Gündem

TABİP ODASINDAN AŞI KARŞITLIĞINA TEPKİ

Aşının insan hayatı için elzem durumlardan olduğunu belirten Balıkesir Tabip Odası Yönetimi, yaptığı yazılı açıklama ile aşı karşıtlığının hayati tehlikelere yol açtığı ifade edildi.

 

Balıkesir Tabip Odası tarafından yapılan yazılı açıklamada, ‘’Aşı; insan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri v.b. mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin (toksinler) etkilerinin ortadan kaldırılarak, geliştirilen biyolojik maddelerdir. Aşı, insanları hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır. Çok ciddi bir halk sağlığı sorunu yaratabileceği defalarca kez belirtildiği üzere ülkemizde “Aşı reddi sayısındaki artış” çok önemli boyutlardadır. Mutlaka ve kararlılıkla aşı reddi nedenlerinin üzerine gidilmesi gerekir. Koruyucu sağlık hizmetleri arasında en etkili olan uygulama halen aşılamadır.

1981 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan genel bağışıklama programı ile aşı ile korunabilir 6 hastalığa karşı 12-23 aylık bebeklerin % 90’ını tam aşılı hale getirmek ve her aşı için ülke genelinde % 95 bağışıklama oranlarına ulaşılması ve sürdürülmesi hedeflenmiştir. Bağışıklama politikalarındaki politik irade, toplum tabanlı sağlık örgütlenmesi (sağlık ocakları – 224 sayılı sosyalizasyon yasası) ve birinci basamak sağlık çalışanlarının özverili ve etkin çalışmaları sayesinde halktaki aşıya karşı tüm önyargılarla tereddütler giderilerek önemli başarılar elde edilmiştir’’ denildi.

 

SALGINLARA DİKKAT!

Aşıyı reddeden aile oranının her geçen gün arttığı belirtilirken yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ‘‘Çocuk felci ve kızamık hastalıklarının yok edilmesiyle sonuçlanan bu başarı sürecinin devamı ne yazık ki sağlanamamış, aşı ile önlenebilir hastalıkların görülme sıklığı ve aşılanamayan nüfus giderek artmıştır. TNSA verilerine göre Genişletilmiş Bağışıklama Programı hedefine uzaklık 2008’de % 9.5 iken 2013’de % 15.9’a yükselmiştir. Bebeklerimizi aşı ile önlenebilir hastalıklara karşı dirençli kılmada başarı 2008’e göre % 8 azalmıştır. Ülkemizde aşılanmayan çocuk sayısında ciddi artış bulunmaktadır. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 verilerine göre hiçbir aşı yaptırmamış olma durumu 13-26 aylık çocuklarda 2008’de 20 bin dolayında (%1.6) iken 2013’te 37 binlere (%2.9) çıkmıştır. Hiç aşılanmamış çocuk sayısında 17 248 (% 81) artış olmuştur. TNSA verileri göstermektedir ki hiç aşılanmamış olmak neredeyse tümüyle varsıl olmayanların, eğitimsizlerin, çok çocukluların ve kız çocuklarının sorunu gibi görünmektedir. Bu eşitsizliği daha da arttırmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2011’de 183 iken 2016’da 12 bine, 2017 ise 23 bine çıktı.Ülkemizde, 2011-2013 yıllarında kızamık salgınları yaşanmıştır.Bağışıklık oluşturulamayan, aşılanamayan ve aşıyı reddeden herkes hastalanma riskiyle karşı karşıyadır.

Salgın yönetimini yapacak kurumların altyapısının sağlanmaması önümüzdeki yıllarda aşı ile önlenebilir hastalıkların oluşmasına uygun bir zemin hazırlayacaktır.Anayasa Mahkemesi 26 Ekim 2016 tarihinde mevcut yasalar doğrultusunda çocuk felci dışındaki aşıların zorunlu tutulamayacağı yönünde bir karar almıştır. Bu karar aşılama konusunda yasal bir düzenleme yapılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Türk Tabipleri Birliği 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda ve Türk Ceza Kanunu’nda konuyla ilgili değişiklik önerileri hazırlayarak TBMM’ye ve Sağlık Bakanlığına sunmuş olup, bir an önce yasalaşması sağlanmalıdır.Bağışıklama hizmetleri, aşının üretiminden uygulanmasına kadar bütün süreçleriyle ve aşıyı uygulayan sağlık çalışanları ve sağlık kurumlarıyla bu hizmetin götürülmesi gereken hedef nüfusuyla bir bütün olarak örgütlenmesi ve yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı’nın, gerek sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde, gerekse mevzuatta gerekli düzenlemeleri yapması ve acilen önlemler alması gerekmektedir.

Ülkemizde kamunun aşı üretiminde ve geliştirilmesinde daha etkin rol alması aşıya olan güveni arttıracaktır.Başarılı bir bağışıklama hizmeti toplum katılımının ve etkin bir sağlık eğitiminin gerçekleştirildiği, bütüncül ve toplum tabanlı bir sağlık örgütlenmesi ile mümkündür.Birinci basamakta bugüne kadar gerçekleştirmek için uğraştığımız hayallerimizin ve bu uğurda harcadığımız emeğin peşinde olacağımızı belirtiyor ve aynı iradeyi Sağlık Bakanlığı’ndan bekliyoruz’’

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu