gelmiştir. Bu aşamada bozulan dengenin yeniden kurulmasına yönelik bir üretim modeline ihtiyaç vardır. Organik tarım; doğanın dengesini bozmadan, üretimde hiçbir kimyasal girdi kullanmadan sadece kültürel önlemler alarak gerçekleştirilen planlı bir tarım şeklidir. Çevrenin ve doğal kaynakların korunarak üretim yapılmasını sağlayan organik tarım, aynı zamanda toprak direncini arttırarak ürün kalitesini de olumlu etkileyen alternatif bir üretim yöntemidir.

Sürdürülebilir tarımın pratiğe yansıması açısından önem taşıyan organik tarım, özellikle son yıllarda çevre bilincinin de gelişmesiyle birlikte bir zorunluluk olarak görülmeye başlamıştır. Organik tarım; doğanın dengesini bozmadan, üretimde hiçbir kimyasal girdi kullanmadan sadece kültürel önlemler alarak gerçekleştirilen planlı bir tarım şeklidir. Çevrenin ve doğal kaynakların korunarak üretim yapılmasını sağlayan organik tarım, aynı zamanda toprak direncini arttırarak ürün kalitesini de olumlu etkileyen alternatif bir üretim yöntemidir.

Türkiye’de organik tarımın başlaması ne çiftçilerde çevre bilincinin gelişmesinden ne de finansal destekleme politikasından kaynaklanmıştır aksine tamamen dış talebin etkisiyle başlamıştır. Avrupalı organik tarım şirketlerinin temsilcileri aracılığı ile 1980’li yıllarda geleneksel ürünlerin Avrupa organik pazarında talep edilmesi ile organik tarım başlatıldı. Organik üretim ilk olarak Ege Bölgesi’nde başladı, organik olarak yetiştirilen ilk ürünler ise kuru üzüm ve kuru incir oldu. Organik tarım alanları, tüm tarım alanlarının yaklaşık yüzde 2’sini oluşturuyor. Türkiye’de bölgelere göre organik tarım yapan çiftçilerin sayısı dikkate alındığında; %37 ile Doğu Anadolu Bölgesi ilk sırayı alırken, %26 ile Eğe Bölgesi ikinci, %25 ile Karadeniz Bölgesi üçüncü sırayı almaktadır. Güneydoğu Bölgesi ise sadece %3’lük bir orana sahiptir

Son yıllarda, göreceli olarak gelir ve eğitim seviyeleri yüksek, orta yaşlı, çevreye daha duyarlı, sağlıklı yaşamı benimseyen ve özellikle metropollerde yaşayan sosyo-ekonomik profildeki tüketiciler arasında organik ürün talebi giderek artmaktadır. İlk zamanlar 8 ürünle başlatılan organik tarım şimdilerde 235 ürün çeşidine ulaşmış. 2020 yılı verileri dikkate alındığında üretim miktarı en çok olan on ürün: zeytin, üzüm, buğday, elma, arpa, incir, mısır, kayısı, yonca ve nar’dır.

Organik tarım faaliyetleri için elverişli koşullar sunan, organik tarım uygulamaları her geçen gün yaygınlaşan Balıkesir; yakın gelecekte ülkemizin organik tarım üssü olma yolunda ilerlemektedir. Organik tarımın en yoğun olarak uygulandığı ilçeler Ayvalık, Bigadiç ve Burhaniye’dir. Özellikle de Burhaniye Kırtık Köyü kırsalı, ekolojik tarım turizmi başta olmak üzere, organik tarım ve sürdürülebilir tarım açısından örnek bir köydür. Umarım bu güzel uygulama diğer ilçe ve köylerimize de örnek olur.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu